Arif Altunbaş
Arif Altunbaş
HABER7 YAZARI

Kutsal inekler ve atlar

GİRİŞ 02.08.2024 GÜNCELLEME 04.08.2024 YAZARLAR

Ummadığın kişiden, ummadığın bir anda sana en büyük darbe en yakın bildiğin birinden gelirse şaşma! Habil ve Kabilden bu yana insanların en büyük düşmanları en yakınları ve dostları olduğunu unutma!

Emeklerken yürüttüğün, elinden tutup büyüttüğün, en sevdiğin veya umut bağladığın kardeşin, oğlun, kızın, yeğenin gibi sana kandan ve candan yakın insanlar bile mesele çıkar ve menfaat olunca, seni bir anda unutur. Bir bakarsınız en azılı bir düşman haline gelmiş ve seni sırtından vurur.

İnsana bunun için ‘’Çiğ süt emmiş’’ denilir. Çiğ insanın herkese istediği her şeyi demesi, yapması onun çiğ karakterinin eseridir. O insanın kural, kaide, örf adet, gelenek, ahlak ve hukuka uymaması cahilliğinin, ölçüsüzlüğünün ve sınır tanımazlığının eseridir. Bu hafif meşrep tiplere yakınlığın faturası her zaman çok ağır olur. Gölgesinde bile oturulmaması gerekir böylelerinin. 

Aile, cemiyet, cemaat ve toplum içinde liderlik sevdasına tutulan insanların da durumu çıkar ve menfaatini putlaştıran bu putperestlerin durumundan farksızdır. Bunların da gözlerini koltuk sevdası bürür ve karartır. Gözleri yükseklerden başka bir yeri görmez. Bu insanların leyla’ sı mecnun’ u, şirin’ i Ferhat’ ı makam ve mevkiisi, şan ve şöhretidir. Aşık maşukunun bunlarda menfaat ve çıkarlarının kölesidir.  Millete efendi olmak isteyenlerin birçoğu kendilerinin azatlı köleler olduğunun farkında bile olmayanlardır.

Birisi sizi koyunlarının başına çoban, işinin başına memur, amir ve müdür yaparsa; siz onun menfaatlerini koruduğunuz, çoğalttığınız, güçlendirdiğiniz ölçüde onun nazarında değerli ve onun vazgeçilmezisinizdir. Kimse kendisine kusursuz saygı gösteren ve hizmet eden insanı kaybetmek istemez.  İslam’a ve insan’ a değer vermeyen rejimler, iktidarlar veya emperyalist sömürgeci ülkeler de böyledir. Asla kölelerini kaybetmek istemezler.

Bu yüzden bazı insanlar çıkar ve menfaatleri, koltuğu ve makamları için her şeyini feda edebilecek hırs ve körlük içinde en akıllı zanneden cahiller olarak kendi cehaletlerinden habersizdirler. 

Ne yazık ki insanlığı yöneten, dünyayı dizayn etmeye çalışan, âleme adalet ve nizam (!) dağıtmak için savaşanların birçoğu kendi nefislerine bile hükmedemeyen liderlerdir. Bunlar batı uygarlığının yüz karası ve utancı olan vahyin aydınlığından ve peygamber izinden sapan modern putperestler, çağdaş paganlar ve kölelerdir.

Kur’ andan ve Sünnetten kopan her fert ve toplum, her rejim, her düşünce ve mantık, her felsefe ve yol karanlık çıkmazlara açılan bir kapıdır. Kur’an ve Sünnet aydınlığına koşan her fert ve aile, her cemiyet ve cemaat, her toplum ve millet çağdaş firavunlara karşı savaş açmış, dağlar gibi dalgalarla boğuşan bir gemi kaptanıdır.

Sen, kul olarak Allah’a bir adım yaklaştıkça, Allah da sana on misli yaklaşır. Sen, Ona doğru yürürsen, O sana doğru koşarak gelir. Sen, yeter ki, O’nu yürekten çağırmasını bil. Ondan yardım istemesini ve dilemesini becer. O, senin kalbinden geçen her şeyi duyar ve bilir. O’na yakınlaşmaya çalış yeter ki sen, göreceksin o sana senden daha yakındır.
Senin doymak bilmeyen nefsindir seni yarı yolda koyan, yolu ve yolcuyu yoldan çıkaran! Allaha itaat etmenin aydınlığından korkan yüreğindir seni karanlık korkular içinde boğan. Vahyin izine uyan insan yol alır. Nefsin çağrısına uyan yolcu yolda kalır!

İnsanın kalbi rahmani ve şeytani cazibelerin savaş meydanıdır. Nefis insanın içine pusu kuran dost görünen bir düşmandır. Onun senin için bütün düşman ve pusulardan daha tehlikeli olduğunu kendi ellerinle inşa ettiğin nefis zindanına düşünce anlarsın.

İnsanın içindeki rabbine teslim olan insan ile nefsine teslim olan insan her zaman ve çağda hep mücadele halinde olmuştur. Bundan sonra da bu kavga sürecektir. Müslüman olarak sen, içindeki ve dışındaki düşmanlara karşı her zaman uyanık, donanımlı ve tetikte olmak zorundasın.

Unutma! Nefis atına binen çabuk iner. Ona gem vuran, onu dizginleyen, kontrol altına alabilen yol alır ve menziline varır. Müslüman atı sırtında taşıyan ahmak bir hamal değil, atın sırtında hedeflerine koşan Allah yolunun askeri ve fedaisi bir akıncıdır.

Ey dost, kardeş ve akıncı! Derneğin vakfın, cemiyetin cemaatın, hareketin partin vs. seni istediğin hedeflere götürecek bir araç ve vasıtandır. Sakın araçları amaç edinip nefis atına binme! Atı sırtında taşıyınca değil, at seni sırtında taşıdığı ve hedeflerine götürdüğü sürece değerlidir. 

Baki olan davadır at (vasıta) ve süvarisi ( lider) değil. Davayı sırtında taşıdığını zanneden kutsal (!) ineklerle ve (yoz) atlar arasında hiçbir fark yoktur. 

Arif Altunbaş / Haber 7

 

YORUMLAR 2
  • Hürrem Bayhan 3 ay önce Şikayet Et
    Allah razı olsun, aynen katılıyorum,....
    Cevapla
  • Kutalmış 3 ay önce Şikayet Et
    İslam ve ve islami çizgi yolunda insan ve cemiyetin amaç ve hedefi bu kadar güzel izah edilebilir. Teşekkürler Hocam! Cemaatler, cemiyetler, partiler ve liderleri Allahın davasına hizmet ettikleri sürece bir mana ifade eder. O kadar...
    Cevapla