Yavuz’a Katil Demek Nasıl Bir  Aklın Ürünüdür?

Geçenlerde Anayasa değişiklik tekliflerinin görüşüldüğü Anayasa Komisyonu’nda CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve CHP Balıkesir Milletvekili Mahmut Tüm, eşine benzerine çok az rastlanabilecek bir cehalete imza attılar ve Osmanlı İmparatorluğu’nun 9. Padişahı Yavuz Sultan Selim’e “KATİL” dediler.

Chp’nin genetik kodlarını, Osmanlı’ya bakışını ve tarih bilgisini iyi bilenler bu sözlere hiç şaşırmadı herhalde. Acizâne ben de; Yine Chp, yine bir tarih skandalı dedim kendi kendime.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal komisyon üyelerine hitaben;

“Alevi çalıştayı yaptınız ama hiçbir şey çıkmadı. Çalıştayda sadece Yavuz Sultan Selim katil köprüsü çıktı.” dedi.

Çalıştaydan ne çıktı bilmem ama, Yavuz’a katil demek için ciddi bir cehaletin içinde olmak gerektiğini bilirim. Bu sözlerin hemen ardından, yine aynı zihniyetin bir ferdi olan Chp Balıkesir Milletvekili Mahmut Tüm;

“ Yavuz Sultan Selim Aleviler açısından bir katildir. Bunu herkes bilir.” dedi.

Bu sözler kulaklarımda yankılandığı vakit, “Ah Sakallı Celal Ahhh…” dedim kendi kendime. Allah Rahmet eylesin yakın dönem Türk tefekkür dünyasının mümtaz şahsiyeti Sakallı Celal’in şu muhteşem sözleri geldi aklıma;

            “Cehalet ne güzel şey, her şeyi biliyorsun…”

            Chp’yi ve imza attığı bu büyük tarih skandalını bir tarafa bırakalım ve “Olsun onların da öğrenmeye hakları var. Onlar da doğru tarihle tanışmalılar” diyerek meselenin tarihi boyutlarını anlatalım.

            Yavuz Sultan Selim, 1512’de Osmanlı tahtına çıktı. Çıkar çıkmaz ordu komutanlarına İran üzerine sefer hazırlıkları emrini verdi. 1514’de Çaldıran Zaferi ile İran Safevi Devleti Hükümdarı ve Sultan Selim Han gibi kendisi de Türkmen olan Şah İsmail’i ve ordusunu bir daha belini doğrultamayacakları şekilde yendi. Ancak bu savaş niye ve hangi şartlar altında gerçekleşti? İşte CHP’li vekillerin anlamadığı ya da anlayamadığı işte tam olarak bu. Sünni olan Bayram Hoca’dan sonra Safevi Türk Devleti’nin başına geçen ve İranlıları Şiileştiren Şah İsmail, seneler boyu Van, Bitlis, Erzincan, Erzurum ve Tunceli başta olmak üzere Anadolu bölgesine öldürücü ve yıldırıcı darbeler vurdu.

Ardından binlerce şehidi, şuhedayı, gözü yaşlı dulu ve yetimi topraklara serdi. Osmanlı Sultanı 2. Bayezid, Şah İsmail’i her defasında sadece uyarmakla bir daha olmasın demekle yetindi. Ama Şah İsmail bir daha yaptı ardından bir daha yaptı. Her bir saldırısında binlerce insanı katletti. Bu durumu hazmedemeyen Trabzon Beylerbeyi Şehzade Selim, hem babasına hem de Şah İsmail’e öfke dolu mektuplar yazdı, defalarca uyardı. Ama bu uyarılar hiç işe yaramadı. Bunun üzerine 1512’de büyük bir güçle İstanbul üzerine yürüdü ve tahta çıktı. İlk iş memleketin doğu sınırlarını ve bölgesini tehdit eden İran Şii Şah  İsmail tehlikesini bertaraf etmek ve bölgeye huzur ve sükûnet getirmek oldu.

Bu arada 1514’de Çaldıran Ovası’nda gerçekleşen bu savaşta Yavuz Sultan Selim seneler boyu Anadolu içlerine kadar talan saldırıları yapan düşman ordusunu yok ederken kahredici gücüyle ezerken hangi mezhep ve meşrep olduklarını sormadı. Ne yani savaştığı düşman ordusuna “Tc Kimlik Numarası”mı sormalıydı?

Sultan Selim Han, Çaldıran Ovası’nda Şii, Alevi ya da başka bir mezhep mensuplarını değil, sadece Anadolu’nun huzurunu bozan çapulcular sürüsünü katletti. Meseleyi mezhep ve meşrep seviyesine indirgemenin pek çok adı var da biz en hafifini söyleyelim; Cehalet… hem de kör kütük, sırılsıklam cehalet…

Kaldı ki Yavuz’u Alevi katili ilan eden bu cehalet abideleri neden bu savaştan sadece iki sene sonra güneye doğru yönelip Mercidabık’ta, ve yine üç sene sonra da Ridaniye’de Osmanlı gibi Türkmen, Sünni üstelik Hanefi olan Memlük Ordusunu ortadan kaldırdığı için Sünni katili demezler? Nedir bu “Algıda Seçicilik Manyaklığı?”

Son olarak bu CHP’li Tarih bilmezlere şunu sormak isterim; velev ki Yavuz Çaldıran’da Alevi öldürdüğü için Alevi katili olsun ve biz de buna eyvallah diyelim, peki sizin adını İstanbul’daki 2. Havalimanına verdiğiniz ve 1935-37 seneleri arasında Dersim olayları esnasında Tuncelili Alevi köylerini uçağıyla bombalayan savaş pilotu Sabiha Gökçen ne? Onun adını siz bir havalimanına verirken iyisiniz de, Akparti hükümeti üçüncü köprüye Yavuz’un adını verince mi kötü?

Komik olmayın…