Ahmet Anapalı
Ahmet Anapalı
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Kutlanan Komik Bir Zafer; Lozan Antlaşması “2”

GİRİŞ 04.10.2016 GÜNCELLEME 06.10.2016 YAZARLAR

Toplantı Bir Hafta Ertelendi Ama Türkiye’ye haber verilmedi.

Toplantı günü 13 Kasım olarak kararlaştırıldı ve tüm ülkelere davet mektupları gönderildi. Gönderildi ama İsviçre, bu toplantı için yapması gereken gerekli hazırlıkları yapmadığı ve İngiltere ile İsviçre’de genel seçimler olduğu için toplantı ilan edildiği tarihten bir hafta sonraya ertelendi. Fakat toplantının bir hafta ertelenmesi haberi Türkiye’ye söylenmedi. İsterseniz skandal olarak adlandırılması gereken bu hadiseyi baş aktöründen yani İsmet İnönü’nün hatıralarından takip edelim;

“… İsviçre’ye gelir gelmez karşımıza çıkan ilk mesele İsviçre’yi tamamıyla boş bulmamızdır. Müttefiklerden hiç kimse hiçbir heyet İsviçre’ye gelmemişti. Yalnız biz gitmiş bulunuyorduk. Bunun sebebi İsviçre’de ve İngiltere’de yeni seçimlere gidilmiş olmasıdır. O günler bu ülkelerde seçim günleri idi. İngiliz heyeti İngiltere’deki seçimlerden sonra gelebilecek ve konferans başlayacaktı. Ben İstanbul’da General Harrington ile görüşmüştüm. O bana bu konuda bir şey söylememişti. Gerek İstanbul’da gerek İstanbul’dan ayrıldıktan sonra yolda veya herhangi bir yerde bana konferansın bize söylendiği gibi ayın 13’ünde toplanmayacağını, bir hafta ertelendiğini bildirmemişti.[1]  Ne acı, toplantı tarihi erteleniyor ama Türk heyetine haber vermek tenezzülünde dahi bulunulmuyor. İşin daha fenası bizim ekip bunu uluslar arası bir skandal haline getirip Türkiye’nin haklarını aramıyor.

Lozan’da Türkçe Konuşmak Yasaktı.

        Yapılan görüşmeler neticesinde Fransızca, İngilizce ve İtalyanca resmi dil kabul edildi. Başka dil yasaktı!... Halbuki masaya galip bir devlet sıfatı ile oturan taraf olarak TÜRKÇE'nin de olması gerekirdi. Böylece Anlaşma'nın TÜRKÇE aslı elimizde olurdu... Hâlbuki şimdi sadece antlaşma metninin sonraki senelerde yapılan tercümesi var. Düşünmek bile insanı derinden üzüyor. Vahşi kapitalist Avrupa’yı her cephede yenerek Galip olarak oturduğumuz ve esasında patronu olmamız gereken masada Türkçe konuşmak yasaktır..[2]

Katılımcı Ülkelerin Temsilcileri Tanıtılıyor.

Tüm cephelerde rakip ve düşman ülkelerin ordularını diz çöktüre çöktüre galibiyetimizi beyinlerine ve dünyanın idrakine kazıya kazıya kazandığımız millî mücadelemizin neticesinde muzaffer taraf olarak masaya oturduğumuz Lozan’ın tüm ülkelerce kabul edilmiş görüşmelerin başındaki ülke temsilcilerinin takdimi bile o masada ne durumda olduğumuzun esasında bir göstergesidir. Lozan’a katılan ama aslında mağlup tarafın temsilcisi sıfatı ile o masada oturan temsilcilerin sıfat ve isimleri şaşaalı bir biçimde sunulurken, galip tarafın temsilcileri sıfatı ile Lozan’da o masada o masanın patronları olan, daha doğrusu olması gereken İsmet Paşa ve ekibi sade bir vatandaş gibi takdim edildiler. İşin vahim tarafı İsmet Paşa bu durumdan, daha sonra yazdığı hatıralara bakacak olursak hiç rahatsız olmamış. Hâlbuki paşanın bu duruma itiraz edip kazandığı savaşları ve aldığı madalyaları saydırması daha asil bir davranış olurdu. Şöyle takdim ediliyor katılımcılar;

…Haşmetli Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Devletleri kralı ve Hindistan

İmparatoru Hazretleri’nin İstanbul’daki Yüksek komiseri, soylu Sir Horas Jorj Montegü Rumbold

…Fransa Büyükelçisi, Cumhuriyetin doğudaki en yüksek komiseri, lejyon dönor ulusal nişanının, Grand ofisiye rütbesinin sahibi, Ferik General, Mösyö Maurice Pele

…Senato Üyesi, İtalya Büyükelçisi, İstanbul’da en yüksek komiser, Sen Moris,

Sen Lazar ve Kuron d’itali nişanlarının Grand Kruva rütbesinin sahibi, soylu Marki Camile Garoni

…Atina’da en yüksek temsilci, orta elçi, Sen Moris ve Lazar nişanlarının, komandatör, Kuron d’itali nişanının Grand ofisiye rütbesinin sahibi Mösyö Jül Sezar Montanya

…Sulay Luvan nişanının birinci rütbesinin sahibi, Roma’da en yüksek temsilci, büyükelçi Mösyö Kintaro Oçiyai Juzamimi

…Bakanlar Kurulu eski başkanı, Sovyör nişanının Grand Kruva rütbesinin sahibi, Mösyö Elefterios Kirye Venizelos

Görüldüğü üzere savaşta mağlup ama masada galip tarafın temsilcileri en tumturaklı halleriyle ve en havalı pozisyonlarıyla dünya kamuoyuna sunulur. Ama Sıra savaşın galibi olması hasebiyle masanın da patronu konumunun tabii sahibi Türkiye’nin temsilcilerine geldiğinde nasıl bir hitap ve sunuş şekli oldu merak ediyorsunuz değil mi?

Bu sorunun cevabı bir sonra ki yazı da inşallah…

[1] İsmet İnönü, Lozan Antlaşması 1, Cumhuriyet Gazetesi, İstanbul, 1998, s. 63-64

[2] Sevtap Demirci, Belgelerle Lozan, Alfa Tarih, Birinci Baskı, İstanbul, 2011, s. 43 

YORUMLAR 2
  • Ramiz Yavuz 9 yıl önce Şikayet Et
    Neden Gerçekler Bu Ūlkede TamMetniyle Yayınlanmıyor Neden yıllarca halk aydınlatılmadı Savaşan Halk bu Ūlkeyi kurtaran halk yani Koyun yerinemi konulduk
    Cevapla
  • murat acar 9 yıl önce Şikayet Et
    İsmet Paşa seviciler birdefa bile hatıralarını tarafsız bir düşünce ile okusalar lozanin zafer mi yoksa rezalet mi olduğuna karar verirlerdi .elinize sağlık hocam
    Cevapla