Çok şükür. Bu ülkede bu son yıllarda tarih adına güzel şeyler oluyor. Ardı ardına dizi filmler çekiliyor, pek çok kitap basılıyor ve üstelik bunların tamamının reytingi çok güzel.

Muhteşem Yüzyıl gibi bir yol kazasından sonra ve tarih adına yapılan ihanetten sonra nihayet yapımcılar edepli, usturuplu ve tarih ile mütenasip projeler ortaya koymaya başladı. Bu noktada Türk dizi sektörünün sanırım amiral gemisi Türkiye ile birlikte dünya üzerinde 120 ülkede gösterimde olan TRT1 projesi Diriliş Ertuğrul dizisi olsa gerek.

Bu filmlere yeni bir film eklendi.

Uzun bir bekleme sürecinden ve gıyabında çıkartılan bir sürü haberden sonra nihayet geçtiğimiz hafta Kanal D’de Fatih Sultan Mehmed Han’ı anlatan yeni bir dizi yayına girdi. Beklenti o kadar yüksek tutuldu ki, çekinle ilk bölümün beğenilmeyip çöpe atıldığını ve yeniden çekildiğini bile duyduk. Dendi ki çok ciddi bir prodüksiyon. Çok fazla para harcanıyor  ama gelin görün ki galiba biraz aceleye getirilmiş.

Ama her şeye rağmen;

Sultan Mehmed, 1432 doğumlu. Film Sultan Mehmed’in babası ile birlikte katıldığı ilk savaşla başlıyor; 2. Kosova Savaşı. Bu savaş meydana geldiğinde Mehmed 16 yaşındaydı. 1448’de 2. Kosova Savaşı’nda 16 yaşında olmasına rağmen 40 yaşında gibi duran sakallı Kenan İmirzalıoğlu tarafından canlandırılmasını görmezden gelirsek,

Bizans elinde bulunan tutsak şehzade Orhan’ın Edirne üzerine Sultan Mehmed ile aynı anda yürümesini görmezden gelirsek,

Çanakkale Boğazı’ndan Ay tutulmasını hesap ederek karanlık bir havada basit bir sandalla geçmesi skandal uydurmasını görmezden gelirsek,

Çandarlı Halil Paşa’nın kızının 40 yaşına kadar evlenme yasağı bulunan genç bir yeniçeri askeri ile kuytu bir köşede buluşup askere beni babamdan iste demesini görmezden gelirsek,

Hiçbir kronik kaynakta Fatih Sultan Mehmed Han’ın yanında yöresinde “Delibaş” isminde ya da şöhretinde bir adamdan bahsedilmemesine rağmen filmde Şehzade Mehmed’in hayatını savaşta kurtaran Delibaş karakterinin filmin orta yerine konulmasını görmezden gelirsek,

Yeniçeri Ocağı’nda askerlerin talim yaparken kullandıkları kılıçların normalde bir kazaya sebebiyet verilmemesi için bir çaputla bağlanmasına rağmen filmde yalın kılıç askerlerin var gücüyle birbirine vurmaya çalışmalarını görmezden gelirsek,

Çandarlı’nın kızlarının saraylarında herkesin içinde ve babalarının yanında derin dekolteli kıyafetlerle gezmelerini görmezden gelirsek,

Hiç bir kaynakta Sultan Mehmed Han, vefat eden babasının yerine Manisa’dan Edirne’ye gelirken yolda pusuya düştüğü bilgisi ya da iması yer almamasına rağmen Sultan’ı Bizanslıların pusuya düşürmelerini filmde ballandıra ballandıra anlatılmasını görmezden gelirsek,

Sultan’ın otağına Bizanslılar tarafından yerleştirilen ve Sultan Mehmed Han’ı öldürmesi görev ile görevlendirilen bir kadın casusun hiçbir kaynakta, güçlü ya da zayıf hiçbir kaynakta yer almamasına rağmen filmde Bizanslı casus ve suikastçi bir kızı Sultan’ın dibine kadar sokturulmasını görmezden gelirsek,

Ve daha bir sürü şeyi saymazsak FİLM GÜZELDİ.