Bu Kadarı Çok Fazla. Tarihte Yürüyen Adam’ında Bir Yüreği Var.

Sevgili dostlar, malumunuz olduğu üzere her Pazar akşamı Ülke Tv ekranlarında saat 19.00’da “Tarihte Yürüyen Adam” programıyla karşınızda ve hizmetinizde oluyorum.

Her hafta tarihte nam yapmış, tarihe mâl olmuş semt ya da mekânları birlikte geziyor kapsamlı bir biçimde incelemesini yapıyoruz.

Yapıyorum demedim yapıyoruz dedim. Zira, bu tarihe doğru yürüyüşü hep birlikte yapıyoruz.

Bazen bir güzel eser görüyor, güzel korunmasından dolayı seviniyor, eserin güzel bakılmasında vesile olanlara teşekkür ediyoruz.

Ama bazen de gördüğümüz manzara karşısında kahroluyor, bizlere emanet edilen tarihi eserlerin o bitkin ve perişan hali için gözyaşı döküyoruz değil mi?

Bu hafta program çekimi için Unkapanı- Küçükpazar semtindeydik. Gördüğümüz manzara-manzaralar program ekibi olarak bizi fazlasıyla sarstı. Kızgınlık, öfke, sinir, ümitsizlik, çaresizlik gibi ne kadar bedbin duygular varsa hepsini tattık.

Program  Allah izin verirse Temmuz’un sonlarında yayınlanacak. Bu satırları yazmama sebep olan hadise ve ilgisizliğe siz de bire bir şahit olacaksınız.

Yavuz Er Sinan Camii’nin etrafında bakımsızlık,

Üç Mihraplı Cami etrafındaki yıkılmaya yüz tutmuş harabeler,

Bir zamanların deresi olan ve şu an tabi ki asfalta ve betona gömülmüş, işhanları ile boğazına kadar doldurulmuş dünün sulak alanı, bugünün yıkıntı şehri içinde insanlar üstlerine basarak atlasınlar ve karşıya geçsinler diye döşedikleri “Atlamataşları”na izafeten ismine 1616’da Sultan Birinci Ahmed zamanında yapılan “Atlamataşı Camii’nin betona gömülmüş yardım isteyen zavallı hali,

Küçükpazar Mektebi Sokağın içler yakan hali,

Seyid Ali Efendi’nin gözleri yaşartan türbesi,

Harabe bile denemeyecek kadar kötü olan Kepenekçi Sinan Medresesinin can çekiştiren hali,

Yarı beline kadar asfalta gömülmüş ve çöplük yapılmış Tavanlı Çeşme ve,

Hintlisinden, Sudanlısına, Kolombiyalısından, Suriyelisine Moritanyalısından Afganistanlısına yüzlerce milletten binlerce kişinin kâh kaçak, kâh oturma izinleri birlikte içinde oturdukları Tavanlı Çeşme Sokağı ya da,

Küçük Pazar Mektebi Sokak nasıl düzelecek? Şanlı ve köklü tarihlere sahip bu tarihi mirası kim, hangi irade düzeltir bilmiyorum ama, ne yapılacaksa bir an önce, yarın değil bugün yapılmalı. Zira, yarın çok geç olacak.

Avucumuzun içinden bağıra bağıra bir tarih kayıp gidiyor.

Ne demek istediğimi anlamakta zorluk çekenlere bir tavsiyem;

Boşverin bütün semti gezmeyi sadece halini anlatmaktan artık sıkılmış ve kendini zamanın o yıpratıcı kolları arasına bırakmış olan “Yeni Hayat” sokağına oradan da şimdi otopark olarak kullanılan beş yüz senelik “Unkapanı Değirmeni’ne ve sokağına” uğrayın yeter.

İsmi ile şu an ki durumu “ironi” kavramının karşılığı olan “Yeni Hayat” sokak

Küçükpazar Tavanlı Çeşmesi ne yazık ki bu halde.

Kepenekçi Sinan Medresesi’nin şu an ki hali.

Siyavuş Paşa Medresesi

Küçükpazar’ın belki de en eski İş Hanı Bizans Döneminden kalma bugün depo olarak kullanlan han, duvarındaki müthiş bir kuş evi, yanında çöplük olmuş çeşmesi ile sizi beklemektedir.

Küçükpazar Mektebi Sokak.

Süleymaniye Camii’nin 30 metre aşağısı.