Dünya büyük bir salgınla karşı karşıya. Birçok kriz dönemlerinde olduğu gibi vahşi batı medeniyeti  yine, acıkınca yavrularını yiyen aç gözlü kediye döndü.

Özellikle; dünyaya demokrasi, özgürlük, bağımsızlık, İnsan Hakları dersleri pazarlayan  “Medeniyetin beşiği!” denilen batılı ülkeler arasında yaşanan maske savaşlarında, onların ne kadar medeni (!) olduklarını bir daha ortaya çıktı.Bu vahşet Ortaçağ'da yaşanan kıtlıklarda, Haçlı savaşlarında, yakın tarihte; Avrupa'nın sömürge savaşları ve acımasızca birbirini  kırdığı 1. ve 2.savaşlarında da aynen görülmüştü. O zamanlar, ortalığı karıştıran Corono virüsü değil, batının kalbindeki inkar virüsünün mutasyona uğrattığı doymak bilmeyen aç gözlü canavarlığı idi.

Çekya, AB üyesi İtalya’nın sipariş ettiği yüz on bin maskeye, el koydu. İtalya, bu tiyatroyu Fransa karşı oynadı: Fransız eşkiyalığı Corono salgınından en fazla etkilenen ve yardım çığlıkları Alpleri aşarak tüm dünyada yankılanan komşusu İtalya ile İspanya’nın Çin’den sipariş ettiği yüz binlerce maskeyi gasp ederek bu savaştaki yerini aldı. Bu haydutluklar AB ülkeleri arasında diplomatik gerilimlere ve büyük bir güvensizliğe neden oldu.

Sıkandallar bu kadarla da kalmadı; AB’nin lider ülkesi Almanya’nın İsviçre’ye gidecek iki yüz kırk bin maskenin ihracatını durdurdu. Almanya ile Fransa AB’ın iki lider ülkesi olarak eşkiyalıkta da liderlik rolünü kimseye kaptırmadı.

Kanada’nın maskelerine  el koyan ABD, kendi eyaletleri arasındaki yaşanan maske savaşlarına sahne oldu. Özgür (!) dünyanın jandarması  ABD , Fransa'nın kendileri için Çin’den sipariş ettiği maske ve koruyucu ürünlere iki misli para vererek satın alması Fransızları ortada bıraktı. Berlin İçişleri Senatörü Andreas Geisel, ABD’nin bu yaptığı modern korsanlıktır” diye sert çıkması kimsenin umurunda bile değildi. Herkes canının derdine düşmüştü.

Küresel kriz dönemlerinde  Vahşi Batı her zaman gerçek çirkin yüzünü gösterdiği gibi, bu kırizde de kim olduğunu ortaya koydu. Derin AB ile Transatlantik arasındaki İttifakınbir pamuk ipliği ile birbirine bağlı örümcek ağı gibi zayıf olduğu görüldü.

Haydut devletler ve  küresel mafyalar  arasındaki ittifak bağlarının ne kadar basit temeller üzerinde oturduğuna şahit olan batılı aydınları, siyetçileri, askeri ve ekonomik uzmanları AB, NATO, İMF gibi… küresel güçlere hizmet eden bu suni yapılanmaları Corono fırtınasından sonra elbette; derin derin sorgulayacaklardır.

En çokta; vahşi batıya göbekten bağlı olan İslam ülkeleri ve 3. Dünya ülkeleri küresel güçlerin askeri, siyasi ve ekonomik baskılarla adeta kendilerine uyguladıkları modern barbarlık olan sömürge sistem ve düzenlerini sorgulayacaklardır elbet.

Maske savaşlarından sonra ortaya çıkan traji-komik manzaralardan çıkarılacak çok büyük dersler ve ibretler var. İşte tam bu arada; Türkiye'nin ülkesinde, bölgesinde ve dünya çapında ortaya koyduğu insani duruş ve dayanışma ruhu, iyilikte ve sosyal devlet anlayışındaki politikalarındaki performansı dostları ve düşmanları tarafından elbette; konuşulacak ve değerlendirilecektir.Bu fırtınadan Türkiye kendi gemisini ne kadar az zararla kurtarır ise; bu durum insanımıza ve dostlarımıza çok büyük menfaatler kazandıracaktır. Bu çirkin savaş bitikten, Corona fırtınası dindikten sonra ‘ tüm dünyada yeni şeyler olacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

An be an insanlığın gözü önünde yaşanan bütün bu acı gerçekler karşısında, batı uygarlığını adeta tapılacak put ve ilah haline getiren dünya, yaşanan bu insanlık dışı manzaralar karşısında derin bir sessizliğe gömülmesi kuşluk öncesi karanlığa benziyor. İki asırdır yöneldikleri kıbledeki sahte putlarının aşık oldukları cellatlar tarafından teker teker kırıldığını, acıktıklarında dilediğini gören bizdeki batı uşak ve hayranlarının nedense hiç sesleri çıkmıyor.Hepsi de, sus pus ses soluk yok!

Şimdi sen ey! Ülkemin ikiyüzlü entellektüel cahilleri ve yerli münafıkları! İşte Tanzimattan buyana 200 yıldır batı batı diye;yöneldiğiniz kıble bu, öykündüğünüz tapınak bu, tapındığınız ilah bu! Bu ülkeleri yöneten kişi ve sistemlerin izini izlemek için kendi milli ve yerli değerlerinizden ve kişiliğinizden uzaklaşıp körü körüne peşine düştüğünüz haydutlar ve eşkiyalar, işte bunlar! Bu haydutları ve eşkiyaları, bu canileri ve barbarları doğurana, körü körüne aşık olduğunuz celladınızın, işte; bu maskeleri düşen canavarlardır.

Hala mankurtlaşmaya ve onlara köleliğe devam edecek misiniz?

Arif Altunbaş, Haber 7