Trafik gibi
Bizim burada, Moda’nın girişinde küçük bir meydan var.
Meydana üç sokak açılıyor.
Üç sokaktan ikisinin çıkışına trafik lambaları konmuş, bir tanesinde lamba yok.
Her akşam o küçük meydan bir cehenneme dönüyor.
Arabalar o meydanda düğüm oluyor.
Trafik duruyor.
Herkes birbirine bağırıyor, arada bir kavgalar çıkıyor, insanlar birbirinden nefret ediyor.
O meydanı geçebilirseniz eğer sonrasında trafik açık.
Her gün tekrarlanan bu sorunun çözümü o kadar açık ki böylesine basit bir şeyi söylemeğe insan utanıyor.
Ya üçüncü sokağın başına da bir lamba yerleştirecekler ya da oraya aklı başında bir polis koyacaklar.
Bunu yapmadıkları için insanlar bitmez tükenmez bir çile yaşıyorlar orada.
Bazen oradan geçmek zorunda kalıyorum.
Ve, bu ülkede en üstten en aşağıya kadar tuhaf bir “yönetememe” hastalığı olduğunu düşünüyorum.
Türkiye gibi önü açık, potansiyeli ve enerjisi yüksek bir ülkenin sıkıştığı şu “küçük” alandan çıkması sağlansa, ondan sonrası bu ülke rahat rahat ilerleyecek.
Oradan çıkamıyoruz işte.
Küçücük bir alanda didişip duruyoruz.
Herkes şikâyetçi ama kimse çözüm istemiyor.
Ya da şöyle bir çözüm istiyor herkes:
“Benim geldiğim yolun önünü açsınlar, biz geçelim, diğerleri beklesin, onlardan bize ne, onlar başka sokaklardan gelen arabalar.”
Sizce o meydandaki trafik sorunu bu mantıkla çözülebilir mi?
Yalnızca bir sokaktan gelenlere öncelik tanınabilir mi?
Diyelim ki öyle yapıldı, diğer sokaklarda biriken arabalar ne kadar beklerler geçebilmek için?
Sonunda iş şiddete, kaba kuvvete dönmez mi?
Döner.
Zaten de dönüyor.
Bugün yaşadıklarımızın ne olduğunu sanıyorsunuz?
Herkesin kendi bulunduğu sokağın önceliğini savunması ve meydana düzen verecek bir yönetimin olmaması.
Ne olur herkes sırayla ve hakkaniyetle oradan geçse?
Başka sokaklardan gelenlerin geçmesini biraz beklersin ama sen de rahatça oradan geçersin.
Bunu anlamak gerçekten bu kadar zor mu?
Ne olur bu ülkede herkes, Türkler, Kürtler, Sünniler, Aleviler, dinsizler, solcular, demokratlar, milliyetçiler, ulusalcılar, Kemalistler, eşit haklara sahip olsalar?
Hepsi düşüncesini rahatça açıklasa...
Kürtler anadillerinde eğitim yapsa...
Sünni genç kızlar istiyorlarsa başörtüsü taksa...
Aleviler cemevlerine gidip, çocuklarına kendi inançlarını öğretse...
İsteyen kadınlar başı açık gezse...
İsteyen mini etek giyse...
Ne olur?
Herkes o “meydandan” rahatça geçer, herkes sıkıntısız yaşar.
Ama bana bazen öyle geliyor ki, bu ülkede insanlar, kendi özgürlüklerinden çok “diğerlerinin” özgürlüğünü engellemekle meşgul.
Dindarlar, kendileri kadar dindar olmayanların içki içmesini engellemeye çalışıyor.
Kemalistler, dindar kızların başörtüsünü çekiştirmekle meşgul...
Dün bana mektup yazan ve kendini “komünist” zanneden bir Alevinin düşündüğü gibi düşünen Aleviler, “başörtüsü rüşvetini vermektense kendi buruk kanlarını içmeye” razı...
Ve, meydan karmakarışık.
Bu ülkede mutlu olan kim var?
Söyleyin bana, bu ülkede kim mutlu...
Kimse.
Herkes hakkını istiyor.
“Benim hakkımı da verin, başkalarının hakkını da” diyen var mı?
Var ama çok az.
“Benim hakkımı verin” diye cümleye başlayan “diğerlerinin hakkını vermeyin” diye devam ediyor genellikle.
Hepimiz aynı küçük meydancığa sıkıştık.
O meydanı geçemiyoruz.
“Başka sokaklardan gelenler geçmesin, sadece biz geçelim” diyerek de geçemeyeceğiz.
Hep birlikte desek ki, “kardeşim her sokağın başına bir trafik lambası koyun, herkes sırayla geçsin,” sorun çözülecek.
Ama diyemiyoruz işte...
Bulunduğumuz bu noktadaki karmaşayı aşabilsek yol açık...
Bir kavşakta takılıp kaldık.
Çektiğimiz sıkıntı canımıza tak diyene kadar da burada tepineceğiz anlaşılan.
Ne diyeyim, burada birbirinize öfkelene öfkelene bekleyin...
Beklemekten bunaldığınızda yolu açarsınız, yolu açmak sizin elinizde çünkü.
Ahmet Altan - Taraf
ahmetaltan111@gmail.com
-
isa ertuğrul 17 yıl önce Şikayet EtSenin söylediğini Malkom x,de söylemişti. Bir rüyam var diyordu.Herkesin eşit olduğu birbirine saygılı olduğu filan diye,fakat adamı susturdular bizim ülkemizde ise biraz hoşgörü birazda demokrasinin bütün kurum ve kuruluşlara yerleşmesi ile herşey hallolur.Okula giden kızın dini inançları sebebiyle takdığı örtüsü seni niye rahatsız eder.Bizler heryerde içki içip kadına kıza sarkanlardan rahatsızız.Ginede onlar kadar sesimiz çıkmıyor merak etmeyin bu ülke hiçbir zaman İran olmaz.Sadece biraz hoşgörü o kadar..Beğen