Ortaçağ'da Papaya bağlı olan kiliseler dünya dönmüyor diye inanıyor, buna karşı çıkanlara da ‘’İnançsız kafirler’’ diyorlardı. Kilisenin bu görüşüne karşı çıkan birçok bilim adamı baskı altında idi.Eğer; iddialarında ısrar ederlerse ölümle cezalandırılıyordu. Ünlü İtalyan fizik, matematik ve Astronomi Prof'u Galileo Galilei ‘’Dünya dönüyor’’ dediği için Papa V. Paul tarafından giyotinle (1616) öldürülmesine karar verilenlerdendi.

Hristiyanlığın lideri Papa o devirde devlet yöneticileri üstünde belirleyici bir rol oynuyordu. Papa’nın ve kilisenin otoritesi ve gücünü arkasına almayanların kral ve imparator olması mümkün değildi.Tüm Avrupa karanlık bir dönemden geçerken kimse Papayı karşılarına almıyordu.

İnfaz günü gelince kutsal Papanın emrine karşı çıkan bu kafirin kellesinin giyotinle kesileceğini seyretmek için Hristiyan kalabalıklar şehrin en büyük meydanında toplandılar. Birçok insanın bu bilim insanının vahşice öldürülmesine gönlü razı gelmiyordu. Ama, emir büyük ve kutsal Papadan gelmişti. Acılarını yüreklerine bastırmaktan başka ellerinden bir şey gelmiyordu.

Bu duruma yüreği yananlardan biri de Giyotini  Galilee’nin boynuna indirecek olan celladı idi. Suçlu (!) büyük kalabalıkların küfür, hakaret ve protestoları arasında meydanda hazırlanan infaz platformuna elleri ayakları zincirlenmiş olarak getirilince, kendisi  cesur bir şekilde giyotinin arasına boynunu uzattı: Celladına yan gözle bakarak ‘’Haydi indir’’ dedi. Yüreği kan ağlayan cellat Galilei’in yanına yaklaşarak onun duyacağı bir sesle;’’Ne olur Dünya dönmüyor de, beni bu azaptan, kendinizi de ölümden kurtarın’’ diye adeta ona yalvardı.Çünkü ;’’Dünya dönmüyor’’ iddiasından vazgeçerse affedilecekti. Galilei biraz düşündü, sonra başını giyotinin arasından çıkararak kalabalığa döndü. Yüksek sesle ’’Dünya dönmüyor’’ dedi. Sevinçten boynuna sarılan celladına, onun duyacağı bir sesle,’’ ‘’Ama;ne kadar dönmüyor desem de, o yine dönüyor’’ diye fısıldadı.

Galilei ölümden dönmüştür.Ama; örümcek kafalı Ortaçağ zihniyetinin çürümüş, kokuşmuş inanç, fikir ve düşünce sisteminin despot çarkları dönmekte zorlanıyordu. ‘’Dünya dönüyor ‘’ diyen bilimin, aklın, mantığın ve gerçeklerin yanında olanlar kısa zamanda bu kör, baskıcı ve acımasız sistemi yıktılar. O zamandan sonra Avrupayı yönetenler yavaş yavaş Hristiyanlık'tan koparak kendi kiliseyi kontrollerine aldılar.

CHP ideolojisinin karekterik özellikleri ve dünya görüşü, din adına dindarmış gibi davranan diktatör  Ortaçağ zihniyeti üzerine kurulan batı emperyalizminin Türkiye'deki uzantısı gibi. Tabii, CHP’nin dini laiklik ve din dışı olan çağdaş bir paganizmdir. Hareket mantıkları da işlerine gelirse; anayasa, kanun ve nizam, işlerine gelmezse; sırtlarını darbeciliğe dayayıp hiçbir şey tanımamak, her istediklerini darbe ile devirip, zorbalıkla ele geçirmek ve bunun adına da, ‘’Demokratik mücadele’’ demektir. Bunlar zulüm ve katliamda Ortaçağ Hıristiyanlığının barbalığını da geçtiler. Bu yolla  bu ülkede hükümetler devirdiler, başbakan ve bakanlar astılar, Kur’anı yasaklayıp ezanı susturdular, camileri ahır yaptılar, nice alim ve din adamlarımızı astılar.

CHP zihniyeti  milletin seçimle başa getirdiği Başkan Erdoğan'ı ‘’Dindar, milli, yerli, bu milletin içinden çıkıp gelen Anadolu çocuğu, kendi tarih ve kültürümüze bağlı olduğu için sevmiyor. Batılılar da bunun için Tayyip Erdoğan düşmanı değil mi? CHP ve batı emperyalizminin körkütük bunun için birbirine aşık değil mi?

Bakın! Askeri, siyasi, ticari, diplomatik vs. ABD, AB, Rusya veya onların kuklası Arap Petro-şeyhleri ve diktatörleri Türkiye’nin güçlenmesine niçin karşılar ise, batı emperyalizminin ülkemizdeki sesi, soluğu ve uzantısı olan CHP zihniyeti de  onun için onlarla birlikte hareket etmekte, her hayırlı yatırıma ve atılıma ‘’Hayır’’ demektedir.

Faşitlerin yöntemleri darbedir, işgaldir, istiladır, kandır, nefrettir, zulümdür. Batı kuklası CHP zihniyetinin mantığı, felsefesi, akidesi ve inancı da Faşist diktatör Hitler ve Kominist diktatör Stalin siyasetinden bir farkı yoktur. CHP tek kelime ile tepeden tırnağa faşist bir anlayışın partisidir. Türkiye'deki bütün darbelerin, darbecilerin, darbe sevenlerin arkasında her zaman CHP vardı. Bugünlerde de darbe çığırtkanlıkları ve çağrışımları yapan CHP’liler umutlarını ABD ve Avrupalılar gibi darbelere sığınmakta buluyorlar.

Milletimiz biliyor ki,İslam ve Türkiye düşmanları Erdoğan'ın düşmanı, CHP‘nin de dostlarıdırlar. Bu milletin seçtiği Başkana ve meşru hükümete karşı darbe yapmak isteyenler -15 Temmuzda olduğu gibi- mutlaka yine milletin karşı darbesiyle karşılaşacaklardır.

Gelin! ABD, AB ve kiminle gelirseniz gelin! Darbecileri Meriç’in ve Ege’nin öte yakasında Yunanlı kardeşleri, doğu sınırımızda Ermeni dostları ve güneyde PKK’lı yandaşları kucak açmış hasretle onları bekliyorlar.

Darbeler ve darbecilik virüsü CHP’nin kanında var. Milletimiz bu virüse karşı tedbirini almalı ve her daim ona karşı uyanık olmalıdır.

Arif Altunbaş, Haber 7