Ahmet Anapalı
Ahmet Anapalı
HABER7 YAZARI

Sahi biz 1930’da kadına seçilme hakkı verdiysek Merve Kavakçı ne?

GİRİŞ 07.12.2017 GÜNCELLEME 08.12.2017 YAZARLAR

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte her şey, her kavram ışık hızıyla değişir. Eskiye, Osmanlı’ya dair her ne var ise sadece “eski” olduğu için lanetlenir hedef tahtasına konur. Gerilemenin en büyük sebebi olarak görülür. Kadın mevzusundaki dejenerasyon ilk yapılan faaliyettir. Bu konuda her zaman olduğu gibi, halkı bu duruma alıştırmak için ilk adımı medya atar. 6 Şubat 1929'da Cumhuriyet Gazetesi'nde; “Bizim kadınlarımızda diğer Avrupalı kadınlar kadar güzeldir” sloganı atıldı önce.

Evet, Türk kadınını kurtarmak için önce açmalı idi. Haremi yıkmalı idi. Kadını tüm mahremiyeti ile erkek dünyasının beğenisine sunmalı idi. İlk yapılan işlerden biri İstanbul tramvayları ile vapurlarındaki ayrı ayrı oturan erkeklerle kadınlar arasındaki perdelerin kaldırılması olmuştur.

Bize her kademedeki okullarda öğretilen İnkılap Tarihi kitaplarında, 1930 ile 34 seneleri arasında kadına seçme ve seçilme hakkının verildiğini anlatmaktadır. Biz de bu bilgileri alıp;

Vay be biz nasıl bir ülkeyiz. Modern Avrupa’daki ülkeler bu hakkın kadınlarına vermemişken biz vermişiz dedik ve övündük.

Ama ortada bir problem var…

Kocama, dev gibi bir problem…

Biz kadına 1930’da seçilme hakkını verdiysek 1999’da İstanbul’dan benim oyumla seçilen Merve Kavakçı’nın milletvekili olarak seçildiği TBMM’de yaşadıkları ne?

O birbirinden çirkin dışarıdan bakıldığında “Adam”a benzeyen ama bir kadına 300 kii saldırmayı da adamlıklarına sığdıran o “şey”ler, bu hakkı tam 66 sene evvel kazanan Merve Kavakçı’ya neden öyle davrandı?

Biz kadına seçilme hakkı verdik mi? Vermedik mi? Karar verin.

Vermediysek bu havanız kime?  

Yok verdiysek Merve Kavakçı’ya yaşatılan o travma neydi?

Cumhuriyet sisteminin mihenk noktalarında kendisine ciddi yer eden ekol ve hatta üstad (!) olan Yaşar Nabi denen biri ise gönlündeki, hayalindeki kadın figürü, kadın olgusu ile bizim zavallı ve hür olmayan kadınımız arasındaki farkı yazdığı bir kitapta aynen şöyle anlatır;

“Avrupa kadını artık bikinisi ile plajlarda değil, en kalabalık caddelerde dolaşıyor. Denize girdiği mayosu ile sokaklarda dolaşmaktan çekinmeyen çağdaş ve medeni Avrupa kadını, bu yaz bizim harap sokaklarımızda burunlarının ucuna kadar örtünmüş çarşaflı kadınlarımızla karşı karşıya geldiler ve birbirlerini hayretler içinde süzdüler. Batı uygarlığını benimsemiş devletlerarasında, Avrupa Birliğini meydana getirecek topluluk içinde böylesi aykırı bir durumun ne zamana kadar sürüp gidebileceğini tahmin edebiliyor muyuz?  Türk kadınının böylesine dışarıya kapalı giyinmesini savunanların milliyet konusunda ellerinde tuttukları en önemli silah gelenektir. Gelenek dediler mi akan suların duracağını sanırlar. Onlara göre ise gelenek çarşaf demektir. Arap harfi demektir”[1]

Ne yazık ki bugünde gencecik kızlarımız geçmiş senelerde cumhuriyet kadınını oluşturmak için nesilleri ve kızları mahveden bu katil zihniyetin oyuncağı olmakta hiç gecikmiyor ve çekinmiyor. Sosyal medyada, sanal ortamda gençlerin “POPİ” dediği aranılan ve arzulanan kız olmak için her şeylerinden vazgeçeceklermiş gibi duruyorlar. Ancak kendilerini bu yolun tek yolcusu gibi gören bu zavallı kızlar aldanıyorsunuz.. Çünkü; siz ilk değilsiniz bu alemde…. Kimler geldi ve kimler geçti. Durun sayalım da bilin sizden önceki popileri;  Banu Alkan, Ahu Tuğba, Matild Manukyan, Serpil Çakmaklı, Dansöz Asena, Sibel Can, Pampa Hilal Cebeci ve daha niceleri. Ama bunlar değil bizim size örnek alın diyeceğimiz şaheser isimler. Bunların yanında bir de hanımefendilğin insanlığın heykel çapında timsalini oluşturanlar var. İşte asıl onlardır bizim kızlarımıza örnek olabilecekler; Hz. Hatice, Hz. Aişe, Hz. Fatıma, Hz. Meryem, Hz. Hacer, Hz. Hanne validelerimiz, Nene Hatun, Kara Fatma, Çeçenistan’daki Kara Dullar Ordusunun her bir ferdi, Filistin’de İsrail askerine diklenen asil Müslüman kadın ve daha niceleri… ANLATABİLİYOR MUYUM?

[1] Yaşar Nabi, Tek Yol Atatürk Yolu, s. 115

YORUMLAR 2
  • Orhan Sezgin 6 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun hocam
    Cevapla
  • Nevzat ÇOLAK 6 yıl önce Şikayet Et
    Selamün Aleyküm Hocam Sn Merve KAVAKÇI ablamız 1999 da milletvekili seçilmiştir.
    Cevapla