CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen salı akşamı bir televizyon programında kendince bazı açıklamalar yaptı. Karşı yazı yazmak için değil sadece ne diyor acaba diye merak ettim ve dinledim. Neticede değişen yine bir şey yoktu. Yani tabiri caizse;

“Kemal yine bizim bildiğimiz eski Kemal.” Dedirtti.

Ne kadar tuhaf bir çıkış. İslam kelimesinin başındaki “İ” harfinin noktası kadar bile olsun İslamî bilgiye sahip olmayan birinin böylesine kitaplık çapta laflar etmesi ve İslam Kelamcısı geçinmesi. Gerçekten  çok komik.

Biz zaten yukarıya çıkan otomatik merdivenle aşağıya inmeye çalışan, Fenerbahçe’nin efsanevi golcüsü ve ileri saha oyuncusu Lefter’i kaleci zanneden, İstanbul Kağıthane semtinde oturanlara sevgili Kâğıttepeliler diye seslenen, Akdeniz bölgesinde bulunan Mersin’de yaptığı bir konuşmada “ Mersin Son yıllarda Güneydoğu Bölgesinin incisi oldu diyen, Ege Bölgesinde bulunan Aydın’da yaptığı bir konuşmada Aydın Akdenizin şirin bir ilidir diyen, 2013 yılında iktidarının 11. Yılında Akparti için 20 yıldır iktidardalar diyen, Terörü bitirmek için uygulanan “Çözüm Süreci’nin Akparti tarafından bitirildiğini zanneden, partililere yaptığı bir konuşmada; “Biz kuldan utanmasak bile Allah’tan korkarız diyen, bir miting konuşmasında; “Biz öyle sayın Başbakan gibi söz verip sözünün arkasında duran biri değiliz” diyen, İzmir’de yaptığı bir konuşma esnasında okunan Cuma Selasını ezan zannedip konuşmasına ara veren, oturduğu iftar sofrasında ezan okunmadan su içen, vefat eden tiyatrocu Müşfik Kenter’i Bakırköy Belediyesinin kadrolu elemanı zanneden, “Ben Recep Tayyip Erdoğan’a terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyorum diyorsam bir bildiğim var heralde diyen, bizler siyasete namussuz siyaseti getirelim diyen, ve daha pek çok şey diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na zaten çok fazla gülüyor ve dediklerini ciddiye almıyoruz ama, bu son dediği bardağı ve Kılıçdaroğlu’nun dinî bilgi çapını fersah fersah aştı.

Adı geçen programda genel başkan, “Anayasa değişikliği İslama da aykırıdır” dedi. Evet aynen böyle dedi. Yanlış okumadınız Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi İslama da aykırıymış. Bak sen neler de bilirmiş diyesim var ama demeyeceğim.

Bir de meseleye şu yandan bakmak gerekmez mi; bu değişiklik paketi Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi gerçekten İslama aykırı ise sevinmeli. Zira, o halde Laiklik mefhumu zarar görmedi demektir. Yani İslama ters ise Laiklik korunuyordur. Ama mesele başka. Mesele ne laiklik, ne İslam, ne şu ne bu.

Mesele Makyavelist felsefe ile başarıya giden her yol mübahtır” mantığı ile hareket etmek ve CHP’yi ve türevlerini kıyamete kadar muhalefete gömecek olan bu değişiklik paketinin yani sistem değişikliğinin “rejim değil sistem” uygulamaya konulmaması.

Peki Anayasa değişikliğinde öngörülen partili Cumhurbaşkanlığı sistemi yani halk arasındaki tabirle “Başkanlık” sistemi islama aykırı mı?

Elbette ve tabi ki HAYIR. Hem de kocaman bir Hayır.

Allah Resulu Peygamber Efendimiz 632’de Er refik’ul Alâ’sına kavuşmadan önce Şura Süresi’nde Allah’ımızın biz kullarına emrettiği gibi başkanlarını kendilerinin seçmesini emretti. Ve vefatından sonra da gerek Mekkeli ve gerekse Medineli Müslümanlar kendi aralarında başkan seçmek için toplandılar. Hz. Ömer Mekkeliler adına Hz. Ebubekir’i başkan adayı olarak ilan etti. Bunun üzerine bu örnek ve abidevi şahsiyetin karşısına Medineli Ensarlar adına Saad Bin Ubade hz. Başkan adayı ve Hz. Ebubekir’in resmen rakibi olduğunu ilan etti. Yapılan seçimde Ensar olan Saad Bin Ubade sadece iki oy aldı. Demekki bırakınız Medinelileri, kendi ailesi bile oy vermemiş. Ardından yine seçimle Hz. Ömer, Hz. Osman ve seçimle Hz. Ali başkan oldular.

Eğer Kılıçdaroğlu Başkanlıkla Monarşizmi karıştırıp kavramsal hata yapıyorsa vah garibim Kılıçdaroğlu hangi danışmanlara kalmış. Yok eğer bu sözü bilinçli dediyse o vakit kendisini haddini bilmeye ve bilmediği konularda konuşmamaya davet ediyorum.

Muhabbetle.