Ahmet Taşgetiren
Ahmet Taşgetiren
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

CHP ve İHL’ler bir kere daha...

GİRİŞ 06.05.2015 GÜNCELLEME 06.05.2015 YAZARLAR

CHP lideri, İmam Hatiplere yönelik bir kötü niyetleri olmadığını iddia ederken, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP beyannamesine yansıyan 13 yıllık zorunlu eğitimin ilk - orta okul kısmına tekabül eden 8 yıllık bölümünün kesintisiz olmasından yola çıkarak, bunun 28 Şubat formülü olduğunu, dolayısıyla İmam Hatiplere yönelik bir kumpası işaretlediğini meydanlara taşıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı doğru bir tespitte bulunuyor. 8 yıllık kesintisiz eğitim, İHL’lerin orta kısmını kapatmak ve tıpkı 28 Şubat’ta olduğu gibi, İHL’leri “Liseden ibaret” hale getirmek demektir.

İHL’ler için orta kısmın ne kadar hayati önem taşıdığını belki Kılıçdaroğlu bilmiyor olabilir, ama o planı CHP beyannamesine koyanlar herhalde çok stratejik bir iş yaptıklarının farkındadırlar.

Aslında CHP’nin İHL’lere ilişkin 28 Şubat mantığıyla düzenlenmiş imha hesabının asıl yansıdığı belge, CHP programıdır.

23 nisan tarihli “CHP İmam Hatip’i ne yapacak?” başlıklı yazımda asıl o belgedeki ifadeleri naklettim ama görüyorum ki, tartışmada henüz o belgeye gelinmedi.

CHP programında geçen ifadeyi bir kere daha okuyalım:

“İmam-Hatip  eğitimi,  din  görevlisi  sayısına  duyulmakta olan ihtiyaç çerçevesinde düzenlenecektir.” (s. 300)

Bu ifade tam da 28 Şubat’ın İHL’lere yönelik operasyonlarına birebir tekabül eden mahiyet taşıyor. Ki 28 Şubat bana göre ‘Türkiye’de İslam çok oldu’dan yola çıkıp geliştirilen bir ‘İslam’ı Azaltma Operasyonu’ olarak özellikle İmam Hatipleri biçme amacına yönelikti. “Eğitim’de İslam’ı azaltma operasyonu”nun uygulama alanlarından birisi başörtülü öğrencilere eğitim kapılarını kapatmaksa, diğeri ve en önemlisi de İHL’lerin nefes borularını tıkamak ve yokoluşlarını hazırlamaktı.  

İsterseniz bu cümleyi 28 Şubat mantığını yeniden hatırlayarak tahlil edelim.

1997 28 Şubat’ına gelindiği günlerde İHL’lere giden öğrenci sayısı bir hayli yükselmişti. Veliler çocuklarının bu okullarda okumasını tercih ediyorlardı. Çünkü bu okul mezunları hem her türlü üniversiteye gidiyor, hem de gençlik savrulmalarının yaşanmadığı bir eğitim ikliminde yaşıyordu. Üstelik üniversite sınavlarında birincilik çıkaracak bir eğitim kalitesinin göstergeleri vardı.

Dönem Refahyol dönemiydi.  Refahyol hükümeti, o güne kadar çok rastlanmayan boyutta, İmam Hatip kökenli bürokrat tayinlerinde bulunmuş, bu da medya tarafından provokatif haberlere konu edilmişti. Üniversitelerde İHL’den gelen başörtülü öğrencilerin görünülürlüğü de birilerini rahatsız etmekteydi. 

İşte bu zeminin içinden, küresel odaklar, askeri bürokrasi, medya, büyük sermaye ve yüksek yargı işbirliği ile  “İslam çok oldu” hükmü çıktı, “Azaltma” operasyonunun liste başına da İHL’lerin biçilmesi yerleştirildi.

yazının devamı için tıklayınız

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL