Türkan Şoray'ı kıskandıran kadın biletçi
O Türkiye'nin ilk kadın biletçisi. İETT'deki günlerini anlatırken bize yakın sandığımız tarihin artık hayli uzaklaştığını gösterirken, güzelliği ile Türkan Şoray'ı kıskandırıp ve Ayhan Işık'ın gözünü nasıl kamaştırdığını hatırlatıyor.
ABONE OL
İETT'nin 1960'lı yıllarda görev yapan ilk bayan biletçi Ayşe Tuncalılar, İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı'yı makamında ziyaret etti.
Genel Müdür Baraçlı, ziyaret sırasında yaptığı açıklamada "İETT, köklü ve tarihi bir kurum. Kurumumuza ve tarihimize sahip çıkıyoruz. Geçmişe sahip çıkmadan geleceğimizi tesis edemeyiz. Bu yüzden İETT'ye yıllarca emek vermiş insanlarımızı minnetle anıyoruz. Onları unutmuyoruz. Onlar sayesinde bu kurum bugünlere geldi. Biz de daha ileri götürmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu. Baraçlı, daha sonra Ayşe Tuncalılar'a çiçek ve çeşitli hediyeler vererek teşekkür etti.
TÜRKAN ŞORAY BENİ İSTEMEDİ Var. Bir sabah işe gittik. Baktık garajda bir hareket, Ayhan Işık’ la Türkan Şoray film çekiyorlar. Otobüs Yolcuları filmi. Ben resmi üniformamla bir hayli göze çarpıyorum. Ayhan Işık, birden fark etti beni. Hanım çok güzel, onu da dahil edelim dedi. Türkan Şoray, istemedi beni. Yok dedi, ben kabul etmem. O gün Ayhan Işık yemekhanedi bizimle birlikte yemek yedi, masa tenisi oynadı. Sokaklarda zor yürüyordum o zamanlar. Hususi olarak geliyorlardı ki kadın biletçi varmış, çok güzel, hostes, seyredelim. Gördükleri zaman trafik kilitleniyordu. Gençlik de var tabii. Üniformamız çok dikkat çekiyordu. Bu yüzden çoğu zaman sivil gidiyordum işe, üniformalarımı garajda giyiyordum. O zaman da garaj müdürümüz albaydı, askeri yönetim var ya. Niye sivil geliyorsun diye sorardı. Ben de yürüyemiyorum yolda derdim. Zaten İETT’de biletçi demiyorlardı ki hostes zannediyorlardı. |
Ayşe Tuncalılar, o günleri anlatıyor…
Yüz kırk yıla yakın tarihinde pek çok ilke imza atan İETT’nin 1960'lı yıllarda otobüslerde görev yapan kadın biletçileri vardı. Onların göreve başlamasını sağlayan dönemin genel müdürüydü. Yüksek mimar olan ve estetiğe verdiği önemle tanınan Genel Müdür Sedat Erkoğlu, otobüslerde daha nezih bir hava eseceği ve arada sırada çıkan ufak münakaşaların önleneceği düşüncesiyle işe alır kadın biletçileri.
Çeşitli zorlu imtihanlardan geçerek 1959 yılı sonlarında iş başı yapan 20 kişilik kadro, beş yıl süreyle çalışır. Ancak sayıca onlardan çok daha fazla olan erkek biletçilerin ‘biz gece çalışıyoruz, onlar niye çalışmıyor?’ diyerek huzursuzluk çıkarmaları sonucu baş gösteren sıkıntılar üzerine farklı alanlara kaydırılırlar. Bir tek Ayşe Tuncalılar kalır. O, İsviçre’den gelen otomatik makinelerle bilet kesen tek biletçidir aynı zamanda.
O günleri yaşanmış geçmiş bir masal gibi anlatıyor Ayşe Tuncalılar:
***
TALEBELERİ ASKER GİBİ SIRAYA DİZERDİM
Bir günde ne kadar hasılat yaptığınızı hatırlıyor musunuz?
Ben yüksek hasılat yapardım. Bir günde yüz lirayı buluyordum. Arkadaşlar, gene rekor kırdın derlerdi, çünkü yolcular hususi olarak beklerdi beni. Sicilimi öğrenmişlerdi. Başka otobüslere binmezler, o gül yüzlü gelsin de onunla gidelim derlerdi. Talebeler malum, çok hareketli olur, yerinde duramazlardı. Bilet almıyorlar, kaçak geçiyorlar falan. Ben çalışırken çok disiplindiydim. Hiç taviz vermez, onları asker gibi sıraya dizerdim. Çocuklar derdim, bana yardımcı olun. Hepiniz biletinizi alıp otobüse bineceksiniz. Bindikten sonra gırgır-şamata yapabilirsiniz ama kontrol geldiğinde susacaksınız derdim. O zaman beni dinlerler, gördün mü bizi adam etti, ne güzel hitap ediyor derlerdi. Erkek biletçiler daha sert, kızıyorlar, ama kadın öyle mi? Daha kibar, başka yani. Onlar da biz 352’yi bekliyoruz -sicil numaram buydu- başkasıyla gitmeyiz derlerdi. Etiler, Levent, Sarıyer... Bütün semtler beni istiyordu.
***
Yıllar sonra o yıllara, çalışma koşullarına, eski İstanbul’a dair soruları bütün zarafeti ve nezaketiyle yanıtlayan Ayşe Tuncalılar'ın röportajının tamanını ve görmek için bu linki kullanabilirsiniz...