Abdulhamit Güler
Abdulhamit Güler
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

'Hakîkat'i 'Gerçek'e mahkum sinema

GİRİŞ 12.08.2012 GÜNCELLEME 12.08.2012 YAZARLAR

Halbuki soru, cevabı sevmez. Cevaba ulaşmak değil, cevaba gidecek yola ilk taşı koymaktır, soru.

Yani soru sormak, cevap aramak değil, rahatsız etmek, düşünmeye sevk etmektir. Misyon ve vizyon bakımından 'soru'yu koyabileceğimiz 'sınır' budur.

Fakat bu, kadim zihin yapısının tarifidir. Modern algı ise 'risksiz risk' peşindedir. Çünkü modern insan, 'hazzına hakkını vermek için' yaşar.

Haz, rehberdir. Nefis, erdemdir. Erdem, elemdir. Maksat, hazdır. Haz, cihazdır.

'Gerçek', bu bağlamda bir arayışın öznesi olacakken, statik zaruretin haznesine dönüşüyor. 'Gerçeği aramak' ise ucuz propagandanın geçici başlıklarının en başta gelenidir.

•    Paul Verhoeve'in 1990 yapımı eserinin yeniden yapımı ve bir çeşit yeniden yorumlanması olan 'Gerçeğe Çağrı', Len Viseman imzasıyla perdeye çıktı.

Teknik olarak mükemmel bir iş çıkarılmış. Görsel efektlerin tasarımı ve uygulaması çok başarılı. Oyunculuk tatmin edici boyutta ve 22 yıl sonra 'yeniden' çekimin hakkı verilmiş.

Tercih edilen yöntem bakımından Gerçeğe Çağrı, sınıfı geçer not alır.

Gerçeğin ne olduğunun anlaşılması ya da anlatılması noktasında en çok tercih edilen husus 'rüya' oluyor. Eşyanın zıddı ile kaim olması durumu düşünülence mantıklı olmakla beraber, rüya, gerçeğin değil 'hakikat'in işareti olduğundan, modern insanın bu noktadaki yaklaşımı ebediyyen sonuç vermeyecek.

'Gerçek ne' diye ifade edilen ve ontolojik şekle büründürülen arayış, aslında, 'birey' diye tanımlayabileceğimiz 'yalnızlığına mahkum' zamane insanının debelendiğinin hareketidir.

Hâsılı kelâm; felsefe yapmak, popüler sinema argümanları ile 'Batı'nın eline bırakılmayacak bir 'yük'.

Gerçeğe Çağrı, 'yeniden' yerinde saymanın alışıldık seyirliği olarak izlenebilecek, teknik olarak haz verecek, sinemadan çıkınca ise geride pek bir şey bırakmayacak, kafası karışık endüstri ürünü babında hizmetinizdedir.

abdulhamitguler@gmail.com
twitter: @_hayirlisi_

YORUMLAR 1
  • Hasan Seyre 13 yıl önce Şikayet Et
    batman..kara şövalyenin yükselişi.... total recal "gerçeğe çağrıya" gidemedim bari batman ı kaçırmayayım edim. ha bu arada "total recal" in marsa dönen arnold schvarnegedzerin oynadığı eski versiyonuda unutmadan söyleyelim. o muhteşemdi. batmanda aslında tam bir yıldızlar geçidi vardı. christian bale, morgan freeman, gary oldman, liamy neason kadrosuyla bana öyle çağrışımlar yaptırdıki şaaşırdım kaldım. bir kere gotham ı ele geçiren ve gölgeler prensinden kötü tarafa kayan "bane" aslında star warstaki sith geleneğini kuran darth bane yi çağrıştırıyordu. gölgeler prensinin kurucusu olan iyi tarafı temsil eden usta liami neason ruhuyla gelip christian bale ye sonsuzluk kulesinde öğüt vermesi, bana the phantom managede rol alan jeday ustası qui jin(limai neason eski üçlemedeki obiwan ın masterı) sanki çırağı obi wam kanobiye öğüt verir gibiydi. gary oldmanı ise harrison ford (haan solo) la oynadığı air force one dan hatırlıyoruz.
    Cevapla