Çarşaf çarşaf gazetelerin ve dergilerin manşetinin süsleyen “CHP'nin çarşaf” açılımın üzerinden çok zaman geçmeden samimiyetsizlik kokusu gelmeye başladı bile.

Partide adayların isimleri birer ikişer açıklanmaya başladığında da son günlerin balonlarının birer ikişer söndüğünü görüyoruz.

Anlaşılan şu ki, bu parti çarşafı sadece önündeki seçim açmazlarını ortadan kaldırmak için kullanmak adına kamuoyunun gündemine getiriyor.

CHP’yi Türkiye’de “başörtüsü sorununun çözüm noktası” gören ben, ümitlerin tükendiğini bir kez daha görmüş olmanın hayal kırıklığı ile bu yazıyı kaleme alıyorum.

Maalesef özgürlüklerin önündeki en büyük engel, çözüm olması gereken Sosyal Demokrat bir parti.

Hiç CHP’li olmadım.

Hiç CHP’li dostlarımla siyasi polemiklere girmedim.

Tüm bunların yanında bu partiyi benim gibi bu ülkenin yüzde sekseni hiç ama hiç anlamadı!

Seçim yatırımı olarak önümüze getirilen çarşafı, tam da ümitlerin yeşerdiği bir anda açmaz olarak önümüze koyanlar bugün Mustafa Akaydın'ı Antalya'dan aday göstererek yasakçı zihniyetlerine de tam yol destek verdiklerini gösterdiler.

Mustafa Akaydın…

Türkiye’nin çok yakından tanıdığı özgürlükçü bilim adamı(!)

Üniversitesine başörtülüyü sokmamak için her türlü direnişi gösteren ama öte yandan kampüsün içerisinde silahlı adamların cirit atmasına müsaade eden bir üniversitenin rektörü.

Kapısında başörtüsü kapanı olan ama diğer yandan öğrencilerinin silahlı adamlar tarafından silahla kovalanmasına seyirci kalan o okulun rektörü.

Tam da CHP’nin "çarşaf açmazının" olduğu bir dönemde karşımıza çıkan bir isim.

CHP’nin Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı.

Üniversite’deki başörtülü avını bitirdiği anda Antalya CHP adayı olarak karşımıza çıkan zat.

Herkese siyasi simge muamelesinin yapılacağı tek alan belediye değil mi?

Belediye’nin kapsama alanı içerisine giren her noktada üniversideki gibi avcılık düşüncesi içerisinde mi olacak dersiniz?

Üniversiteler Arası Kurul Başkanlığı yaptığı dönemi azda olsa size hatırlatayım.

Akaydın, rektör, kurul başkanı gibi değil tam bir siyasetçi gibi meydanları işgal etmedi mi?

Bilim adamı olduğu günlerinde bize siyaset yoğunluklu bir hayat hikayesi sunmadı mı?

Akdeniz Üniversitesi’nde demokrasi, Akaydın’ın yaparsam ben yaparım mantığıyla yürütülmedi mi?

Meselenin özüne CHP’nin çarşaf açılımı getirmedi mi bizi?

Türbanı “siyasi simge” sayanların çarşafı nasıl da “oy paçavrasına” dönüştürmek istediklerini görmek için illa da seçimden zaferle çıkmalarını mı beklemek gerekiyor?

Üniversite kampüsleri önünde “başörtülü avına” çıkan Mustafa Akaydın ve ekibinin yarın Antalya’da bu kızlardan ve ailelerinden nasıl oy isteyecekleri şimdiden merak konusu oldu bile.

Umarım Mustafa Akaydın düşüncelerinde samimiyetini gösterip başörtülülerden ve ailelerinden oy istemez.

Demokrasi Akaydın’ın dün reddettiklerini bugün önüne en büyük engel olarak koydu bile.

Umarım Mustafa Akaydın belediye başkanı koltuğuna oturmak için inandıklarını reddetmez.

Ayhan Kıskaç

ayhan.kiskac@hotmail.com