Tüküren sinemanın gişe başarısı
Karikatürize bir canlandırma olan Recep İvedik ile rekorlar kıran seri sonrası aslına bakarsanız Gökbakar riske girdi. Daha 'sıradan' karakterlerin oluşturduğu yeni filminde kadın-erkek ilişkisini ele alan, daha doğrusu, zamane gençlerin karşı cinsle münasebetine her açıdan bakan film, Recep İvedik karakteri kadar ilgi çekmeyebilirdi.
Açıkçası benim düşüncem de bu yöndeydi.
Lakin ilk hafta sonrası manzara hiç de öyle olmadı.
Celal ile Ceren'in ilk hafta gişesi 1 milyon 142 bin 796 olarak gerçekleşti.
Bu veri, Cem Yılmaz'ın sahne gösterilerinden beyaz perdeye çıkardığı ve CM101MMXI Fundamentals'ın ilk hafta gişesinden 80 bin kadar daha iyi.
Bu da gösteriyor ki, Şahan Gökbakar'ın sadece Recep İvedik'ten kaynaklanmayan bir kazancı söz konusu.
Gökbakar, hedef kitlesini doğru yerden yakalamış ve o noktaya oynamaya devam ediyor.
Bu, maksat açısından bir başarı.
Gişe işleri ortaya koyan bir kişi için başlı başına bir başarı kıstası...
Birçoklarının yapamadığını başaran Şahan Gökbakar, izleyiciyi yakaladığı noktada kendi rekorunu zorlayacak gibi.
Çeşitli ortamlarda, 2 milyondan fazlasını başarılı olarak göreceğimi belirtmiştim. Şu an ise 3 milyonu geçeceğini düşünüyorum.
Benim için gişenin tespitten öte bir manası olmadığı için burayı çabucak geçiyorum.
Gelelim filme...
Filmin kısa hikayesi şöyle:
30'lu yaşlarını süren Celal, Karaköy'de baba mesleğini devam ettiren bir elektrikçidir. 30 yaş krizine yeni girmiş olan Ceren ise mobilya mağazasında çalışmaktadır. İkilinin uzun beraberliği ise 6 yıla dayanmıştır! Artık evlenecekleri düşünülürken, Celal bir arkadaşının bekarlığa veda partisine gitmek ister. Ceren müsaade etmez. Celal ise gizlice gider. Yalancının mumu sosyal medyada söner ve Ceren öğrenir. Ayrılma aşamasına gelirler. Celal, arkadaşlarının 'gazına gelir', Ceren'den önce davranıp terk eder! Hayatının çoktan daha güllük- gülistanlık olacağını sanırken bekarlık günlerinde belalar da peşini bırakmaz. Ve Ceren'i yeniden kazanmaya karar verir.
Hikayeye bakınca, filmin büyük bölümünün, Celal'in Ceren'i kazanmak için yapacağı oyunlara sahne olacağını sanıyorsunuz. Fragmandan çıkan sonuç da bu. Lakin öyle olmuyor. Filmin büyük bölümü, kadın-erkek ilişkilerinin en 'ilişkisiz' dönemiyle meşgul oluyor.
Recep İvedik gibi bir karakter etrafında dönmediği için seviyenin daha yüksek olacağını düşünüyordum. Ancak yanılmışım. Esprilerin neredeyse tamamı bel altı ve müstehcen.
Hele hele bir 'tükürük' meselesi var ki, Şahan Gökbakar'ı tanıdığımızdan beri kurtulamadık.
Televizyon programlarından beri mutlaka tüküren bir karakteri eserlerinde görüyoruz.
Celal ile Ceren'de de aynı durum söz konusu.
Neredeyse filmdeki bütün karakterler bir defa tükürdü.
Bir tercih olarak bakılabilir elbet. Öyledir de. Bu durumda eleştirmek de bizim hakkımız.
Ve aslına bakarsanız bir komedi filminin içeriğini uzun uzadıya tahlil etmek de mümkün değil. Zira 'gülmek' göreceli bir durum.
Kimin, neye güldüğünü 'şahsi' olarak eleştirebiliriz. Ancak 'sanat' bağlamında bunu irdelemek mümkün değil.
Şahsi fikrim şu ki, Şahan Gökbakar komedisinin seviyesi düşük...
Filmin biçimsel olarak eleştirilecek bir yanı da yok.
Standartlar bağlamında merkez sinema argümanları kullanılıyor.
"Bir komedi filminde başka ne olabilir ki" diye sorarsanız da, örnek olarak 'Korkuyorum Anne'yi gösterebilirim.
Netice olarak şunu itiraf etmem gerek ki, Şahan Gökbakar, gişeyi yakaladığı noktada kendini izleyicide var etmiş bir isim.
Ülke sinemamızın komedi türünde bir Şahan Gökbakar faktörü daha uzun zaman konuşulacak.
Abdulhamit Güler - Haber 7
abdulhamitguler@gmail.com
twitter: @_hayirlisi_
-
ahmet yılmaz 12 yıl önce Şikayet Etbitse de rahatlasak. arkadaş bi bitmedi şu türk sineması, bitin de rahatlayalım. olmuyor yapamıyorsunuz bu işi, bırakınBeğen Toplam 2 beğeni