Anayasal yabancılaşma ve yozlaşma
Diktatör ve despotların yaptırdıkları anayasalar sözde özgürlükler cenneti olarak bilinen, tezgâhlanan ve pazarlanan demokrasi ve cumhuriyet rejimi değil otokrasi ve faşizmin kendisidir. Milletin özgür iradesiyle onayladığı teori ve pratiğin çelişmediği ve çatışmadığı sistemler ve düzenler ancak o millete adalet, barış, huzur ve refah getirebilir.
Özgürlük ve demokrasi postal ve tank sesleri eşliğinde süngülerin ucunda getirilemez. Dış bağlantılı taşeron darbeci ve silahlı güçler demokrasiyi kurtarma adına ülkeyi demir yumrukla idare etmesinin adına demokrasi ve cumhuriyet rejimi demek aklı peynir ekmekle yemektir.
Halkın yönetim isteklerine karşı emperyalistlerin 3. Dünya ülkelerini sömürmek için planlayıp kurguladıkları sömürge tipi bir yönetim anlayışı allanıp pullanarak her derde deva demokrasi diye millete kabul ettirilmeye çalışmak politik bir hokkabazlık olup o millete yapılan en büyük bir haksızlık ve zulümdür.
Bir sistemi kuranlar, yönetenler, denetleyenler çarpık bir düzenin elini yüzünü boyayıp millete kusursuz olarak yutturmaya kalkmaları siyasi kalpazanlıktır. Batı medeniyetinin modern sömürgeci, doymak ekonomik obez patronları, kan döken katilleri ve kanla beslenen canavarlarının bir milletin tepesinde boza pişirmesi adil yönetim denemez.
İşgal ve sömürgecilere ön ayak olan, yol gösteren, yardım, yataklık ve rehberlik eden, kazançlarını haksız yere hırsızlık, rüşvet ve ihanetle elde edenler o toplumun içindeki parazitlerdir. Yerli münafıklar ile düşman güçlere taşeronluk yapan bu tipler üç kuruşa namusunu şerefini, vatanını milletini, ülkesini devletini satan şerefsizler ve namussuzlar özgürlükleri ve bağımsızlıkları savunan bir düzen ve sistemde yaşayamaz.
Her milletin içinde ikiyüzlülükleriyle hayatta kalmayı başaran, bukalemun tipli, sömürgecilerin aracı ve Truva atları olan ihanetin çocukları vardır. Bunlar her araziye göre renk değiştirerek o coğrafyaya uyum sağlama özelliğine sahip yanardöner fırıldak tiplerdir.
Onlar en yakın arkadaş ve akrabalar gibi bize yaklaşır veya öyle görünmek için her türlü seviyesizliği kendileri için uygun gören ilkesizlerdir. İkiyüzlülük, her yere uyum sağlamak ve her renge girmek onların sürüngen duruşu ve karakteridir.
‘’Bir milleti yok etmek isterseniz askeri işgal ve istilaya gerek yoktur. Onu dininden soğutur, dilini bozar, tarih ve kültürünü yok eder, dolayısıyla manevi değerlerini, ahlakını bozarsanız toplumu soysuzlaştırırsınız.’’ ( Peyami Safa).
Bir toplumun kendi değerlerine yabancılaşması uzlaşmayı, uzlaşması teslimiyeti, teslimiyet soysuzlaşmayı getirir. Soysuzlaşması onun kendi benliği ve kimliğinden uzaklaşarak mankurtlaşmasına yol açar. Bir milleti millet yapan dini, dili, tarihi ve kültürel değerlerindir. Onları inkâr etmesi, onlara karşı savaşması, düşmanlarımıza askerlik yapmasına kendi benliğini, kimlik ve kişiliğini inkârdır.
Milletin din, dil, inanç, kültür ve tarihiyle uyuşmayan ve uzlaşmayan sistemler, düzen ve yönetim biçimleri sömürge tipi sözde demokrasilerdir. Sözde demokrasiler ve düzenler emperyalizmin sömürü alanı olan mankurtların sistemidir.
İslam akidesi ve düşüncesi kendisine ve insanlığa baskı ve tahakküm uygulayan hiçbir ideolojiyi, fikri, sistemi ve düzeni kendisinden bir parça olarak kabul etmez. Allah’ın kanunu ve hukukuna uymayan, ters düşen, karşı çıkan hiçbir anlayış ve disiplin, kural ve kaide, sistem ve düzenin İslam’ın ve Müslümanların nazarında kabul görmez.
Allah’ı ve onun hükümlerini inkâr eden bir kurum, kuruluş, otorite ve sistem inancımıza göre Tağuttur. Müslüman Tağut’a değil, yalnız Allaha ve onun hüküm ve kurallarına itaat etmek ve baş eğmekle mükelleftir.
‘’Ey iman edenler! Allah’a itaat edin (Kur’an’a uyun), Peygambere (sünnetine tâbi olun), ve sizden olan “Ulu’l-Emr’e” (yani, inandığınız gibi Hakk ve hayır üzere sizi yönetenlere, adil devlete ve hükümete, gerçek ilim ve içtihat ehline) de itaat edin. Eğer herhangi bir hususta anlaşamayıp çekişirseniz, onu hemen Allah’a (Kur’an’a) ve Resulüne (Sünnete) arz edip (bunlara göre hüküm verin. Sorunlarınızı; sarih ayetleri ve sahih hadisleri esas alarak, akıl ve ilim yoluyla kıyas yaparak, İÇTİHAT yöntemiyle çözmeyi öğrenin). Şayet Allah’a ve ahirete inanıyorsanız, bu sizin için daha hayırlıdır ve dönüp erişilecek netice olarak daha güzeldir.’’ ( Nisa;59)
Allah’ın hükümlerine zıt ve ters düşen, onlara düşmanca bakan, onlara karşı savaşan hiçbir anayasa ve hukuk Müslümanların kabul ve tasdik edeceği bir hukuk metni değildir. Bu İslami inanç ve akideye göre sapkınlıktır, taşkınlıktır, hatta küfürle eş değerli düşmanca bir davranıştır.
Huzur ve barış, refah ve kalkınma, ülkemizin güçlü ve büyük Türkiye olmasına inan ve bunun için mücadele edenler bunu asla yapamazlar. Aksi bir tutum, davranış ve duruş millet ile devletin arasını açmaktır. Bu da ülkemiz ve milletimizin çıkarına değil, düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmek, İslam ve Türkiye karşıtı düşmanlarımıza moral ve motivasyon vermektir.
İslam düşmanı bir anayasa Müslüman bir milletin temeline dinamit koymaktır.
Arif Altunbaş, Haber 7 Yazarı
-
Zehni 3 ay önce Şikayet EtMevcut anayasa yürürlükte kaldığı sürece bu ülkeye huzur gelmezBeğen Toplam 13 beğeni
-
Salahaddin Uluborlu 3 ay önce Şikayet EtAnayasa o milletin değerlerine saygı duyar ve ona göre yapılırsa milletin anayasasıdır. Aksi takdirde zorlama ve dayatmadır..Beğen Toplam 11 beğeni
-
azi 3 ay önce Şikayet Etyine cok güzel aydinlatici yazi Allah razi olsunBeğen Toplam 17 beğeni