İşsiz isen, paran yok ise, eve gidip eşini gönül rahatlığı ile dövebilirsin. Zira, dedikleri, iddiaları, başkanlığı ile “stand-up”çılara taş çıkartan CHP’nin yani 2023’lere hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti’nin ana muhalefet partisinin lideri Kemal kılıçdaroğlu, muhalefet yapmak, hükümeti kötülemek adına aynen böyle söylemektedir.

“İşin gücün yoksa eve git karını döv” mealli bu konuşmadan sonra eve gidip karısı döven kalın kafalı bir ahmak çıkmış mıdır? Bilmiyorum ama, sayın bay Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışı bana, kadın olgusuna medeniyet ve dinlerin verdikleri önemler arasındaki uçurumu hatırlattı.

            Söylediği her kelam ile bizi hayretler içinde bırakan,

            Yok canım ciddi olamaz. Bu şaka olmalı, gizli kamera şakası dedirtip etrafta gizli kamera arattıran CHP Genel başkanı Bay Kılıçdaroğlu’na acaba CHP’li kadınlardan ne zaman tepki gelecek?

            Bence gelmeyecek. her fırsatı kadın hakları “ayağına” kullanan bu CHP’li kadınlar, genel başkanlarını protesto eden ve bizim beklediğimiz o açıklamayı hiçbir zaman yapmayacaklar.

Bilim dünyası tarafından dünya insanlık tarihinin “İlk İnsan Hakları Beyannamesi” olarak kabul edilen “1215” tarihli “Manga Carta Libertatum” Latince büyük sözleşme, ilk özgürlük fermanı olarak kabul edilir. Oysa bu sözleşme, bir insan hakları bildirgesinden daha ziyade okuma yazma bilmeyen İngiliz Kralı’nın yetkilerini lordlarla paylaşma mücadelesidir. Üstelik insan hakları diye bize yutturulan bu beyannamede bilin bakalım kadın kelimesi kaç defa geçiyor?

Bir. Evet yanlış okumadınız sadece bir kere kadın kelimesi geçiyor. O da dul kadınla alakalı.

1383’de  İtalya Milano’da her şehrin ya da ülkenin kardinalinin katıldığı ve adına Hıristiyan Konsülü denen bir toplantı yapıldı. Bir haftaya yakın sürdü. Bitince tüm dünyaya, yani Hıristiyan dünyaya souş etni ilan edildi.

Bu toplantının tek bir gündem maddesi varmış. O nedir yazayım mı?

“Kadının Ruhu Var mıdır?”

Evet, koca koca adamlar toplanıp bir hafta  konuştuktan sonra şu karara vardılar;

“Hayır akdının ruhu yoktur. Kadın bir sebze mukabilinde bir şeydir ve kocasının malıdır.”

İşte CHP lideri Kılıçdaroğlu, bana kadının ruhunun olup olmadığına dair konuşmaların yapıldığı o günlere götürdü.

            Bu beyannameden sonra, batı dünyası 1663, 1717, 1779, 1789, 1812 ve en son 1913 yıllarında evrensel insan hakları beyannameleri ilan etmişler ama hiç biri 1400 sene evvel Allah Resulü tarafından okunan “VEDA HUTBESİ” kadar insana insan muamelesi yapmamıştır. Avrupa’da kadının insan olup olmadığı tartışıldığı dönemlerden asırlarca önce tek hak din olan “İSLAM” bütün Müslümanların girmek için mücadele ettikleri “CENNETİ ANALARIN AYAKLARI ALTINA KOYMUŞTUR.”

Kurtuluşu batıda arayan güruh gözünü bu tarafa dikerse sanırım daha isabetli olur. Avrupa ve batı dünyası elbetteki “Veda Hutbesi” hakkında hiç söz etmemiştir. Çünkü bilmiyor. Ama biz Müslümanlara düşen en mühim vazife, tüm dünyaya haykırırcasına İslam nimetinin ne demek olduğunu haykırmamızdır.