23 Nisan 1920’de Ankara TBMM’de temelleri atılan, 29 Ekim 1923’de manifestosu okunan Türk Parlamenter Hükümet Sistemi, kuruluşundan 98 sene sonra eskidiği, çağın ihtiyaç ve gereklerine ayak uyduramadığı için 16 Nisan 2017 günü yapılan Referandum neticesinde halkın isteği üzerine kaldırıldı ve yerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine bıraktı.

 21. yüzyılın parlayan yıldızı olan, coğrafyasına ve ümmetine ümit vaat eden Türkiye, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan ve demokrasinin beşiği olarak gösterilen Avrupa ülkelerinde hayal bile edilemeyecek bir katılım oranıyla “ki bu oran % 90’a yakındır” seçime gitti. Memleketi 16 sene gibi kısacık bir zaman diliminde hayal bile edilemeyecek yüksekliklere çıkartan Recep Tayyip Erdoğan’ı Türkiye Cumhuriyeti’nin Birinci Başkanı seçti ve memleketi 2023 hayallerini gerçekleştirmek için avuçlarına bıraktı.

Geçen günler meclisteki yemin merasimi, bakanlar kurulunun ilanı vesaire derken olması, yapılması gereken ritüeller yapıldı. Sıra Bismillah diyerek artık herkesin beklediği icraatlara başlama zamanı geldi.

Bu noktada, tarihi hafızalara yer eden teferruatlara çok dikkat eden ve onları kullanan “Reis” mesela Cumhurbaşkanı seçildiğinde ilk şükür namazını Eyüp Sultan Camii’nde tıpkı bu memleketi ve bu ümmeti 3 kıta 7 iklim tüm cihana hakim kılan Osmanlı Sultanları gibi İstanbul’a varlığı ile şeref veren “Eba Eyyubel Ensari” hazretlerinin huzurunda ve şahitliğinde kıldı.

Zaten azıcık tarih bilenler bilecektir ki, Reis’in yaptığı hemen hemen her hareket, tarihe mâl olmuş ve tarihteki şanlı yerini almış hareket ve uygulamalardır.

Reis, bu geleneği bozmadı ve tarihî geleneklere bağlı kalarak bir ritüeli de köklerden aldığı ilhamla gerçekleştirdi. Ne mi o? Gayet basit…

Hükümetin işe başlaması noktasında tıpkı 98 sene evvel Son Osmanlı Hükümdarı Sultan Vahideddin Han’ın Yaveri ve Dokuzuncu Ordu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa’nın yolunu izini takip etti. işte bu noktada esasında bu ülkede yaşayan ve kendisini Atatürkçü diye tanımlayan herkesin Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hareketinden dolayı sevinmesi gerekli.

Zira;

Reis’ de tıpkı Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı gibi icraatlarına Ankara Hacı Bayram Veli Camii’nde kılınan Cuma Namazı’ndan sonra okunan Kur’anlar ve edilen dualar eşliğinde başlayacak.

Mustafa Kemal Paşa da mı işlerine Hacı Bayram Veli Camii’nde Cuma Namazı kıldıktan sonra başladı dediğinizi duyar gibiyim.

Evet Padişah Yaveri ve TBMM başkanı Mustafa Kemal Paşa da Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi yolunu Hacı Bayram Veli Camii’nden geçirdi.

Hikayeyi anlatayım;

Milli Mücadeleye başlamak için tüm teşkilat yapısı oluşmuş ve bir meclis açılması zaruri hale gelmiştir. Ankara’da toplanan heyet küçük bir binaya dolmuş ve meclis çalışması yapmaya başlamıştır. Bu noktada resmi açılışın tüm dünyaya duyurulması gerekmektedir ve meclisin açılma tarihi olarak 21 Nisan 1920 Çarşamba olarak belirlenmiştir. Bu tarih Mustafa Kemal Paşa’nın önüne gelriğinde paşa bu duruma itiraz eder ve hayır der. Hayır, madem bu kadar bekledik, iki gün daha bekleyelim ve açılışı mübarek güne getirelim.

Paşa’nın ihtarından sonra tüm cihana TBMM’nin resmi açılışının 23 Nisan 1920 Cuma diye duyurulmuştur.

Tarih; 23 Nisan 1920. Yer; Ankara Hacı Bayram Veli Camii.. Günlerden Cuma. Hacı

Bayram Veli Camii’nde kalabalık bir cemaat bulunmaktadır. Cuma Namazının kılınmasının ardından okunan Kur’an-ı Kerim, kesilen kurbanlar, Hatm-i Buhariler ve padişaha bağlılık yeminlerinin akabinde açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi… 

Kalabalık, Meclis binasına giderken en önde yeşil örtülü bir rahlenin üstüne konmuş olan Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin Sakal-ı Saadet’ini başının üstünde taşıyan biri vardı. Okunan dualardan sonra mebuslar binaya girdiler. Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de açıldı. 

Tam 98 sene önce  rabbin huzurunda el bağlanılarak açılan bir sayfa,  bugün bambaşka ama en az o gün kü kadar şanlı bir sayfaya yerini bırakmıştır. Elhamdulilah…