Cennet mekân sultan Fatih Mehmed Han’ın oğlu ve 8. Osmanlı Padişahı Sultan 2. Bayezid zamanında hüneri, marifeti ve keskin nişancılığı fark edildikten sonra özel eğitim görmek için Osmanlı Sarayı’na alınan Tozkoparan İskender Paşa’nın yıldızının parlaması Kanuni Sultan Süleyman zamanına denk gelmektedir.

Osmanlı Ordusu’nda genel bir teamül vardır. Nedir o?

Devlet-i Âli Osman’ın himayesinde bulunan sınırlar dahilinde yapılan değerlendirmeler sonucunda dereceye giren en iyi yedi kılıç ustası doğrudan doğruya padişahın korumaları arasına girerdi.

Yani genel temayül böyleydi.

En iyi yedi ok ustası ise kaptan-ı deryalık vazifesini yürüten deniz amiralinin yakın koruması olurdu. Zira, kaptan-ı deryayı korumak gemiden gemiye kılıçla göğüs göğse mücadele ile değil okla yapılırdı. Herhangi bir yakın temas halinde okçular kaptan-ı deryayı korumak için etrafında halka olurdu.

İşte bu yazı, çocukluktan henüz çıkmış, regenlik ve delikanlılık çağına yeni girmiş iken cihanın en iyi yedi okçusundan biri olan Tozkoparan İskender Paşa’yı anlatmak için yazılmıştır.

Tozkoparan İskender Paşa aynı zamanda halâ rekoru kırılamamış ve Guinnes Rekorlar Kitabı’nda halâ yerini muhafaza etmektedir.

Zira;

Atmış olduğu ve 1281,5 gez'e (847 metre) giden oku atarak hala kırılamayan bir rekora sahip olduğu gibi  bu skorun aradan geçen bu kadar zamana rağmen yanına yaklaşılamamıştır. Kemankeş, bu rekordan sonra cihan pehlivanı ünvanı almış, milletin yerden 2 cm ancak ayırabildiği yükleri gülümseyen bir yüz ve beden rahatlığıyla göğsüne kadar kaldırıp kaldırıp yere attığı rivayet ediliyor.

İşte bu yiğit ve mert Osmanlı Fedaisinin türbesi maalesef benim büyüdüğüm Cerrahpaşa semtinden Aksaray’a inen yokuşun sol tarafında apartman boşluklarında kalmaktadır.

1960’ların 70’lerin yanlış şehirleşme politikalarından dolayı maalesef bu yiğit kahramanın mezarı bir apartman boşluğu ya da bahçesinde kalmıştır.

Daha düne kadar pejmurde, bakımsız, çaresiz, boynu bükü bir halde yardım eli beklerken çok şükür bu yardım çığlıkları duyuldu ve FATİH BELEDİYESİ ve İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ koordineli bir biçimde bu güzel türbeyi restore etmeye başladı.

Bu noktada bir cadde kenarında bir apartman ve yanındaki düğün salonunun arasına sıkışıp kalan bu mangal yürekli adamın türbesini restore ve her türlü bakımını üstlenen Fatih Belediye’sini ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kutluyor, emeği geçen herkese bir tarih sevdalı sıfatı ile çok teşekkür ediyorum.





Türbe belediye tarafından restorasyon edilmeden önce bu haldeydi.