Ahmet Anapalı
Ahmet Anapalı
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

10 Nisan 1919 ve Kahraman Şehit Kemal Bey

GİRİŞ 13.04.2017 GÜNCELLEME 14.04.2017 YAZARLAR

Bu sene Ermeni komitacılar tarafından şehit edilen bir vatan evladının şahadete ermesinin 98. senesidir. Yozgat Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey (sonradan Şehit Kemal Bey diye anılacaktır) Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki Mütareke döneminin işgal altındaki İstanbul'unda, işgal güçlerinin, Ermeni azınlığın ve bir kısım bürokrasinin işbirliği ile Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Ermeni tehcirleri esnasında yaşananlar için bir sorumlu (veya "günah keçisi") arayışına girdikleri bir dönemde yargılanarak idam edilmiş bir mülki amirdir.

Mahkemede sanık sandalyesinde Kemal Bey'in savunmasında şöye der;

“Düne kadar hakimler heyeti halinde olan sizler, şu dakikada bir tarih mahkemesi sıfatını almış bulunuyorsunuz. Ermeniler tarafından öldürülen dindaşlarının ve soydaşlarının matemi Müslümanların yüreklerinin sızlattığı ve her gün gelen kara haberlerin halkı tahrik etmekten geri kalmadığı malumdur. Ermeniler ise, Rus Ordularının kah önüne geçerek, kah arkasında kalarak, ekseriya memleketin asker kuvvetinden mahrum kalmasına güvenerek facialar meydana getirmekten çekinmiyorlardı. Yozgat Vilayeti dahilinde sevk edilen bazı Ermeni - Muhacir kafilelerine, Ermenilerin Müslümanlara reva gördükleri facialara şahit olmuş, bazı asker kaçaklarının tecavüzü ihtimal dahilindedir.

Ancak, savaşta yenilişimizin aleyhimizde meydana getirdiği hezeyanı durdurmak maksadıyla iddia makamının da isteği üzerine, kurbanlar verilmesi bir siyaset icabı sayılıyorsa, bu kurban, ben olamam. Siz kurban seçmekte değil, ancak hak ve adaletle hüküm vermek vicdani görevini taşıyan bir yüksek heyetsiniz. Mutlaka kurban aranıyorsa, herhalde bu işlerin tertipçisi ve idarecisi olarak benim gibi küçük bir memur bulunacak değildir.”

Aleyhinde yalancı şahitlik yaptıkları daha sonra anlaşılan şahitlere ise şu şekilde cevap vermiştir:

“Hepsi yalandır, uydurmadır. Reis Paşa, ben ne bunların söyledikleri Keller köyüne gittim ne de oradan geçtim. Burada vuku bulduğunu iddia ettikleri cinayetlerden de haberim yok. Hele parmaktan çıkmayan yüzüğü almak için kol kesmek; rica ederim. Bu vahşeti kim yapar? Bu derece şen’i bir işi yapacak bir insan tasavvur edemiyorum. Esasen, birini ispat edemezler. Çünkü hepsi iftiradan ibarettir. Benim haberim olmadan bir şey olmuşsa bilemem. Fakat bu ana kadar bu mevzuda hiç bir şikâyetçi gelmemiştir. İlk defa burada Mahkeme huzurunda bu şikâyetlerle karşılaşıyorum.” 

Mahkeme bu şekilde devam ederken, İngilizler ve Ermeniler Kemal Bey’in asılması

için Mahkeme Başkanı Hayret Paşa’ya baskı yaptıklarından, Hayret Paşa istifa etmiş yerine “Nemrut” lakabıyla anılan Mustafa Paşa getirilmiştir. Mahkeme sonradan bu hakimin adı ile özdeşleşecek ve "Nemrut Mustafa Divanı" veya "Kürt Mustafa Divanı" şeklinde hafızalarda kalacaktır.

            Nemrut Mustafa önceden verilmiş bir emri yerine getiren bir memur tavrıyla mahkemeyi sonuçlandırarak 8 Nisan 1919’da Kemal Bey’i idama mahkum eder. Önceden hazırlanmış olan bu idam kararı tasdik edilmek üzere saraya gönderilir. Padişah VI. Mehmet Vahideddin, “Damat Ferit Paşa Millet ile Padişah arasına siyah bir perde çekti” diyerek, bu kararı imzalamaz. Ancak tepkilerden korkan Şeyhülislam Mustafa Sabri efendi hazırladı fetvada idamın olmasını ister.

 Cezası infaz edilmek üzere İstanbul’a getirilmiş olan Kaymakam Kemal Bey, Bekirağa Bölüğü’nden alınarak cezasının infaz edileceği yer olan Beyazıt Meydanı’na getirilir. Kemal Bey’in asılacağını duyan İstanbullular Beyazıt Meydanı’ndan toplanırlar. Kemal Bey’e idam sehpasının önünde son sözünü ne olduğunda, o halka şöyle der:

“Sevgili vatandaşlarım, Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet”
            Kemal Bey’in bu sözlerine katılan halk da aynen cevap vererek, “Kahrolsun böyle adalet” diye bağırmaya başlamışlardır. Kemal Bey, bu son sözlerine devam ederek:

“Benim sevgili kardeşlerim, asil Türk Milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır. Allah, vatan ve milletimize zeval vermesin. Amin. Borcum var, servetim yok üç çocuğumu, millet uğruna yetim bırakıyorum. Yaşasın Millet...”

O’nu anlayacak ve gönlünde yaşatacak nesle selam olsun… MUHABBETLE.

 

Kendisine verilen Tehcir emrini yerine getirdiği için idam edilerek şehit edilen Yozgat Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey

Kemal Bey’in cenazesine sahip çıkan Hamiyetperver gençler

 

YORUMLAR 4
  • isa 8 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH GANi GANi RAHMET EYLESiN. Tabi ki ALLAH gördü ve ona göre muamele yapacak. Lakin bizim de icimizdeki Ingilizleri, Fransizlari, Amerikalilari ve daha nice düsmanlarimizi görmemiz, bilmemiz ve ona göre tavir almaliyiz. Yazara da sonsuz tesekkürler.
    Cevapla
  • SEDAT GÜLMEZ 8 yıl önce Şikayet Et
    kuduruk ermeni diasporosu...
    Cevapla
  • İbrahim 8 yıl önce Şikayet Et
    Rab Teale bunları elbet görmüştür ve dahi gereken muameleyi yapacaktır...
    Cevapla
  • mesut akbaş 8 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim rahmet eylesin.
    Cevapla