Atılgan BAYAR
Atılgan BAYAR
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

'Dar Çevre Teşkilatı'nın günahları

GİRİŞ 03.03.2009 GÜNCELLEME 03.03.2009 YAZARLAR

Cumhuriyetçiler yoksulları ne zaman unuttu? Oturup bir düşünelim, ne zamandır köy çocuklarını birer bakan, birer müsteşar, birer büyükelçi olarak hazırlamıyorduk?

Ne kadar uzun zaman oldu, gecekondu mahallesinden bir çağdaş lider çıkmayalı?
Kaç zamandır işçi çocuklarının doktor, mühendis, atom fizikçisi olma hakkı bizi ilgilendirmiyordu?
Ne zamandan beridir, 'imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz,' sözünü hatırlamıyoruz?
Sahi söyler misiniz, babadan oğula geçen bir dar çevre iktidarına hangi endişelerle teslim olduk?
Komünizm ve şeriat tehlikesine karşı aldığımız tutum, tarihin hangi talihsiz noktasında 'yoksulları' unutturdu bize?

Bu soruların cevabını bulmaya çalışırsak, bir yoksulun, bir köylünün, bir işçinin çocuğunun, neden laik kalarak ve cumhuriyetin ilkelerinden ödün vermeden hayat inşa edemediğinin de sebebini buluruz belki.
Belki artık; bürokraside yükselmek, bir tıp eğitimini finanse edebilmek ve hatta büyükşehirde yaşayabilmek için yoksulların neden cemaatlerin ve tarikatların kapısında yattığını da anlayabiliriz.

Halkevleri kapatılırken sesi çıkmayanlar, Köy Enstitüleri'nin kapısına kilit vurulurken görmezlikten gelenler, Tarım Kooperatifleri işlevsizleştirilirken 'işine bakanlar'; hesap vermeli şimdi.

Siz sanıyor musunuz ki, o cemaatlere, o tarikatlere intisab edenlerin tümünün beyni bir bağnazlık örtüsüyle kapanmış?..

Siz sanıyor musunuz ki, şu veya bu cemaate, şu veya bu tarikata kapağı atanların tümü bir şeriat devleti özlüyor?..
Denklem aslında bir Analiz'i gerektirmeyecek kadar basit:

Adıyaman'daki Hacı'nın oğlu da, Tarsus'taki çiftçi nenenin gözünün nuru torunu da diplomat olmak istiyor, doktor olmak istiyor, yoksulluğun çilesini çekmeden onurlu bir hayat sürdürmek istiyor.
Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi bu çocuklara 'fırsat eşitliği' vermek üzerine kuruluydu.
Birkaç fobi ve bazı haklı endişelerden faydalanan 'Dar Çevre Teşkilatı' bu gerçeği unutturdu bize.

Biz bu gençlere kaç zamandır, diplomat olma, doktor olma imkanı veremiyoruz.
Cemaatçiler veriyor.
Durum bundan ibarettir.

Aynı insan kaynağından beslenen Silahlı Kuvvetler'de benzeri gelişmeler niye yaşanmıyor, anlamıyor musunuz?
Çünkü Silahlı Kuvvetler, fırsat eşitliği konusundaki tutumuyla Türkiye'nin en demokratik kurumu da ondan.
Bakın, örneğin CHP denilen partinin marjinalleşmesinden tarikat ve cemaatlerden daha çok Cumhuriyet'in 'fırsat eşitliği' ilkesini imha eden 'Dar Çevre Teşkilatı' mesuldür.

Çiftçinin çarıklı evladına, işçinin yoksul kızına cumhuriyet ilkeleri çevrçevesinde eğitim ve iş fırsatı vermek Türkiye Cumhuriyeti'nde Devlet'in işidir.

CHP, devlete bu talebi hatırlatan vicdanın partisi değil miydi?
Mustafa Kemal'in mirasına sahip çıkmadan, fırsat eşitliğini yoksula da, çiftçiye de köylüye de, dindara da, dinsize de tam anlamıyla sağlayacak bir hedef koymadan şikayet etmeye kimsenin hakkı yok.
Sizin yapmanız gerekeni AK Parti yapıyor ve 'sol refleks'i CHP değil de, AK Parti gösteriyorsa, o yoksulları tarikatlarden devlete AK Parti taşıyorsa...

Bırakın şimdi afrayı tafrayı da, alın önünüze Halkevleri, Köy Enstitüleri, Tarım Kooperatifleri, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu dosyalarını başlayın çalışmaya...
Düştüğünüz durumun, ilgisi olduğu en son konu, 'laiklik'...

Atılgan Bayar - Akşam
atilgan.bayar@aksam.com.tr  

YORUMLAR 1
  • fevzi demirci 16 yıl önce Şikayet Et
    tsk`nın demokratlığı. `Çünkü Silahlı Kuvvetler, fırsat eşitliği konusundaki tutumuyla Türkiye'nin en demokratik kurumu...` bu cümleyi neye istinaden yazdığını tam anlayamadım. ya tsk nın terfi sisteminden, idare pratiğinden habersizsin ya da akredite olduğun bir gen.kur toplantısında çektiğin likörün etkisi hala geçmemiş. bir beyan, hakikatle ancak bu kadar net çelişebilirdi. koskoca adamsın ayıp yahu!
    Cevapla