Ahmet Anapalı
Ahmet Anapalı
HABER7 YAZARI

Kendi dışkısını yiyen hezeyanlı Profesör Celal Şengör’e;

GİRİŞ 20.10.2018 GÜNCELLEME 22.10.2018 YAZARLAR

Bu memleketin profesör profilini oldukça aşağıya çeken düşük kalibreli bir profesör var bildiniz değil mi?

Adı Celal Şengör…

 

 

Hani şu uzmanlık alanının dışında her konuda fikir sahibi olan ve kendi dışkısını yediğini itiraf eden ağzı küfür ve hakaret dolu profesör Celal Şengör…

Gün geçmiyor ki tarihi karakterlere bizim dünyamızın kahramanlarına hakaret etmesin.

Avrupa’nın muhteşem dediği Kanuni Sultan Süleyman Han’a Aptal diyen bu garip adam Fatih’e de Hıristiyan der gibi oldu sonra çok fazla tepki ile karşılaşınca da geri vites yaptı.

21 yaşında çağ açıp çağ kapatan, iki bin senelik köklü geçmişe sahip bir imparatorluk olan Roma İmparatorluğu’nu haritadan silen ve doğumundan sekizyüz sene evvel peygamber efendimiz tarafından zikrolunan Hadis-i Şerif’e mazhar olan büyük ata, cennet mekân Sultan Fatih Sultan Mehmed Han meğerse Ortodoks bir hıristiyanmış.

Bu iddia, mektep medrese görmemiş bir okul cahili tarafından dillendirilseydi güler geçerdim ve Allah şifa versin derdim. Ama, maalesef bu iddia Türk Üniversitelerinde ders veren, profesörlük makamına kadar yükselmiş bir “tarih cahili” tarafından, Jeolog Prof Dr. Celâl Şengör tarafından geçtiğimiz aylarda söylendi. Yazık… hem de ne yazık. Vahhh benim güzel memleketimin üniversitelerinin haline…

Evet evet yanlış okumadınız. Peygamber hadisi ile müjdelenmiş bu muhteşem insan güya Müslüman değil samimi dindar ve Ortodoks mezhebine bağlı bir hıristiyanmış. Şimdi isterseniz hiçbir ilmi, fikri ya da düşünsel hakikati paylaşmayan bu cahil zırvalamalarını en baştan anlatalım.

Mevzu, Osmanlı ve kahramanlıkları olunca batılı tarihçilerinin ve Türkiye içinde yaşayıp da Osmanlı ile ilgili araştırma yaparken yüzünü batıya çeviren yerli tarihçilerin sürekli referans olarak kullandığı Alman tarihçi Prof. Babinger’in Türkçeye çevrilen “Fatih Sultan Mehmed ve Zamanı” adlı kitabında[1] yer alan hayret edici tanımlamalardan biri de, esasında koca Fatih’in Müslüman değil, koyu bir Hıristiyan olması.

Prof Dr. Celal Şengör ve o kesimin alayının baş kaynağı Babinger, söz konusu bu eserde Fatih Sultan Mehmed Han’ı, yıkıcı, cani, zalim, eşcinsel ve Hıristiyanlığa sempati duyan hatta zamanla papanın isteği üzerine Hıristiyan olan bir padişah olarak nitelendiriyor.

Meseleyi en baştan anlatalım mı?

1432’de doğan Fatih Sultan Mehmed Han’ın Annesini tüm Osmanlı kroniklerinde Türk ve adının da “Hüma Hatun” olarak verirler. Bu bilginin de doğru olmadığı, annesinin Sırp Mara “Maria” Despina isimli bir prenses olduğunu iddia edenler de yönünü Osmanlı kaynaklarına değil batı kaynaklarına doğru dönenlerdir.[2] İddialar bu kadarla da yetinmiyor. Fatih’in annesinin Müslüman Türk değil, Hıristiyan bir Sırp prensesi olduğunu söyleyen kaynakların yanı sıra iş iyice zıvanadan çıkar ve Fatih’in de Türk olmadığı noktasına gelir dayanır.

Bu iddiayı utanmadan dillendirenlerin ise tek kaynağı, Bizans İmparatorluk ailesinden gelen ve fetihten sonra Osmanlı’ya hizmet veren Fatih’in tarihçisi Theodoros Spandounes’dur. Spandounes’a göre Fatih hem Müslüman değil, hem de Türk değil!!! Kitabında şöyle yazmış:

Fatih, Türk tarihçilerinin iddia ettiği gibi kendi atalarının göçebe çoban kabileler olarak Tatarların-Moğolların-Oğuzların bulunduğu bölgeden [Orta Asya] geldiğine inanmıyordu. Fatih Sultan Mehmet, ailesinin Bizans İmparatorluk ailesi Komnenoslardan geldiğine inanıyordu.” [3]

Batılı tarihçiler, Osmanlıların göz kamaştırıcı başarılarından kendilerine gurur payı çıkarabilmek amacıyla, bazı padişahların nesepleri üzerinde tahrifat yapma gayretinden kendilerini alamamışlardır. İşte Sultan Mehmed Han ve muhterem validesi üzerinden oynanan terbiyesiz oyun budur. Bu tür iftira ve saçmalıklarla dolu kaynaklar başta büyük ve başarılı sultan olan Fatihin annesi için ilginç olan bu rivayetleri nakleder. Bu rivayetlere göre güya;

Sırp Despotu Brankoviç’in kızı Mara “Despina”, ve yanındaki hizmetçi Stella adlı bir

İtalyan kızı, korsanlar tarafından esir edilerek 2. Murat’a takdim olunmuş gibi gösterilen bir sırp prensesidir.

İşte Fatih’in Hıristiyanlığını ısrarla ispatlamaya çalışan bu kaynaklar, Mara Despina’yı anne olarak kabul edip Fatih’in Hıristiyanlığa sevgi ve ilgi duymasını ve neticede bu dine bağlanmasını annesine bağlamaktadır. Halbuki, Osmanlı kaynaklarına bakıldığında ise durum hiç de böyle değildir. Zira, Bursa mahkeme ve Nüfus sicillerine göre Fatih Sultan Mehmed Han’ın annesi “Hûma Hatun” isminde bir Müslüman Türkmen kızdır.[4]

Evet, Fatih’in babası sultan 2. Murat’ın Mara Despina isminde bir hanımı vardır. Fakat o, Fatih’in değil 10 aylıkken ölen şehzade Ahmet’in annesidir. Yani Fatih’in üvey annesidir. Üstelik Osmanlı sarayında yetişen her şehzadenin yaptığı gibi, Fatih de babasının tüm eşlerine “Ana” demektedir. Fakat bu analık özlük değil saygı gereğidir. Bu yüzden Fatih Sultan Mehmed’de kendisinin üvey annesi olan Mara Despina Hatun’a “ANA” demiştir.[5]

Fatih Sultan Mehmed Han’ın dönemin papası 2. Pius’la mektuplaştığı bilinir. Ancak unutulan ve göz ardı edilen bir hakikat var. O da karşılıklı gönderilen mektupların içerikleri. Papa Pius diyor ki;

“Ey Mehmed, gel vaftiz ol. Hıristiyan ol. Sana dünyayı vereyim.”

Buna karşılık büyük Sultan Fatih cevaben Papa'ya, Müslümanlığı kabul edip, sünnet olması şartıyla şeyhülislamlık teklif etmiştir. Ne ilginç değil mi? Türkiye’de yaşayıp tarih adına söz söylemeyi kendilerinde hak olarak gören bir grup zavallı, Fatih Sultan Mehmed Han’ı Hıristiyan yapmak için bir ipte kırk takla atarken, Vatikan arşivlerinden çıkan ve Fatih Sultan Mehmed Han tarafından Papa 2. Pius’a gönderilen bir mektupta Koca Hükümdar Papa’ya Müslüman ol, sünnet ol seni şeyhülislamım yapayım diyor…

Bütün bunlara rağmen hala bir grup kendini bilmez Fatih Sultan Mehmed Hıristiyandı diyebilecek mi? Bence evet. Ne demiş Allah’ın resulu;

Utanmadıktan sonra dilediğini yap… Bu utanmazlar bu yüzden dilediklerini pervasızca söylediler ve söylemeye devam edecekler…

 

[1] Franz  Babinger, Fatih Sultan Mehmet ve Zamanı, çev: Dost Körpe, İstanbul 2002

[2] Emine Çaykara, Tarihçilerin Kutbu: Halil İnalcık Kitabı, s. 459

[3] Theodor Spandounes, On The Origin of The Ottoman Emperors – çev: Lena Umay

[4] Bursa Mahkeme sicilleri, 31, 201 ve 204 sayılı defterlerin ilgili bölümleri

[5] Feridun Emecen, Fetih ve Kıyamet 1453, s.140

YORUMLAR 11 TÜMÜ
  • yaşar 5 yıl önce Şikayet Et
    teşekkürler hocam . rabbim işini gücünü rasgetirsin.
    Cevapla
  • Abdullah 5 yıl önce Şikayet Et
    Hocam eliniz dert gormesin
    Cevapla
  • İsrail dölü 5 yıl önce Şikayet Et
    Maşallah hocam inşallah
    Cevapla
  • musasa333 5 yıl önce Şikayet Et
    yazık
    Cevapla
  • HAKAN YILMAZ 5 yıl önce Şikayet Et
    Bu ve bunun gibi avrupa hayranları yüzünden değişik bir gençlik yetişiyor
    Cevapla