Adem Yavuz Arslan
Adem Yavuz Arslan
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Kan kusan iktidar!

GİRİŞ 07.02.2010 GÜNCELLEME 07.02.2010 YAZARLAR

Bir yandan da 'sivil vesayet' gibi suni gündemler pompalanıyor. Ama daha önce Malezya ve İran sendromlarını uyduranlar şimdi de 'sivil vesayet' söylemiyle yeni bir yol açmanın derdinde. Yaşı müsait olanlar hatırlar Baykal 20 yıl önce de Özal için 'sivil diktatör' kampanyası yürütmüştü.

Hükümet açısından bugünlerin hararetli konusu ise anayasa değişikliği. Partide görüş ayrılıkları var. Bir kesim "Ne olursa olsun artık anayasal değişiklikler yapmalıyız" derken etkili bir başka kesim de "Birinci anayasa değişikliği girişimimizde neler olduğu ortada. Az daha kapatılıyorduk. Eğer yeniden bir düzenleme çalışmasına başlarsak bu kez bizi kesin olarak kapatırlar" görüşünü dillendiriyor. Bir üçüncü kesim ise "Esas meselemiz ekonomi olmalı. Yeni anayasa talebinde olanların toplamı yüzde bir etmez" diyor. Parti yetkili kurullarının alacağı karar henüz net değil. Ama hazırlığı tamamlanmış üç ya da 4 mini paketin varlığı biliniyor.

Siyasetin mevcut aritmetiğinin bir anayasa değişikliğine imkân tanımadığı da ortada. Fakat ortada bir başka gerçek var. Darbe anayasası ile Türkiye'nin artık bir yere gitmesi mümkün değil. Hatta bu şekliyle ayakta kalması da imkânsız. Herkes anayasa konusunda şikâyetçi ama adım atmaya gelince ortada kimse kalmıyor. Son olarak yaklaşık bir ay önce Bakan Egemen Bağış, Baykal'a bir çağrı yapmıştı, "Buyurun anayasayı siz yapın biz destek verelim." Hatta bu çağrıyı birkaç kez yeniledi Bakan Bağış. Ama CHP'den dönüş olmadı. Yani ne yaparım ne yaptırırım durumu var muhalefet açısından.

Her fırsatta dile getirdik, tekrar hatırlatalım. Türkiye'nin bugün tartıştığı birçok sorunu aslında sistemik aksaklıklardan türeyip büyüdü. Kürt sorunu nereden çıktı? Bireysel inanç özgürlükleri, asker sivil ilişkileri, yargıdaki vesayetçi yaklaşım... AK Parti iktidarında neredeyse 50'ye yakın çete ve mafya vari örgütlenme çökertildi. Ama darbe girişimlerinin, eylem planlarının ardı arkası kesilmiyor. Çünkü sistemin bizatihi kendisi sorun üretiyor, besleyip büyütüyor. Bu ülkede Başbakan'ın bilmediği gizli hesaplar, kozmik odalar var. Büyüklüğü ve nasıl kullanıldığı bilinmeyen 'örtülü ödenekler' var. Bugün ortaya çıkıyor ki o örtülü ödeneklerden hatırı sayılır paralar buhar olmuş. Bazıları 'mercimek tanesi' dese de 7.5 trilyonun hesabı verilemiyor. İddialar vahim. Yasa dışı dinleme cihazları alındığı da söyleniyor, bazı gazete ve toplantıların finanse edildiği de.

Örnekleri uzatmak mümkün. Türkiye'de devlet yapılanmasının kendisi bizatihi problemli. İsimler ya da iktidarlar değişse de yeraltındaki paralel yapı iktidarını sürdürüyor.

Başbakan Erdoğan önceki gün İstanbul'daki bir törende yargıdan gördüğü defansı anlatırken "Bize kan kusturuyorlar" dedi. Başbakan sonuna kadar haklı. Hem belediyeler hem de hükümetin yaptığı birçok icraata bizzat yargı muhalefet ediyor. Gecekondu yapılmasına 'yaşam hakkı' olarak bakan yargı, milyar dolar para sayıp yatırım yapacak olan yabancı sermayeye hayır diyor.

Ama Başbakan'ın haksız olduğu bir konu var. Siz iktidardasınız. İktidarın, muhalefet partisi üslubuyla şikâyet etme hakkı yoktur. 2002 seçimlerinde ve 2007'de halk size büyük bir destek verdi. Son anketler de gösteriyor ki geniş halk kitleleri hâlâ sizle olan birlikteliğini sürdürüyor.

Unutmayalım. Bu ülkede kahramandan bol bir şey yoktur. 'Vatan elden gidiyor' diyerek durumdan vazife çıkartacak ve etrafına toplayacağı üç beş yandaşla maceraya girecek çok adam vardır.

Hükümete düşen görev sistemik aksaklıkları kalıcı şekilde tamir edecek yasal düzenlemeleri yapmak. Bunun acı faturaları ve siyaseten olumsuz sonuçları olsa da bunu yapmak zorunda. Çünkü kişilere bağlı gelişen kısmi iyileşmeler onlar iktidardan inince daha ağır yaptırımlara dönüşür. Bunun örnekleri de daha önce yaşandı.

Belki bazı çevrelerden aksi yönde görüşler pompalansa bile halka gitmekten çekinmemek lazım. Sonuçta iktidar şikâyet değil çözüm üretme makamıdır.

Adem Yavuz ARSLAN / Bugün
ayavuz@bugun.com.tr

YORUMLAR 4
  • ahmet ilker 15 yıl önce Şikayet Et
    Meclisin Paravan Olarak Kullanıldığı Bir Garip Cumhuriyet: Türkiye!. Neredeyse 1 asra yakın bir süredir meclis dışı güçlerce idare edilen bir ülke ve keriz yerine konan bir halk. İlk defa bu garip düzene isyan eden bir iktidar ve ona destek veren her kesimden çok büyük bir halk kitlesi. Ordunun, yargının, medyanın, siyasetin ve üniversitelerin yıllar boyu içlerinde biriktirdikleri pisliği boşaltmalarına neden olan bir iktidara kim karşı durmak isterki? Ergenekon mu? Artık çok geç, çünkü zulmün devam etmesine Allah da izin vermiyor!
    Cevapla
  • şükrü ertaç 15 yıl önce Şikayet Et
    Türkiye Cum,kurulduğundan beri askeri anayasalarla idare ediliyor,. İlk anayasamız 1924,Atatürk ve arkadaşları tarafından hazırlandı yani orduya herzaman el koymaya hazırol mesajı içeriyordu bu yüzden 60 darbesiyle günahsız insanlar yargılanır gibi yapılarak idam edildi daha sonraki 61 anayasası yine darbeciler tarafından hazırlanmışdı,ondan sonraki 82 anayasası yine Evren paşanın emriyle hazırlanan daha sonra birkaç maddesi değişen anayasa hala yürürlükde şimdi hükümet değiştirmek istiyor darbeciler karşı çıkıyor ama inşaallah AK Parti bu işide halledecek.
    Cevapla
  • Mustafa YILMAZ 15 yıl önce Şikayet Et
    Devamı-2. Yine de bu karşı koymalara,engellemelere rağmen memleketi borç batağından ,krizlerden kurtarmayı başardı...Bu iktidarın yaptıklarını şimdi görmek istemeyenler zaten görmez,ama yıllar sonra itiraf etmek zorunda kalacaklar,çünkü mızrak çuvala sığmaz hale gelecekTıpkı ÖzalI hatırladıkları gibi..menderesi hatırladıkları gibi..Gerçekten bu hükümete helal olsun!geçmiş hiç bir hükümet bu kadar engellenmemiş,bütün kurumları tarafındanAskeri,yargısı,medyası,bürokratı v.b. takoz olunmamıştır!Helal sana Tayyib !
    Cevapla
  • Mustafa YILMAZ 15 yıl önce Şikayet Et
    Evet İktidarın şikayet etme hakkı yokturama nereye?-1. bekara eş boşamak kolaydır!Yazarda bu kolaycılığa kapılmışköşesinden ahkam kesiyorŞİkayet etme hakkı yoktur diye...iktidar şikayet etmiyorkendine oy verenlerle hasbihal ediyor!Bu ayrımı bil!Şikayet mahkemelere olur,onu da muhalefet yapıyor!Bu iktidar,sadece ekonomik kalkınmayla,işsizlikle mücadeleyle uğraşmamışOrtaya çıkan olaylardan anlaşılıyor ki Yedi Düvelle savaşmış,kimlerle uğraşmış,kimler engellemeye kalkmış ortaya çıkıyor...Bildiğimiz bunlar,ya bilmediklerimiz?
    Cevapla