Arif Altunbaş
Arif Altunbaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

27 Mayıs İşgal Hareketi ve CHP zihniyeti

GİRİŞ 28.05.2021 GÜNCELLEME 29.05.2021 YAZARLAR

Her 27 Mayıs geldiğinde tüylerim ürperir, o günleri anımsar, irkilirim. Çocukluğumun en saf ve temiz günlerinin postal sesleri ve dipçik darbeleriyle yaralandığını, milletimin kendi ülkesinde kendi ordusu tarafından işgale uğradığını görür, hayıflanırım.

Bir  gece baskınından sonra kına yakan birkaç CHP’li hariç köyümüzde herkesin bir korku ve dehşeti içinde uyandığını, sabah jandarmaların gelip evimizdeki dolma tüfeğimizi bile rehin aldığını, Demokrat Partili olan büyüklerimin apar topar hakaret ve tehditlerle karakola götürülüp evlatları yaşındaki askerlerce patakladıklarını unutamam.

Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi vatandaşının dinine, kültürüne, tarihine ve yaşam tarzına karşı olan , bunu darbelerle, askeri vesayet ve baskı rejimleriyle sindirmeye çalışan bir ordunun var olduğunu ve olacağının sanmıyorum. 27 Mayıs hareketinin askeri bir darbe olmaktan öte; ABD ve NATO güdümlü faşist CHP zihniyetinin milletin iradesine posta koyan bir işgal ve istila girişimi olduğuna inanıyorum.

Altmışaltı yaşıma kadar birçok ülke gördüm. Birçok din, kültür, fikir, düşünce ve siyasi hareket tanıdım. CHP zihniyeti kadar kendi din ve milletine yabancılaşmış, kendi ülkesine ve kültürüne karşı savaşan, kendi değerlerini inkar eden, kendi coğrafyasına sırt çeviren mankurtlaşmış bir hareket görmedim. Köklerine yabancılaşmış bu hareket, bu gün de; 27 Mayıs Darbesinde olduğu gibi bütün gayrimeşru yolları, yalan ve iftiraları sahneye sürerek ABD desteği ve Türkiye düşmanlarının yardımı ile iktidar olmaya çalışıyor.

Dünyanın her yerinde farklı din, fikir, düşünce ve hareketlerin kendi tarihi köklerine, kültür ve geleneklerine, halkının değerlerine inanmasalar da onlara saygı duyduklarını gördüm. CHP zihniyetinin İslam'a, İslam medeniyet ve kültürüne karşı olan tutum ve düşmanlığını, milli ve yerli olan her şeyimize karşı duruşunu hiçbir toplum ve millette görmedim.

Bu ithal ideoloji halkımızın milli ve manevi tüm değerlerine karşı değil sadece. Düşmandan daha düşman bir düşmanlık içinde, ihanetin zirvesinde küresel emperyalizmin bayraktarlığını da yapıyor aynı zamanda. Bu azgın zihniyet her an, her yerde içimizden birisi gibi görünerek düşmanlarımızın ağzı ve tarzıyla karşımıza çıkıyor. Darbeler bunların en bariz örneği…

27 Mayıs darbesiyle meşru iktidarı deviren subaylar devlet içinde devlet olarak örgütlenmiş CHP’liler olmakla beraber, ABD ve NATO güdümlü üniformalı teröristler idi. 1949 seçimlerinde ‘’Ben Kuvay-i Milliye'ci, darbeciyim…’’ diyen İsmet İnönü bunların akıl hocası idi. O CHP’nin başındaki adam olarak darbe öncesi ve sonrası hep susarak Amerikan uşağı bu darbecilere destek verdi. Eğer; İNÖNÜ darbeye ve darbecilere karşı bir tek cümle söyleseydi, bu darbe olmaz, Menderes ve iki bakanımız asılmaz, ülke bir kaosa sürüklenmez, tarihimizin yüz karası bu darbe vahşeti yaşanmazdı.

İnönü sussa da, dilsiz şeytanlar sussa da, tarih susmaz ve konuşur. Yassı adadaki taşın, toprağın, ağacın kuşun dilinden anlasak, onlar da hakkı ve hakikati konuşur. Darbeci hainlerde vicdan ve ahlak olsa idi, bu katliamlar yaşanmazdı. Menderes ve arkadaşları Amerikancı darbecilerin tayin ettiği savcı ve hakimlerce günlerce eften püften iddialarla aşağılandılar. En sonunda onu yargılayan Hakim Başol; ‘’ Seni buraya getiren irade İDAM’ını istiyor’’ dedi ve kalemini kırdı. Kırılan kalem değildi sadece, aziz milletimizin kalbiydi. Bu kırık kalp hala onarılmış değil. Bu acı hala milletimizin kalbinde derin bir sızı olarak bugün bile yaşamaktadır.

İdam fermanı Menderesin evinin kapısına asıldığında; idam eden celladın 150 TL ücreti ile boğazına geçirilen urganın parası ayrıca Menderes’in ailesinden tahsil edildi. Ey Milletim! Dünyada böyle başka bir adilik, böyle başka bir vahşilik, böyle başka bir şerefsizlik örneği görülmüş müdür?

Hala bu darbeyi öven, bu zulmü ve bu katliamı yapanları haklı gören CHP zihniyeti ne yazık ki, bugün bile aramızda yaşıyor. Eğer; bu darbecilerin eline tekrar bir fırsat geçse, bu katil zihniyeti yeniden hortlar, yeniden bu milletin anasından emdiği sütü burunlarından fitil fitil getirirler.

Menderes Türkiye'yi ABD’nin askeri, siyasi ve ekonomik boyunduruğundan kurtarmak, ülkeye yatırım çekmek için Rusya ile başlattığı diplomatik ilişkilerin kurbanı olmuştur bir bakıma. Bugün de Rusya'dan ABD ve müttefikleri tarafından S 400‘leri satın aldığımız için Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın başına Menderes gibi çorap örülmek isteniyor. Amerika ile ülkemizdeki yerli münafıklar hep birlikte içeriden ve dışarıdan Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanımıza diz çöktürmek istiyor. 15 Temmuz'da olduğu gibi milletin seçtiği iktidara eğer; ABD, İsrail, Batı destekli bir darbe ve kalkışma yapılırsa, bu sefer milletimiz darbecileri, onların destekçilerini ve yalakalarını asla affetmez.

Allah İslam, Türkiye ve milletimizin düşmanı ikiyüzlü alçaklara fırsat vermesin ! Rabbim; Milletimizi, ülkemizi ve coğrafyamızı her türlü işgal ve istilalardan, bela ve musibetlerden korusun!

Ey Milletim! Bu alçaklara ve münafıklara karşı her an tetikte ve uyanık ol! Ülkende; her an, her şey olabilir. Su uyur, düşman uyumaz. Münafıklar alçaklık, kin ve kalleşliklerden asla geri durmazlar. Sen uyumaz, uyanık olursan; bir daha 27 Mayıs’lar,12 Eylül’ler, 28 Şubat’lar ve 15 Temmuz’lar olmaz, Allah'ın cc izniyle…

Arif Altunbaş, Haber 7

YORUMLAR 3
  • ferik 4 yıl önce Şikayet Et
    güzel yazı olmuş..
    Cevapla
  • Tuğlu... 4 yıl önce Şikayet Et
    Eyvallah...
    Cevapla
  • Sabahattin Sarı 4 yıl önce Şikayet Et
    Darbeci alçakları unutmadık, unutmayacağız.
    Cevapla