78 canın kaybedildiği yangın, bizler için ders olmalı.

Ölenleri geri getirme imkanımız yok..

Yakınlarına tekrar sabır diliyorum.

Ama yeni canların kaybedilmemesi için, bu olaydan azami ders çıkarmamız gerektiğini tekrar tekrar hatırlatıyorum..

Birileri, AK parti yandaşlığı diyebilirler..

Hatırlattıklarımıza cevap verebiliyorlarsa, zaten körü körüne yandaşlık yaptığımız ortaya çıkar.

Ama hatırlattıklarımıza cevap veremeyenler, istedikleri çamuru sıçratmaya çalışsınlar..

Kendileri yandaştır.

Hem de kötüye yandaştırlar, şeytanlığa yandaştırlar..

Dün Sözcü gazetesi korsan rapor üzerinden manşet atmıştı..

“*İşte o heyet” diyorlar..

İki makine mühendisi, iki mimar, bir inşaat mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir iş güvenliği uzmanının hazırladığı ileri sürülen bilirkişi raporundan bahsediyorlar..

Benim ilk takıldığım husus, bilirkişi diye gösterilen kişilerden üçünün, hem de içlerinde iş güvenliği uzmanının da, başında baret olmadan o yangından çıkmış tehlikeli binada fotoğraf vermiş olmaları.

Tam “Bize bir şey olmaz” mantığı.

İyi de, bu mantık, 78 canımızın kaybedilmesine sebep olmadı mı?

Şimdi 78 canımızı kaybettiğimiz yangında, ilk kıvılcım nereden çıktı, bunun arkasında yatan sebep ne, niye söndürülemedi, niye tüm oteli esir aldı, niye tedbirler fayda etmedi gibi onlarca soruya cevap bulacak bilirkişi heyeti, bina içine güvensiz bir şekilde giriyorsa..

Onların hazırlayacakları rapordan da bir cacık olmaz..

Devam ediyorum.. Sözcü gazetesine ve bu haberi kendisine rehber alıp, tatava yapan herkese soruyorum: 

“Makine mühendisinin bilgi birikimi, bu yangının çıkış sebebi, gelişmesi ve tedbirlerin sonuç vermemesi aşamalarında bize ne katkı sunabilir?”

Ölümler asansör arızasından kaynaklanır.. Binadaki bir makinenin çalışmasından kaynaklı bir yangın yaşanır.. Anlarım..

Ama lokanta bölümünde, çıkış sebebi olarak iş güvenliği uzmanını ilgilendirdiği apaçık ortada olan tedbirlerin alınmamasından kaynaklı yangında, hem de iki makine mühendisi birden niye bilirkişi heyetine alınır ki?

Yangın merdivenleri açısından, iki mimar, doğru.. Bir inşaat mühendisi doğru..

Bir elektrik mühendisi doğru.. 

Ama affedersiniz, bu isimlerin kimi Bolu Valiliği’nde, kimi İl Özel İdaresi’nde, kimi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda, kimi Orman Bakanlığı’nda kadrolu memur ise..

Yangının çıktığı binanın ruhsatını İl Özel İdaresi’nin verdiği apaçık ortada iken, itfaiyeden alınan raporu değerlendirme noktasında kendisinin de belki kusuru olan isimlerin, kusurları tespit amaçlı bilirkişi heyetinde yer alması, nasıl mümkün olabilir?

Daha da ilgincini söyleyeyim..

İl Özel İdaresi’nin, Valiliğin çalışanları, hatta bir de DSİ çalışanı, bir de Çevre Şehircilik Bakanlığı çalışanı ve bir de üniversite öğretim üyesi olan kişilerin bulunduğu, iki de özel işyerinden gelen ismin bulunduğu heyet, CHP’lilerin medyaya bazı sayfalarını yaydığı rapor doğru ise, belediyede hiçbir kusur bulamamış, Kültür Bakanlığını sorumlu tutmuş..

Heeeyyy. 

Tayyip Erdoğan için, “Yandaşları göreve getiriyor. Kadrolaşıyor” diyenler..

Boşverin kadrolaşmayı..

Ben de AK Parti’nin veya herhangi bir partinin devlette kadrolaşmasını asla istemem..

Ama AK Parti’nin 22. iktidar yılında, 7 kişilik bilirkişi heyetinin içindeki devlette çalışan 5 kişi, resmen CHP sempatizanlıklarını ifşa ediyorsa..

CHP’li Bolu Belediye Başkanı bile, “İtfaiye müdürüm korkmuştur, bilgi vermemiş olabilir” diyerek, suçu kısmen kabul ederken..

Ortalığa kısmen yayılan rapor iddiası doğru ise, bilirkişi heyeti, itfaiyede hiçbir suç bulmuyorsa..

Bu nasıl kadrolaşmadır?

CHP öyle bir kadrolaşmış ki.. 22 yılda AK Parti, bir tane adam ile bile, kadrolaşamamış demektir.

Tam bu noktada, bir soru daha yönelteyim, Sözcü ve avanesine..

Affedersiniz, itfaiye raporu nereden alınır, alınmadı ise, sorumlusu kimdir, işletme ruhsatını kim verir, turizm bölgesi olması o yerin sorumluluğunu bakanlığa verir mi.. Daha nice, idare hukukunu ilgilendiren sorumluluklar konusunun uzmanı, elektrik mühendisi midir? Makine mühendisi midir. Yoksa inşaat mühendisi midir?

İnşaat mühendisi, binadaki yanlış hususları tespit eder. Ama itfaiye raporunu kim düzenlemek zorundadır, her yıl tekrarlanması gerekir mi ve daha nice hukuk ile ilgili soruların cevabını inşaat mühendisi nereden bilsin?

Nereden bilsin ki, içinde hukukçu olmayan heyetin, sorumluyu bulduğu, sorumlunun Kültür Bakanlığı olduğu ileri sürülüyor?

İşin doğrusu ne?

Bilirkişi heyeti 11 kişi. 7’si teknik isim, Onların dışında, hukuki yorumu yapacak olan hukukçu isimler de var. Hukukçuların olmadığı ortamda, yerindeki tespitleri yapan bilirkişilerin kendilerince aldıkları notlar, tüm bilirkişi heyetinin raporu imiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.. Sahtekarlık yapılıyor..

Dolayısı ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Bilirkişi raporu verdi. Şimdi onların raporu iptal edilip, yeni bilirkişi raporu almak istiyorlar” açıklaması açık bir yalan..

“Heyete 4 kişi ilave edip, raporu değiştirmek istiyorlar” iddiası da külliyen yalan..

En başından beri, zaten o heyetin içinde hukukçular olmak zorunda..

Aksini söyleyen, bana bir tane örnek göstersinler.. Ki, yangınla ilgili bir bilirkişi heyetinde, hukukçu olmasın.. 

Bir hususu daha hatırlatayım. Av. Yaşar Baş, hukukçu kimliği ile pratik zekası ile en önemlisi tecrübesi ile yorumlarına gerçekten ihtiyaç duyulan bir isim..

Nitekim Bolu Belediyesi’nin aralık ayında aynı otel ile ilgili yaptığı işlemlerle ilgili olarak Av. Yaşar Baş, x hesabında bir paylaşım yapmış.. Belediye İtfaiye Yönetmeliği’nin Ek-1/4. Maddesini hatırlatıyor. Madde şöyle:

“... itfaiye raporlarına ilişkin bilgiler elektronik ortamda kayıt altında tutulur ve itfaiye raporunun düzenlendiği gün itfaiye raporuna ilişkin kayıtlar yetkili idareyle varsa elektronik ortamda paylaşılabilir.”

Haydi bakalım, CHP sempatizanları bu maddeyi nasıl aştıklarını bize izah etsinler..

Bolu Belediyesi’nin, basit bir kağıt üstünde eksiklikleri tespit etmesinin, yönetmeliğe açıkca aykırılığını nasıl açıklayacaklar, görelim..

Zaman zaman bana, “AK Parti’ye çok sahip çıkıyorsun. Bu kadar bağlılık gösterme” diyorlar.

Bakın şu yönetmelik maddesi, 2021 yılında mevzuata eklenmiş.

AK Parti iktidarında, yapılamayan, geç kalan işler olabilir.. Ama yapılan her iş, mutlaka hukukun, adaletin, dar gelirlinin, fakirin-fukaranın, güçsüzün lehinedir..

Birileri istedikleri kadar, müteahhitlere para kazandırmak için, ihale kanununda 175 defa değişiklik yapıldı desin.

O alçakların yalanlarına rağmen, ben iddia ediyorum ki, o değişikliklerin her biri, çakal müteahhitlerin yolunu kapatmak için yapılmıştır.

İşte somut örnek.

Elektronik ortamda raporun tutulması isteniyor ki, ayak oyunları olmasın.

Ama CHP’li belediyenin dayıoğluna emanet edilen itfaiyesi, gördüğünüz üzere, kağıt üstünde eksikleri tespit edip, sonra da “dilekçesini geri çekti” diyerek, 78 cana malolacak kanunsuzluğun üstünü örtmeye çalışıyor..

Ama suçüstü oluyor..

“Bizim eksiklikleri bakanlığa bildirme görevimiz yok” diyorlar.. Alın işte, var mıymış görün.. 

Hodri meydan.. CHP’li belediye, buyursun bu konuya açıklık getirsin.

Yeni Akit