Şehit derneği kurulacaksa da biz kurarız...
Türkiye'nin gözü kulağı Çankaya Köşkü ve 'askere sivil yargı' düzenlemesinde.
Konu hassas olduğu için taraflar diken üstünde. Yasanın iptalini isteyenler ile aynen kabulünü savunanlar Köşk'ü ikna turunda.
Gül meselenin öneminin farkında. Seyahat programlarını bile değiştirdi. Ankara'daki beklenti yarın kararın çıkması yönünde. Köşk kaynakları 'Cumhurbaşkanı günlük tartışmalara göre karar almaz' diyerek hukukun üstünlüğüne vurgu yapıyor.
Gül'ün kararı Türkiye'nin bundan sonra nasıl bir ülke olacağı noktasında çok önemli. Tartışmaların yüksek sesle yapılması da bu açıdan normal.
Fakat bu hararetli konular tartışılırken Ankara'da gözden kaçan başka gelişmeler de yaşanıyor.
Malum Nevzat Tandoğan'ın 'tek parti zihniyeti'ni yansıttığı iddia edilen bir sözü vardır. Osman Yüksek Serdengeçti'ye hitaben "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek" dediği kayıtlara geçmiştir.
Buraya şuradan geldik. Şehitlik Türk insanı için kutsal bir kavram. Fakat bu kutsal kavram üzerinden derin bir mücadele yaşanıyor.
Baştan alırsak... Terörün gemiyi azıya aldığı doksanlı yılların başı. MGK, şehit ailelerinin teröre karşı ortak tepki göstermesi için dernekleşme yönünde bir tavsiye kararı aldı. Kısa sürede ülke genelinde 80'e yakın şehit derneği kuruldu. Yeni şehitler geldikçe dernekler büyüdü, sayıları arttı. Yakın zamana kadar istenilen amaca uygun bir tablo oluştu. Fakat son birkaç yıldır 'şüpheli' işler olmaya başlayınca aileler sadece 'vatan sağolsun' dememeye başladı.
Bu tip 'çatlak' seslerin yükselmesi üzerine ilginç bir gelişme oldu ve şehit derneklerine davalar açılmaya başladı. Davayı açan Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı 4 dernek. Gerekçeleri ise 2847 sayılı yasa. Kendileri dışında hiçbir derneğin 'şehit' ismini kullanamayacağını savunuyorlar. Tabi bu işin görünürdeki nedeni. Kulislere göre 'çatlak seslerden' rahatsız olan Ankara'nın şehit derneklerinin kontrol altına alınmasını istediği ifade ediliyor.
Hatta seçim öncesi iki ay İçişleri Bakanlığı yapan Osman Güneş genelge ile 'Genelkurmay'ın kabul ettiği MSB'ye bağlı 4 dernek dışında hiçbir şehit derneğinin resmi günlerde Atatürk anıtına çelenk koyamayacağı'nı tebliğ etti.
Anadolu'nun çeşitli yerlerinde şehit derneklerine yerel garnizonlardan 'kapatın' baskısının gittiği ifade ediliyor. Davalardan bunalan şehit dernekleri ise Başbakanlığa başvurdu. Kapanma baskısına maruz kaldıklarını anlatan derneklerin ilginç hikâyeleri var. Çocuklarını bu ülke için şehit veren aileler isyanda. Eğer bir derneğe üye olacaksanız ancak bizim istediğimiz derneğe üye olabilirsiniz dayatmasına tepkililer. Özetle Tandoğan'ın adı sadece bir meydanda yaşamıyor.
Delidir deli!
Ergenekon'da yeni iddianame beklenirken süren davada ilginç gelişmeler yaşanıyor. Sulandırma-saptırma-rotasından çıkarma faaliyetleri içinde midir bilinmez ama kilit sanıklara bir haller oldu.
Danıştay-Ergenekon bağının en önemli ayaklarından Osman Yıldırım rutin bir bakaya davasında 'deliye çıkarılma' durumuyla karşı karşıya. Normalde askerden kaçmayla ilgili bir davada akıl sağlığının kontrolü yapılmaz. Fakat ilginç bir şekilde üstelik de kendi talebi olmadığı halde 'akıl sağlığını kontrol' amacıyla hastaneye sevk edildi.
Yine ilginç bir şekilde hastanedeki süreçle ilgili bilgi almak mümkün değil. Ve dahası Danıştay saldırganı Alparslan Aslan'a da bir haller olmuş. Cezaevini birbirine katıyor. 'Deliye çıkmayı' sağlayacak envai çeşit faaliyette bulunuyormuş. Daha önce de benzer girişimleri olmuş, Numune Hastanesi'nde muayene edilmiş ve 'sağlam' raporu verilmişti. Fakat ailesi ısrarla Adli Tıp'a sevkini istiyor. Mahkeme şu ana kadar bu taleplere kulak tıkadı. Duyumlar o ki önümüzdeki günlerde 'hem Osman Yıldırım hem de Alparslan Aslan 'deliye çıkabilir.'
Adem Yavuz Arslan - Bugün
ayavuz@bugun.com.tr
-
cengizhan 16 yıl önce Şikayet Etşehıtler. genel kurmayla şehıtlerı ayırmak gereklı şehıdın gidecegı yer bellı ama genel kurmayında gidecegı yer bellı.ama kımse genel kurmayın gıdecegı yere gıtmek ıstemez herkes şehıtlerın yanına gıtmek ıster onlarda bunun farkında oldugundan hesap kıtap işi belkı paraları kesılır mehmetçik fakfına giden paralar şehıtleremı yoksa paşaların içkı parasınamı gıdıyor .belkı bundan karşı çıkabılırlerBeğen
-
tuncay tezel 16 yıl önce Şikayet EtPKK'nın bir fikri yapısı var bunu bilen var mı?. sayın yazarımız hiç düşündü mü dernekler vs değil de bu şehit verenlerin bir fikri yapısı oluyor. düşünülmemiş galiba hiç bu. garip.. neden acaba türkiyede binlerce köşe yazarımız varken bir tanesi bile yahu bu PKK hangi fikirle şehit veriyor, biz bu fikri ortadan kaldıracak bir fikri yapıya sahip miyiz demiyor. garip gerçekten..Beğen
-
hursit dilaver 16 yıl önce Şikayet Etşehit bizden,rejimi yaşatmak sizden..hadi bakalım... şehitler canımız. bu ülke şehitlerle kuruldu, şimdi de şehitlerle yaşıyor.o şehitler sayesinde doğu elimizde..vatan elimizde..bir oğlu şehit olunca ikincisini de hemen göndermek için başvuran şehit babası.. ne mutlu ona..hatta şehit oğlunun yarım kalan askerliğini tamamlamak için izin isteyen baba.. işte anadolu adamı bu..helal olsun. onlar olduğu müddetçe devletimiz, laik düzenimiz,kemalizmimiz,devrimlerimiz ,yani CHP nin 6 oku ebedi yaşayacak..şehit, anadoludan ama rejimimizi yaşatmak sizden..tamam mıBeğen
-
aydın vatandaş 16 yıl önce Şikayet EtÖnemli olan derneği değil ŞEHİT VERMEMEK. Evet Şehit vermemek tedbir almak bu konuda geren tedbirlerin hepsini eksiksiz almak birde bakıyoruz tedbir için uğraşması gerenler siyasetle milleti fişklemekle T.C.vatandaşlarının inanc ırk milliyetleri ile uğraşıp demokrasi dersi vermeye birde kendilerini finansa eden halkımızı azarlamakla meşgul vatan sağolsun en kolay söylenen kelime bir insan nasıl yetişiyor varlıkla yoklukla 20 yaşına getir hain bir kurşunla yok et bumu Bütün kurumları ve yöneticilerini aklı selime davet ediyorum Hoşgörü sevgi herşeyiBeğen