‘’Jön Türkler’’ ile ‘’İttihat ve Terakki Hareketi’’ batı emperyalizminin milletimizin içinde beslediği, büyüttüğü yerli münafıklar ve hainler, Mankurtlar ve ‘’Brütüslerden oluşan ahmaklar hareketidir.

Osmanlı İmparatorluğu içten ve dıştan Yahudi, Ermeni, Rum ve dönmelerden oluşan yerli münafıklar ile sömürgeci İngilizler ve Fransızlar gibi zamanın süper güçleriyle birlikte hareket eden ahmak veya hainler tarafından yıkılmıştır.

İçimizdeki İslam düşmanları, Osmanlı Sultanının en yakınında görev yapan milletimizi sırtından hançerleyen İttihat ve Terakkici, batı hayranlarından oluşuyordu. Osmanlı Devleti batılılarca cephelerde yenilip zincire vurulduğunda bu çifte standartlı ikiyüzlüler yıkılmasına sebep oldukları cihan devletinin yöneticisi, askeri ve memurları olarak görev yapıyorlardı.

Beğenmeyip isyan ettikleri Osmanlı sulatanların insan ve yönetici olarak elbette hataları var olabilir. Ama hiç birisi vatan ve millet haini değildi. Gerçek hainler ise, İngiliz ve Fransızlarla birlikte hareket edip onları hain ilan eden, en yakınında görevli olan Brütüs’lerdi.

Osmanlı altı asır dindar, milli ve yerli ruha sahip asker, yönetici ve kahraman halkımızın asıl ve asil evlatları tarafından kuruldu ve ayakta durdu. Kendi medeniyet ve kültürümüzden uzaklaşma, yabancılaşma, yozlaşma ve mankurtlaşma süreci Osmanlıyı yok oluşa götürdü. Ve sonunda Sevr bataklığına saplandık. Yenilgi ve diz çökme nedir bilmeyen saf, temiz ve yiğit Osmanlı ruhu İstiklal mücadelesiyle yeniden ayağa kalktı. İşgalci emperyalistlere, onların yerli ve yabancı uşaklarına karşı mücadele edilerek ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti’’ Osmanlı çocukları ve ruhuyla kuruldu.

TBM Meclisinin kuruluşundan birkaç yıl sonra Cumhuriyet Halk Fırkası 9 Eylül 1923 de CHP oldu. Bir müddet sonra tek parti despotizmiyle devleti ve milleti yönetmeye başladı.  Osmanlıyı yıkan Jön Türk kalıntıları, İttihatçı artıkları batı hayranlarının 1926 ve 21 Haziran 1934 de çıkardıkları soyadı kanunu ile Türk ve Müslüman adı alan bazı Ermeni, Rum ve Yahudilerle birlikte hareket eden yerli münafıklar soyadlarını değiştirerek gizlenmiş olup içimizde örgütlendiler. O dönemde millete tarihimizin en karanlık dönemi olan CHP tek parti faşizmini yaşattılar.

Türkiye'nin 2. cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Dönemi'ndeki ilk başbakanı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin ilk genelkurmay başkanı olan İsmet İnönü Mustafa Kemalin en yakın arkadaşı idi. 26 Aralık 1938 ile 8 Mayıs 1972 yılları arasında 33 yıl, 134 gün CHP başkanlığı koltuğunda oturdu.

Milletimiz CHP İnönü diktatörlüğüne 1950 Genel seçimlerinde son verdi ve Demokrat Parti (DP) yi 408 milletvekiliyle iktidara taşıdı. Daha sonra İnönü CHP genel Başkanlığını 1972’ ye kadar işgal ettiği koltukta sürdürdü. Partisinde İnönü’ nün en yakını olan CHP genel sekreteri Ecevit 4 Mayıs 1972 "Genel Başkanlık Seçimi Özel Kurultayı"nda İnönü’ye karşı zafer kazandı ve CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturdu. Ecevit Brütüs’ü İnönü’yü devre dışı bıraktı.

Ecevit’ in de Brütüs’u CHP’lilerin çok sevdikleri ve toz kondurmadıkları 12 Eylül darbesinin Atatürkçü generalleri oldu. CHP’ yi (16 Ekim 1981 de) kapatmak darbeci Kemalist, Atatürkçülere nasip oldu. Brütüs’luk işte böyle vatan kurtarma adına yapılan ve emperyalizme uşaklık yapan bir sahte kahramanlıktır.

9 Eylül 1992 de CHP tekrar kurularak Deniz Baykal CHP Genel Başkanı seçildi. O da, doğru dürüst hiçbir insanın içine sindirmeyeceği bir kaset kumpasıyla sırtından hançerlendi.  Milli ve yerli damarları ve duruşuyla bilinen Baykal’ın koltuğuna bürokrasiden gelen, orada başarısızlıkları ile malül olan, siyaset arenasında tanınıp bilinmeyen Kemal Kılıçdaroğlu 22 Mayıs 2010 Baykal’ın Brütüs olarak seçildi.

‘’ Gandi’’, ‘’Alevi Dedesi’’, ‘’Ehlibeyt’’, ‘’Mücahit Kemal’’ kutsamaları ile uçurulmak istenmesine rağmen girdiği 12 seçimin hepsinden de yara bere içinde hezimetle sağ salim çıktı. Dış güçlerin yakıcı ve yıkıcı rüzgârıyla üfürdüğü kartondan gemisine kaptanlık yapmaya çalıştı. Bu sefer sonuna kadar koltuğu için savaştı. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine daha seçim bitmeden ‘’Sayın Cumhurbaşkanım’’ diyen hayalperest ve yalakalarla birlikte bozguna uğradı. ‘’Ben Kemal geliyorum’’ diye habire uluorta çemkiren adam, ‘’Ben kemal gidiyorum’’ diyemeden ortalıktan kara bir duman gibi sessizce çekildi.

CHP de gelenek haline gelen darbecilik ve Brütüs’lük zincirinin son halkası olarak en yakın adamı ve yardımcısı Özgür Özel Kılıçdaroğlu’nun en zayıf zamanın karşısına dikildi ve aday oldu. İmamoğlu ve Özer ikilisi 5 Kasım 2023 Kongresinde Kılıçdaroğlu'nun yapışıp bir türlü bırakamadığı sevgili koltuğundan koparıp tıpış tıpış evine postaladılar.

Tarih boyunca Brütüs’ler hep böyle var olmuş, bundan sonra da hep var olacaktır. Dostlarını, davalarını, saflarını terk edenler düşmanlarının oyununa gelir, ağına düşerler. Bakalım Özgür Özer’in Brütüs’u kim olacak? Onu zaman gösterecek.

CHP’ de her başa gelen ‘’ Parti tüzüğünü değiştireceğim diye söz’’ verir. Ama bir hafta sonra değişim sözü değişmemek olarak yorumlanır. Yalanın, iftiranın, ihanetin ve batıya uşaklığın ocağı olan bir partiyi ancak onu kuran kurucu irade düzeltebilir. Kuklaların görevi kuklacıların yazdığı senaryoları oynamaktır.

İdeolojik soyaçekim olarak CHP de Brütüs’ler bitmez. 23 hançer darbesi ve "Et tu Brutus?" (Sen de mi Brütüs) anlayış ve karakteri genetik olarak kuşaklar boyu devam eder, gider. Çünkü CHP’nin kuruluş felsefesi kendinden öncekilere, isyan, inkâr ve ihanet üzerine kurulmuş ve kurgulanmış darbeci ve mankurt bir zihniyettir.

Arif Altunbaş, Haber 7