Ayağında top olan futbolcu, karşısındaki rakibini yanıltacak hareketler yapar.

Amacı, karşısındakini şaşırtıp onun duruşunu bozmaktır.

Rakip, yanlış tarafa doğru kıpırdayınca, futbolcu da amacına ulaşır ve hedefine doğru ilerler.

Terör de, bir tür “toplumsal çalım” sayılır.

Amacı, toplumun duruşunu bozmak, onu şaşırtmak, durduğu yerden kıpırdatmaktır.

Türkiye’de terör bunu çok uzun yıllar becerdi.

Biz, çalımı yedik.

Ardından darbe oldu.

Darbe olunca da terör bitti.

Yeni bir darbe için kendisine ihtiyaç duyulana kadar da kenara çekildi.

Şimdi gene kimliği tam bilinmeyen birileri bombalar patlatıyor.

İnsanları öldürüyor.

Yaralıyor.

Hayatlarını söndürüyor.

Ama, amacına ulaşamıyor.

Çünkü artık biz bu çalımı biliyoruz ve futbol deyimiyle söylersek, bu çalımı yemiyoruz.

Türkiye yerinden kımıldamıyor.

İnsanlar yaşananlar için üzülüyor, acı çekiyor, öfkeleniyor ama “hadi artık darbe olsun” diyerek darbecileri desteklemiyor.

Darbe destekçileri azınlıkta kalıyor.

Güngören’de bir katliam yaptılar.

Üsküdar’da havan patlattılar.

Mersin’de arabayı havaya uçurdular.

Dün de İzmir’de polis minibüsünün yanında bir arabayı infilak ettirdiler.

Bunların hepsinde toplum acı çekti ama kıpırdamadı.

Bu saldırıları kim üstlenirse üstlensin, kim yaparsa yapsın, onun amacının bir “darbeye” yardım etmek olduğunu toplum artık biliyor.

Darbe destekçileri çeşitli kılıklarda ortaya çıkıyorlar ama amaçları hep aynı kalıyor.

Biz de onların amaçlarını biliyoruz.

Ne yaparlarsa yapsınlar bu toplumu yerinden kıpırdatamayacaklar bundan sonra.

Boşuna patlatıyorlar o bombaları.

İnsanları boşuna öldürüyorlar.

Bu oyunun bittiğini, bu çalımın artık geçmediğini bir türlü anlamıyorlar.

Onlar bombalarını patlatırken bir yandan da bir başka soruşturma hızlanıyor.

Ergenekon’un her yandaki kollarına ulaşılıyor.

Dağlıca’da, Malatya’da Ergenekon’un izleri çıkıyor ortaya.

Hrant Dink cinayetinde yeni sanıklar ele geçiriliyor.

“Çalımcılar” ağır ağır köşeye sıkıştırılıyor.

İktidar partisi, asker sivil ilişkilerini normalleştireceği konusunda Avrupa Birliği’ne söz veriyor.

Jandarma'yı sivil otoriteye bağlamaya hazırlanıyor.

Bu tür hamlelerin çoğalması, ülkedeki siyasi iklimi de değiştirecek hiç kuşkusuz.

Toplum yeniden güven kazanacak.

AKP’nin Avrupa’ya doğru attığı her adım, bir darbeye temel olarak kullanılmak istenen “laik-şeriat” tartışmasının etkisini azaltacak.

Bu tartışmanın yarattığı çatlak, darbecilerle terörün arasına girip derinleştirmeye çalıştığı bir çatlak.

Bunun ortadan kalkması, terörü planlayanların ümidini iyiden iyiye kıracaktır.

Bu ümidin de köküne kadar kırılması gerekiyor zaten.

Artık çalım yemeyen bir toplum var, bu doğru.

Ama bu toplumun içinde bir huzursuzluk saklı.

Hiç bitmeyen bir gerginlikten yorgun ve huzursuz insanlar.

Bu gerginliğin aslında “yapay” olduğunu göstermek de hükümete düşüyor kaçınılmaz olarak.

Bu hükümet, Kürtler’in, Aleviler’in, solcuların, muhafazakârların ortak hükümeti olabilmeye çalışırsa bu gerginlik biter.

Kürtler’e yukardan bakarsa, Aleviler’i uzak tutarsa, solcuları “yabancı” görürse…

Sadece bu grupların değil muhafazakârların da güvenini kaybeder.

Çünkü muhafazakârlar bu hükümeti desteklerken, ondan güvenli bir ortam ve huzur bekliyor.

Bu ülke terörün çalımını yemiyor ama siyasetin çalımını da yemiyor.

Sadece lafla, sadece jestle bu toplumu ikna etmenin, kandırmanın pek yolu yok.

AKP, ülkenin hayati sorunlarına ciddi çözümler bulamazsa en fazla bir dönem daha kalır sonra kaybolur gider.

Toplum yeni bir parti çıkartır.

Ne yazık ki Kürtler’le ve Aleviler’le ilgili henüz doyurucu bir çalışma yok ortada.

Bana kalırsa, AKP’nin de, Türkiye’nin de huzuru bulması, iktidar partisinin “kendisine benzemeyenlerin” sorunlarını çözmesiyle mümkün.

Çünkü ancak böyle bir yaklaşım, “laiklik-şeriatçılık” başlıklı yapay sorunu ortadan kaldırabilir.

Darbecileri ve terör planlayıcılarını çaresiz bırakır.

AKP’nin bunları yapması, Türkiye’nin içine sokulmak istendiği kapanı çok süratli kırar.

Ama AKP bunları yapmasa bile Türkiye’ye bir şey olmaz.

AKP gider…

Türkiye durduğu yerde durur.

Çünkü bu toplum kimseden çalım yemiyor artık.

ahmetaltan111@gmail.com