Soldan çarklı bir şarkıcı daha, ibret dolu son ile karşılaştı.

Biz dünyaya kazık çakmayacağız. Eyvallah.

Hiç kimse kazık çakmayacak.. Eyvallah. 

Ama bu ibretlik sonları görüp, hayatımızı buna göre dizayn edilmesinin daha doğru olacağını söylemek çok mu garip ki, hayatta iken iddialı iddialı sözlerle insanların karşısına çıkıyoruz.

Sorun, bu!

Dürüstlük çok mu zor bir iş ki, hep yanar dönerlik ile, halkın karşısına çıkıyoruz.

Problem olan, bu!

Ölen Volkan Konak'a değil sözlerimiz.

Yaşayan Volkan Konak'lara..

Ölen Volkan Konak, AK Parti’ye salya sümük saldırmayan bir şarkıcı gördü mü, onları “yalaka” olarak yaftalıyordu.

Ne var ise..

“Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi durumu” gerekçe gösterip, “Ülkemizde ve Orta Doğuda siyasi partiler ya tarikat ya tek adam sistemidir ve de siyaset yapan kişilerin zenginleşme alanıdır” diyor, müziği bıraktığını söylüyordu.

Bu sözleri sarfeden bir şarkıcı, 1938'e kadar tek adam konumundaki Atatürk için "yenilmez şövalyemiz Atatürk’ü sevmeyenle ahbaplık etmem" sözlerini sarf etmemiş olsa..

Durumdan vazife çıkarıp, Atatürk'e hakaret iddiası ile Akit yazarı merhum Yavuz Bahadıroğlu ağabeyi hapse attırmak için savcılık müracaatı yapmamış olsa.. Tarihçi Mustafa Armağan'ın gündeme getirdiği gerçekler hakkında utanç dolu şikayet dilekçesi yazmamış olsa..

"Adamın hayat çizgisi, 'tek adam'lığa kökten karşıtlık üzerine" derdim.
Ama öyle değil.

"Benim tek adamım ise, halk seçmemiş bile olsa, o ilahdır.. Ama halkın verdiği oylarla seçilmiş olsa da, millet iradesinin belirlediği kişi benim zihniyetten değil ise, ona saldırmak, itibarsızlaştırmak, görevimdir" demeye getiriyor..

Onun içindir ki, sandıksız tek adam olan Esed'e bile hayrandırlar ama..

Halkın seçtiği Erdoğan'a düşmandırlar.

Birine (hakkı ile seçilmiş kişiye) saldırıyor, bir başkasına ise, onların jargonu ile konuşursak "yalaka"lık yapıyor.

2014'de, 2018'de, 2023'te halkın seçtiği kişi için, "zenginleşme" muhabbeti yapıyor ya..
Son nefesini, zenginleşenlerin karşısında, lüksün her çeşidinin zirve yaptığı bol yıldızlı bir otelin konaklayıcılarına şarkı söylerken veriyor.

Aynı şarkıcı, Türkiye'nin % 52 oyunu alan lideri için "tek adam" diyor ama.. İBB koltuğuna oturup, ordan CHP'yi yöneten, sadece İstanbul ilçelerinin değil, Türkiye'deki birçok il ve ilçenin de belediye başkanını belirleyen Ekrem İmamoğlu tutuklandığında, "Her zaman yanında olacağım" diyebiliyor.

Ne olur, insanlarımız dürüst olsalar.

Üç günlük dünya hayatı için kılıktan kılığa girmeseler.

Ne olurdu, bu ülkenin geleceği olan gençliği, tüm kötülüklerin anası alkolden korumak için, Diyanet'in hazırladığı bir hutbede, içkinin haram olduğu belirtilmesi üzerine.. Aklı başında hiç kimsenin savunamayacağı laflar edilmeseydi..

Lütfen söyler misiniz, aklı başında kim, Volkan Konak'ın şu sözlerini kabul edebilir:

"Atatürk'ün kurduğu Diyanet'in koltuğunu işgal eden zat, insanlığın hizmetine ücretsiz sunulan dini maaşla icra etmek, eğlence ve de turizm alanında çalışan ve bu sektörlerin vergisinden maaş almayı içine sindirmek, ancak sizin gibi bezirgan saltanatı süren kişilere yakışır. Bu akşam maaş ve ödeneklerinize katkı olması için bir kadeh de sizler için içiyorum. Lütfen kabul buyurunuz…"

Ne oldu, bu sözleri sarfettin de?

Eğer gerçekten, akşam dediğin gibi o zıkkımı da içti isen. Ne oldu, alkol aldın diye, başın göğe mi erdi?

Şimdi ben de sana, "Ölünce gömmesinler beni toprağa. Yaksınlar benim tüm bedenimi. Ve bir kutuya koyup Karadeniz’imin üstüne bir helikopterle savursunlar tüm küllerimi.

Özellikle de Trabzon’umun üstüne..." sözlerini hatırlatıp, "Trabzonlular, küllerini bile istemiyor, bu durumda küllerini, bir dönem yerleşme kararı verdiğin Batı'ya savuralım mı" desem çok mu güzel olur..

Kendi ailesi bile, bugün "yakılma"yı red ediyor.

Vasiyet, "yakılma" iken, ailenin açıklamasında "İstanbul Levent Hayrettin Paşa Camii’nde kılınacak öğle namazına müteakip" deniliyor.. Küllerin savrulması yerine, "aile kabristanına defnedilme"den bahsediyor.

"Atatürk'ün kurduğu Diyanet" diye başlayan sözlere nazire yaparak, şimdi biz de kendisine soralım mı: "Noldi? Hakaret ettiğin imamın önüne geldin mi? 'Eğlence sektörü vergisi ile maaş alma' diyerek tahkir etmek istediğin imamın önüne, hem de para baronlarını eğlendirmek için şarkı söylerken verdiğin son nefes ile geldin mi?"
Üç tane şakşakçın, din adamlarına hakaret ederken sana alkış tutabilir.
Ama kamu vicdanı önemli.

Sen ki Hatay'lı Ali İsmail için şarkı söyledin, ağıtlar yaktın. Yak, itiraz etmem.
Ama hemşehrin Eren Bülbül için iki çift cümle kuramadı isen. Desteklediğin CHP'nin HDP ile ittifakı bozulur korkusu ile, PKK'lıların şehid ettiği 15 yaşındaki hemşehrin Eren Bülbül'e bir ağıt yakamadı isen..

Senden geçti artık. Senin izinden gidenlerin düşünmesi gerekmez mi, "Nereye savrulduk biz"

Ne acı bir durum..

Solculuk yap..

Zenginleri eğlendirirken son nefesini ver..

Din adamlarına hakaret et..

Din adamlarının önüne, tabutun gelsin..

İçinde yaşadığın toplumun inançlarına, örfüne posta koy, "Cesedimi yakın" de..
Ailen bile, "Böyle bir saçmalık olmaz" desin.

"Küllerimi Trabzon üzerine savurun" de..

Hemşehrilerinin çoğu, "Kimi eğlendirirken öldü ise oralara savrulsun.. Ya da bize övgü ile bahsettiği Batı ülkelerinin üzerine savrulsun" desin.

Kimse kimseye, "Şu kişiye oy vereceksin" demiyor. Dememeli..

Ama kimsenin de, bir başkasına "yalaka" demesi hoş değil.

Kimse, kimsenin yediğine içtiğine, fiziki zorlama ile karışmıyor.

Ama kimse de, anayasanın bile, gençlerin zararlarından korunulmasını istediği alkolü, bize "senin için de içeyim" övgüsü ile takdim etmesin.

Kimse topluma solculuk satıp, kendisini zenginlerin masasına meze ettirmesin.

Kimse, gazetelerde "emekçilerimiz" derken. Televizyonlarda "Asgari ücretlilerimiz" derken.. Sosyal medya hesaplarında "Emeklilerimiz" derken.. Gerçek hayatta, bir katında kumarhanesinde kaybedilen milyonlara kahkahalarla gülenlerin olduğu.. Bir başka katında dansözün bilmem neresine dolar yapıştırılan bol yıldızlı otellerin salonlarında fotoğraf verme riyakarlığına kendisini düşürmesin.

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi