Moody’s, Türkiye’nin notunu geçtiğimiz hafta sonunda, yukarı yönlü değiştirdi..

Daha hafta başı olmadan Cumartesi-Pazar günleri, soldan çarklı muhalifler ile Ak Parti karşıtı muhafazakarlar uyarılarda bulundular.

“Bakmayın siz kredi notunun yükselmesine” dediler..

“Sevinmeyin o kadar” dediler..

Hatta CHP Sözcüsü Deniz Yücel, ‘MOODY’S kredi notumuzu yükseltince Ayşe teyzenin tenceresi kaynamıyor’ dedi..

Oysa eski aylarda, Moody’s’inden Doody’s’ine..

Kim not düşürse..

“Yandık, kül olduk. Artık 40 vakte kadar ölümü bekleyin” diyorlardı..

Şimdi kredi notu yükseliyor.. Türkiye’nin kredi notu, B3 seviyesinden B1’e yükseltiliyor.

“40 vakte kadar, canlanacağız” demelerinden vazgeçtik..

“Değişen bir şey yok. Ölüme her an hazırlıklı olun” modunda açıklamalarını sürdürüyorlar.

Kredi notunuz düşse de öleceksiniz.

Kredi notunuz yükselse de öleceksiniz.

Emperyalizmin yerli uşakları, Moody’s’in kararını bu şekilde vermişler..

Sözcü sustu, Cumhuriyet gürledi. Cumhuriyet sustu, Birgün, hatta Karar gazetesi topa girdi..

Diğer cenahta birçok ekonomist, “Pazartesi piyasalarda çok değişik tablolar önümüze çıkabilir. Türkiye’nin uzun süredir beklediği ekonomik tablodaki iyileşmenin önemli göstergesi yaşanabilir” dese de..

Türkiye’nin iflasında kararlı olanlar, “Gelen para kalıcı değil.. İstediği zaman çıkar” dediler, itiraz ettiler..

“Türkiye’de fiyatlar yükseldiği için, turistler artık bizi tercih etmiyor, oteller boş kaldı.. % 50 indirim de fayda etmedi” deyip, karamsarlık tablosu aşıladılar..

Sanki daha birkaç ay önce, “Alman turistler Türkiye’ye geliyor ama, bir sorun, niye geliyorlar.. Çünkü burası çok ucuza geliyor” diyenler, bunlar değilmiş gibi..

Sanki Yunanistan, dün yokmuş. Bugün yeni icat edilmiş gibi..

Sanki Türkiye’deki pahalılık, son bir ay içinde birdenbire katlanmış da, Yunanistan’da fiyatlar yerinde saydığı için, Türkiye daha pahalı hale dönüşmüş gibi..

Dahası..

Turizm dünyasında, gidilecek ülkeler, sezonun en başından planlama yapılmıyormuş da, sanki günlük belirleniyormuş, turistlerin gideceği ülkeler günlük belirlendiği için,  Türkiye’ye gelecek turistler, ülkemizdeki enflasyonu dikkate alıp son dakikada Yunanistan’ı tercih etmişler gibi..

Algı üzerine algı ürettiler. 

“Kredi notunun yükselmesi ile, Türkiye’ye gelecek olan para, büyük çoğunlukla sıcak para.. Sıcak para da geldiği gibi, bir çırpıda çıkabilir, çok umut bağlamayın” dediler..

Sanki, “Kredi notumuz yükseldi. Türkiye’ye artık para gelecek. Demir bağlayacak. 300 sene boyunca tekrar dışarı çıkmayacak” diyen varmış gibi..

Kendilerince bizi uyarmaya, daha doğrusu korkutmaya, umutsuzluk aşılamaya kalkıştılar..

Düne kadar, “Dolar kuru yine yükseldi. Dolar kurunun yükselmesi ne demek biliyor musunuz. İğneden ipliğe her şeye istisnasız zam gelmesi demek” diyenler..

“Tamamen yerli olan üretimlerimiz var. Onların fiyatı, dolar kurundan niye etkilensin ki. Etkilense bile, birebir niye etkilensin ki” dediğimizde..

Bizimle alay edenler..

Dolar kurunun aylardır yerinde sayması üzerine şimdi şunu bile söylediler:

“En ucuz şey, dolar.. Mutlaka değerlenmesi lazım..”

Değerlenirse, iğneden ipliğe zam gelecek..

Bunu mu istiyorsunuz.

Veya tersinden düşünelim..

Dolar değerlenmiyorsa, iğneden ipliğe zam gelmesi için sebep ortadan kalkmış oluyor..

Enflasyon düşmüş oluyor, kabul mü?

Buna da itiraz ediyorlar..

“Yok yok enflasyon eskisi gibi..  Her şeye zam gelmeye devam ediyor, ama bir tek dolar değerlenmiyor. Dolar kurunun da yükselmesi lazım.”

Bugün geldiğimiz son noktada, emperyalizm uşağı bu hokkabazlar ile oturup konuşacağınız bir zemin, gerçekten kalmadı..

Ne derseniz deyin, hazır beklettikleri 1000 değişik argümandan, işlerine ne yarıyorsa, onunla size itiraz ediyorlar..

Hiçbir şey yapamıyorlarsa, eski defterleri karıştırıp, “Kur Korumalı Mevduat’ın Türkiye’ye maliyeti şu kadar oldu” diye ahkam kesiyorlar..

Kur korumalı mevduatın Türkiye’ye maliyeti şu kadar da..

Şimdi Kur Korumalı’ya destek çekildikten sonra..

Bütün parametrelerde toplam maliyet de düştü mü? Bütçeden çıkan para düştü mü?

Hayır düşmedi..

Bu sefer de faize giden para yükseldi.

Kur Korumalı maliyeti düştü. Yerine faiz geldi, faiz maliyeti yükseldi..

İnancımızı önemseyerek, nihai noktada faizi kaldırmayı planlamıyorsanız..

Ha Ali-Veli..

Ha Veli-Ali!

Kur korumalı mevduatta, faiz oranları daha düşük olduğu için, belki de onu tercih etmemiz gerekir iken.. 

Yapılamadı.. Alınan kararlar sabırla sürdürülemedi. 

Gelişmesi engellenen ülkelerin maalesef böyle bir sorunu var. Dış güçler tarafından had bildirilmek istenen ülkelerin, böyle bir sıkıntısı var..

Saadet Partililer bile, faizin çok daha düşük oranlara indirildiği önceki dönemdeki Kur Korumalı Mevduatı hedef tahtasına koyup, faizli dönemi zımnen alkışlarcasına, yapılan algılara imza atıyorlar..

Nihai noktada bugün, “dolar yine rekor kırdı” söylemleri yerine..

“Dolarda bugün de değişiklik yok” başlıkları atılıyor..

“Dolar yine rekor kırdı” denilirken içten içe yaşanılan sevinçler.. Yabancı paranın; bize göre suni de olsa, sonuçta rakamsal olarak değerlenmesinden dolayı birilerinin duyduğu sevinçler..

Şimdi..

“Ah vah.. Ne yapacağız şimdi. Siyasi iktidarı nasıl kötüleyeceğiz şimdi” denilerek, dolar değerindeki yerinde saymadan duyulan rahatsızlığa dönüşmüş durumda..

Ceplerinde sakladıkları 1000 tane argümanla karşımıza çıkıyorlar dedim.

Alın size turizm üzerinden oynadıkları oyun.

Turist sayısında 2024 yılının ilk çeyreğinde, yine tarihi rekor kırılmış, bir önceki rekor olan 2023 ilk çeyreğine göre % 16’lık artış sağlanmıştı..

Adamlar utanmadan, Türkiye’ye ihanet edercesine, “Turistik oteller boş. % 50 indirim yapıldığı halde, yine de turist Türkiye’yi tercih etmiyor” diye başlık attılar.

“Ne güzel işte, fiyatlar bir çırpıda % 50 inmiş” diye sevinç duyacaklarına..

Fiyatların inmesini de “dolar değerindeki yetersiz yükseliş”e bağlamışlar.

Dolar inse de şikayetçiler dolar yerinde saysa da şikayetçiler.

Aslında bunlar Türkiye’den şikayetçiler..

Türkiye’nin güçlü olmasından şikayetçiler.

Onun içindir ki Fransız okullarını överler, Türk eğitiminin yerlerde süründüğünü iddia ederler.

Birinci Dünya Savaşı’nda Kahramanmaraş’ı işgal eden Fransızların, Charles de Gaule ismiyle kendi generallerine açtıkları okulun avukatlığını yaparlar.

Emperyalizm karşıtlığını da elden bırakmazlar. Riyakarlık da onlardadır, çelişki de onlarda.

Yeni Akit