Amerika, Fransa, İngiltere gibi sömürgeci emperyalist dış güçler ve onların Türkiye’deki yerli yabancı ayakları örgütler dâhil CHP, PKK ve uzantıları Komünist ve Sosyalist parti ve guruplardan oluşan İslam ve Türkiye düşmanı bir şer koalisyonuyla karşı karşıyayız.

Partiler gençlik işçi sanatçı işadamları gibi örgütler ve kuruluşlar adı altında demokrasi ve özgürlük maskesi arkasında anayasal düzeni bozmaya, değiştirmeye ülkemizi dolaylı veya dolaysız emperyalistlere teslim etmeye çalışanlar bu milletinin başının belası. Özellikle gençler de muhalefet yapmak için tezgâhlanan bu oyunlarda figüranlar olarak oynatılıp kullanılıyor.  Devletimizin yetkili ve sorumlu organları bu vatanı gerçekten seven ve onun için canını bile vermeye hazır her genç ve vatandaşımız bu gölge oyunlarının farkında.

Herkes her şeyin farkındadır. Vatanımız ve milletimiz, dinimiz ve mukaddesatımız, ahlak ve maneviyatımız, tarih ve kültürümüz, bugünümüz ve geleceğimiz için kurulan kurulmak istenen bütün hile, oyun tuzak ve tezgâhları 15 Temmuzda bozguna uğrattığı gibi milletimiz her fitneyi her an darmadağın edecek azme, güce ve şuura sahiptir.

Millet susuyor, sabrediyor ve birçok konularda suskun kalıyorsa bu uyuduğundan ve boş vermişliğinden değil. Devletimizin polisi, savcısı, hâkimi ve istihbaratı bu işi sağlıklı, adil ve rahatlıkla failleri takip edip izlesin gerekeni yapsın ve hak edenlere hak ettiği dersi versin diyedir. Adaletin işlemediği yerde orman kanunları devreye girer.

Uşak Üniversitesi mezuniyet töreninde sol görüşlü bir kız öğrencinin bedeninde gizlediği LGBT paçavrasını açarak diploma törenini sabote etmesi önceden planlanan ve hazırlana apaçık bir kışkırtmadır. Olay sırasında ailesi, bir gurup taraftarlar ve avukatlarının olay mahallinde hazır bulunması, olaya müdahale eden yetkililerle tartışıp itişip kalkışması bu olayın önceden planlanıp hazırlandığını gösterir.

Bu kışkırtma ve benzerleri önümüzdeki eğitim yılında lise ve üniversitelerde sokak, anarşi ve terör eylemlerinin başlatılacağının bir işaret fişeği niteliğindedir. Yetkililer şimdiden uyarıyor, ona göre tedbir almalarını öneriyoruz.

Seçimlerde % 65 kazanacaklarını söyleyen, daha sandığa gitmeden adaylarının kazandığını ilan eden, bakanlıkları paylaşan, kamudan atılacak memurların, tutuklanıp hapishanelere atılacak aydın, akademisyen ve insanların listesini yapan kiralık kalemler, satılmış akıllar, diktatör politikacılar, muhalefet palyaçoları seçim hezimeti sonrası şimdi her ne kadar birbirlerine girip, baba oğul birbirini yemeye devam ediyorlarsa da eskilerin yerine getirmek istedikleri yeniler gidenleri aratacak şirretliktedir. Bunlar duruş ve davranışlarını, düşünce fikirlerini değil sadece kuklaları değiştirmek istiyorlar. Gitsin Kıl. Kemal, gelsin imambayıldı.

Türkiye’deki barış ve huzuru, kardeşlik ve dayanışma ruhuna karşı, büyük Türkiye ve Türk milleti idealinin önüne geçebilmek için, devlete karşı önce Üniversiteler karıştırılacak gençler sokağa dökülüp piyon olarak kullanılacaktır. Türkiye’nin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini zaafa uğratmak için her türlü terör, anarşi ve kışkırtma yapılacaktır.

Biz bu filmleri biz 1980 li yıllarda 12 Eylül darbesi öncesi Üniversitede öğrenci iken bizzat canlı canlı yaşadık. Onların hikâye ve romanlarını yazdık. Halen yazmakta, gençlerimizi ve yetkililerimizi de önemle bu ve benzeri konularda uyarma görevimizi yerine getirmekteyiz.

Milli Eğitim ve lise müdürleri, dekanlar ve rektörler her şeyi iktidar ve Cumhurbaşkanından beklemesinler! Devletin size verdiği meşru hak ve hukuk, yetki ve salahiyetlerini kullansınlar! Sizleri oraya uygun görüp atayan cumhurbaşkanı, milli eğitim bakanı ve bu iktidarda liseler ve üniversitelerde hala ders sırasında Cumhurbaşkanına, seçilmiş iktidara, millete ve devlete alenen küfür ve hakaretler yağdıran sayısız kamu görevlisi öğretmen ve öğretim üyeleri var. Bunlar sizlerin yönetimleri altında okullarda devletten aldıkları maaşla devlet ve millet düşmanlığı yapıyor ve gençleri organize ediyorlar.

Ey kolluk güçlerimiz, dikkat ediniz. Ey Milli Eğitim ve lise müdürleri üniversite rektörleri dekanları yöneticileri uyanık olun ve üzerinizdeki ölü toprağını atınız. Ey öğrenciler, vatan ve milletinize kast eden şer güçleri alçaklara uymayın, fırıldakların oyuna gelmeyin. Ey anne ve babalar, evlatlarınızın anarşist ve teröristlere yem olmalarına karşı çıkın! Bu vatana, millete ve evlatlarınıza yazık edip kıymayın! Bu vatan hepimizin ve hepimize emanet.

Bundan sonra gerek basın yayın ve sosyal medyada buna benzer haberlerle sık sık karşılaşabiliriz. Olayın aslını öğrenmeden uluorta konuşmak, yorum yapmak, birilerini zan ve töhmet altında bırakmak, ahkâm kesmek ve kesenlere de hemen inanmak gibi bir yanlış, gaflet ve saflıktan da uzak durmalıyız. ‘’Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.’’’ (Hucurat; 6.) diye öğütler dinimiz bize.

Şurası asla unutulmamalıdır ki birgün bıçak kemiğe dayanır, sabır taşı çatlarsa; bu çapulcuları ve provokatörleri milletimizin elinden kimse kurtaramaz. Kimse bu hainlere karşı suskun duran, olayları şimdilik sessizce ve dikkatlice izleyen bu asil milleti durduramaz. Yabancı güçlerin ve emperyalistlerin, kışkırtmacıların, vatan düşmanlarının ve dış güçlerin de umduğu beklediği an bu andır. Çakal, akbaba ve kuzgunlar anarşi, kargaşa ve katliam ortamlarında iş başındadır. O vakitte mazlumların ve masumların kanları ve etleriyle beslenir.

Uşak Üniversitesinde ateşlenen fitne kıvılcımı ilk olmayacak, ders yılı başlayınca başka yerlerde, farklı konularda ve alanlarda da kışkırtmalar ve milletin sinir uçlarıyla oynamalar katlanarak devam edebilir.Ama herkes bilmelidir ki bu vatan bize atalarımız ve şehitlerimizden miras kalan kutsal bir emanettir. Emaneti suistimal etmek, onu kötüye kullanmak ve ona sahip çıkmamak en büyük ihanettir. Sağır sultan duysun, kör gözler görsün ve hissetmeyen yürekler bunu fark etsin! Emanete ihanetin bedeli çok ama çok ağır olur. Anarşisti teröristi, yöneticisi idarecisi, öğrencisi velisi bu hepimiz kulağımıza küpe olmalıdır. Bu millet öyle kolay yutulur bir lokma değildir. Bir gün ayağa kalkarsa provokatörü, piyonu, kuklayı kuklacıyı, onları örgütleyen fitne başlarını, onlara göz yumanları sel gibi süpürür ve layık olduğu yere götürür.

Uşakta okuyan ve halkın psikolojisini iyi bilen birisi olarak ben inanıyorum ki, diktatör İnönü’ nün kafasında çürük yumurta patlatan Uşak halkının sinir uçlarıyla oynamak kuklaları oynatan, oynayan ve onları seyreden elleri yakar. Bu arzu edilen bir durum değil.

Umulur ve arzu edilir ki emniyet güçleri toplumun içine puşt zulası gibi gizlenen bu hain, anarşist ve kışkırtıcı parazitleri tez elden bulur, yargıya teslim eder. Yargı da milletin huzur ve barışına kast eden kukla ve kuklacıları layık olduğu gibi cezasız bırakmaz.

Arif Altunbaş, Haber 7