Sorulması gereken sorular
Ne dersiniz, her gözaltıda, her tutuklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Yıldırım’ın bilgisi ve onayı var mıdır?
Bu soruları, tüm atılmalar, tüm gözaltı ve tutuklamalar Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Yıldırım’ın kefaletine bağlı olarak meşruraştırıldığı için soruyorum.
Sorduğum soruların cevabının “Elbette hayır” olduğunu biliyorum.
Tutuklama ve gözaltılarda ayrıca yargı erkinin bağımsızlığı sebebiyle yetkilerinin olmadığını da biliyorum.
Ancak her şeyin, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın bilgisi ya da emirleri çerçevesinde olduğu izlenimi var.
Bu izlenim, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın süreçteki etkinliği ve başlı başına Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde Kararnamalere imza atmaları sebebiyle oluşuyor.
Şu açık: Emniyet birimleri operasyon yapıp, gözaltına alırken, savcılar ve hakimler soruşturma yapıp karar verirken, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın zımni etkilerini dikkate alıyorlar.
Mesela, “FETÖ ile etkin mücadele etmek” ve “Etkin mücadele etmiyor gözükmekten kaçınmak” gibi bir motivasyonun olduğu, “Etkin mücadele etmiyor izlenimi”nin “Kripto FETÖ’cü diye suçlanma”ya sebep olacağı kuşkusunun da tavırları etkilediği biliniyor.
Şu hükümlere ne dersiniz?
- Bütün emniyet teşkilatı çok objektif operasyonlar yapıyor.
- Bütün savcılar hiçbir etki altında kalmaksızın soruşturma yürütüyor.
- Bütün hakimler son derece tarafsız, bağımsız karar veriyorlar.
- Farklı bakanlıklardaki, devlet kurumlarındaki komisyonlar, “FETÖ’cüleri tespit ve ayıklama”da hiçbir etki altında kalmaksızın çalışıyorlar. Verdikleri kararlar son derece objektiftir ve hakkaniyete uygundur.
Ben bu sorulara “Evet aynen böyledir” diyecek kişi ve kurum olduğunu sanmıyorum. Devlet yapısının emniyeti, yargısı ile steril hale geldiğini düşünen bir Allah kulu var mı ki, “Bizde her şey hukuka adalete uygun seyrediyor” hükmüne varsın!
Birçok ortamda, hem emniyette, hem yargıda, hem de farklı kurumlarda suyun başında hala FETÖ’cülerin bulunabileceği, bunların “Hükümeti suçlu suçsuz herkesi mağdur duruma düşürmek”le suçlamak için özellikle FETÖ’cü olmayanları listelere koyduğunun konuşulduğunu biliyoruz.
Bu iddia, “FETÖ Fesadı” peşin olarak herkesçe kabul edildiği için, genelde reddedilmiyor. “FETÖ’cüler bunu yapar” kanaati çok yaygın.
Buna bir de diğer ihtimalleri, yani “FETÖ ile etkin mücadele ediyor gözükmek, etmiyor gözükmekten kaçınmak” motivasyonunu ekleyelim...
Buna bir de fırsatı ganimet bilip, “Devletteki tüm dindarları temizleyelim” saiki ile hareket eden fesat odaklarını ekleyelim. Bu tespiti lütfen kimse yabana atmasın, çünkü iktidarda dindar bir kadro bulunmasına rağmen, devletteki şu anda “muhtemel tasfiye alanı” yine de “dindar gözüken” ve “kripto olması muhtemel” tanımlaması altındaki bir çevreyi hedef alıyor. Bu da samimi dindarları bile “Muhtemel FETÖ’cü” gibi görme yanılgısına yol açabiliyor.
Buna bir de, “Bir kişinin FETÖ’cülüğüne hükmetme kriterlerindeki kayganlığı” ekleyelim...
Buna bir de yanlış bilgileri, hata paylarını ekleyelim...
Diyelim şu tutuklamalardaki hata payı yüzde kaçtır?
Diyelim şu 100 binlik tasfiyedeki hata payı yüzde kaçtır?
Diyelim Medeniyet Üniversitesi’nden Prof Dr. Cahit Kurbanoğlu alınmış. Neden? Cahit Bey’in FETÖ ile ilgisini kim tespit etti? Yok, adım gibi biliyorum ki yok. Kim aldı, neden aldı ve neden bu ilim adamının boynuna terör örgütü ile bağlantı hükmü yapıştırıldı?
Bir kişiye yapılan haksızlık önemli mi bizim için Allah aşkına? Yoksa “Böyle zamanlarda olur böyle vak’alar” gibi mi bakıyoruz?
Ey Ak Parti milletvekilleri, biliyorum ki hepiniz ağlama duvarı halindesiniz.
Biliyorum ki, her biriniz FETÖ’cü diye suçlanma riskini başınızın üzerindeki Demokles kılıcı gibi hissediyorsunuz. Partinizi benim kadar düşünüyorsanız, size yönelen şikayetleri daha sorumluca dinleyin. Tabanda ciddi rahatsızlık var.
-
hanim 9 yıl önce Şikayet EtHocam cok magduriyetler yasaniyo sucsuz insanlar isinden oluyo lütfen bunu yetkililere bildirin sucsuz insanlarin hepside inanin ak parti secmeni boyle olursa hükümet büyük bi kitleyi kaybetmekle karsi karsiya. Sucsuz yere insanlar ekmeginden olmasin bu büyük bi vebalBeğen
-
kenan şen 9 yıl önce Şikayet EtHelal olsun size zaten hep kitabın ortasından yazarsınız Allah razı olsunBeğen
-
Işık BOZKURT 9 yıl önce Şikayet EtDoğru tektir. Zamanında söyleyene ne mutlu.Beğen
-
Abdullah 9 yıl önce Şikayet EtYaşadığımız zor süreçte korkusuzca doğruları dile getiren bu yazı, bugün gerçeğe sağır, dilsiz ve kör olanlara ileriki yıllarda sorumluluk sahibi insanların yapması gereken en anlamlı duruş olarak yüzlerine çarpılacaktır. Önemli olan doğruyu zamanında ifade etmek yoksa kazanılmış zaferin kahramanı çok olurmuş.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Hasan ŞAHİN 9 yıl önce Şikayet Etdaha düne kadar eşimle beraber öğretmen olarak çalışıyordum. şimdi savunmam bile alınmadan bir Cuma günü bayram arefesi ihraç edildim. 3 çocuğumla beraber ortada kaldık. devlet büyüklerinden ve savcılarımızdan adil yargılama ve kendimi savunma hakkı talep ediyorum. Bir çok masumun canı yandı. kendisi hapse düştü eşi, çocuğu ortada kaldı. lütfen arkadaşlar biz de insanız. aynı Allah'a, aynı peygambere inanıyoruz, Aynı secdeye baş koyuyoruz. yeni mağdurlar olmasın. gerçekten suçlu varsa bulunsun cezasını çeksin. ama aşağıda bir şekilde bu örgütle yolu kesişen bir çay içen, bir sohbete katılan insanlar hain gibi yaftalanmasın.Beğen Toplam 3 beğeni