Tunceli neden hep CHP’ye Veriyor? Ya da Dersim katliamı nedir?
Bir referandum yani bir seçim süreci daha bitti. Netice itibari vay be bu ilden ya da bu bölgeden böyle bir sonucu hiç beklemiyorduk dedirten yerler de oldu. Bizi hiç şaşırtmayan evet nu bölgeden ancak bu sonuç çıkar dedirten yerler de oldu.
Bizi şaşırtmayan ve kendisinden bekleneni yapan illerden biri Tunceli’dir. Tunceli’de Evet diyenlerin oy oranı %19.59’da kalırken Hayır diyenlerin oy oranı % 80.40’ı buldu. Bu çok ciddi bir farktır. Tunceli’deki bu Hayır oranının en büyük sahibi hiç şüphesiz CHP’dir. Ancak ortada, büyük, çok büyük bir sıkıntı var. çoğunluğunu Alevi vatandaşlarımızın oturduğu Tunceli’de herkes 3. Köprüye “Yavuz Sultan Selim” isminin konulmasını şiddetle eleştirip, Yavuz’un bir Alevi katili olduğunu söyleyerek hükümetin Alevilerin bu hassasiyetini göz ardı etmesinden dolayı duydukları rahatsızlığı ifade etmektedirler. Ama hiçbir Alevi yakın tarihimizde kapkara bir leke olan “Dersim Katliamı’ndan kimse bahsetmemektedir. Neden Yavuz’a karşı duyulan öfke Dersim Katliamı yaşanırken hükümet olan Chp’ye ya da Alevi köylerini bombalayan Sabiha Gökçen’e duyulmamaktadır?
Bu arada sahi Dersim’de neler yaşandı? Bu konuda geçmişte yazdığım bir yazı geçti elime sıcaklığını ve gündemini hali hazırda koruyan bu yazıyı aynen vermek istiyorum;
Elimde bir kitap daha doğrusu bir rapor var; “DEREBEYİ VE DERSİM 1931” yani doğuda başlayan sözüm ona irticai faaliyet ve başkaldırmalardan 6 sene sonra, Dersim olaylarının başlamasından da 5 sene önce yazılan başta Tunceli Dersim olmak üzere doğu bölgesi hakkında tutulan raporları ihtiva eden bir kitaptır.
Hakkı Naşit Uluğ denen şahıs bugün, yüzyıllarca kullanılan adı, üzerinde katliam yapılarak gerçekleştirilen operasyonun adı olan Tunçel ile değiştirilen ve Tunceli olan Dersim üzerine birkaç defa rapor hazırlayıp bunları ilgili birimlere sunmuştur.1920lerin ikinci yarısından sonra Dersim bölgesini tanımaya yönelik pek çok rapor hazırlanmıştır. Özellikle Hamdi Beyin 2 Şubat 1926 tarihli raporu çok dikkat çeker. Şöyle der bu rapor;
"Dersim gittikçe Kürtleşiyor, mefkûreleşiyor, tehlike büyüyor. Dersim, Cumhuriyet hükümeti için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kati bir darbe olması muhtemel kötü faaliyetleri önlemek, selamet-i memleket namına farzı ayindir" tespitiyle başlıyordu. Kendisi de Malatya Bitlis karışımı bir doğulu olan İsmet İnönü, "Doğu raporları" isimli rapor çalışmasında;
"Erzincan beyleri Dersimlileri maraba adıyla çalıştırıyorlar. Bu bir nevi Erzincan beylerinin Kürt himayesine sığınmasıdır" demektedir.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ise; "Dersimlileri askere almayın. Silah kullanmayı ve savaş taktiklerini öğrenirlerse bize saldırırlar" diyecektir. Fevzi Çakmak aynı zamanda, Dersimlilerin okşanmakla kazanılamayacağını, silahlı kuvvetlerin müdahalesinin Dersimliye daha çok etki edeceğini bildirmiştir
Dersim harekâtı ve evveliyatında tutulan raporlar bu kadar değildir. Onlarca rapor değişik zamanlarda değişik kurumlar tarafın hazırlattırılmış ve yapılacak olan askeri harekatın ön fizibilite raporları oluşturulmuştur.
Bu raporlarda ilk aşamada göze çarpan ve dikkate değer husus kullanılan dil ve üsluptur. Bu raporların hemen hepsinde Kürtler insan değil, yontulamaya muhtaç, yabani ve evrimini tamamlamamış yaratıklar olarak tarif edilmektedir.
Evet, elimde tuttuğum ve Naşit Hakkı Uluğ tarafından hazırlanan bu Dersim raporu’nun 17. sayfası tam manası ile rezilliğin, utanmazlığın, zırva ve zirve yaptığı sayfadır. Ama tek değildir. Bunun gibi onlarca sayfa vardır işi rezilliğe döken. Bakın ne diyor. 17 sayfa;
TOPRAĞA BİR OT GİBİ BAĞLI ADAMA KÜRT DERLER. KÜRT, TOPRAKLA ALINIP SATILIR. TOPRAĞA SAHİP OLAN KİMSE ONUN MALIDIR. Türkün başı yukarıdadır. Esirlik damgasının alnına vurdurmaz. Bir Türk köyünün üzerine çökebilmek için onu önce KÜRTLEŞTİRMEK şarttır. Osmanlı Devleti bu menfi temsil işinde derebeyine yardım etmiştir.
23. sayfa. Diyor ki; Dersimli, elindeki sürünün mazisini karıştırmaya gelmez. Onun sütünü içer, yağını etini yer, postunu giyer ama satmak için yakın bir pazara götürmez, götüremez. Çünkü o sürü muhakkak Eğin e, Arapkir e Kemah a ya da Perteğ e yapılan geniş bir talandan artakalandır. Yani Kürt etrafındaki yerleşim birimlerine saldırıp oraların mallarını yağmalayan bir hırsızdır.
Raporun en acı tarafı ise doğrudan Dersimli Kürt’ün namusu üzerine yazılanlardır ki fecidir. Şöyle der;.
“Kürtlerde bir kardeşin aldığı karıyı diğer kardeş utanmadan sıkılmadan tasarruftan kullanmaktan çekinmez. Yani Kürtlerin namus anlayışları bizlere uymaz.
Şunun bunun malını çalıp sahibini öldürmeyi en tatlı iş sayarlar. Başkasının malını çalmaktan çekinmezler. Adam öldürmekten korkmazlar. Devleti tanımazlar. Kürt aşiretleri birer aşiret değil eşkıya çeteleridir.
Şimdi yazının başında sorduğum soruyu şimdi bir kere daha sorayım;
Tuncelili, kendisi hakkında böylesine aşağılık laflar eden raporlar hazırlatan Chp hakkında neden Yavuz gibi bir öfkeye sahip olmaz?
-
Dersimli 8 yıl önce Şikayet EtBunun köprü ile bir alakası yok canım kardeşim. Dersim köprü yüzünden hayır demedi. Dersim ülkemizin rejiminin değişmemesi için hayır dedi. Parlementer ve çok partili sistemin savunucusudur. Olayı bağdaştırmayın. Dersim Vatanına aşıktır, Dersimli olmak ayrıcalıktır. Biz ülkemizi evetçilerden daha çok seviyoruz rahat olun. Bu bir genel seçim değildi, bu bir anayasa değişikliğidir. Siz %51 ile niye bu kadar böbürleniyorsunuz. Bu demokrasiye ters bunun için 3 de 2 çoğunluk gerekirdi, Şimdi %49 teröristmi oldu???? Bizim burda AKP yada TAYYİP ERDOĞAN olarak bakmadık. FETÖNÜN TEK OLMADIĞI YERDİR BUNUDA BİLİRSİN. VATANIMIZI SEVİYORUZ BİZ.Beğen Toplam 5 beğeni
-
Salih65 8 yıl önce Şikayet EtBuna düpedüz katiline aşık olma sendromu denir...Beğen Toplam 14 beğeni
-
Murat Acar 8 yıl önce Şikayet Etçünkü bunlar gerçek cellatlarina asiktirlarBeğen Toplam 10 beğeni
-
sevim 8 yıl önce Şikayet Etgercekten sozme cahillerde ondan kendileri okumus elit kesim goruyolarda at gozlukleriyle bakanda onlar cahilin cahilide onlar artik yuzde 50 i kucumsemek yerine gecmisi iyi okuyup aynaya baksinlarBeğen Toplam 5 beğeni
-
Cansu 8 yıl önce Şikayet EtMesele sadece CHP meselesi değil bence dine karşı olan tutumlarıdır.Kılıçtaroğluna bakın mesele devlet meselesi değil muhafazkarların söz sahibi olmalarıdır.Ama malesef son elli yıldır askeriye ve adalete alınmaları işimizi bitirdi.Fetö ne ise herhalde oda odur.Beğen Toplam 17 beğeni