AK Parti alışık olmadığı bir yöntemle 2011 seçimlerine partisini götürecek takım oyuncularını seçmeye devam ediyor.

Her şey genel merkezin bilgi ve direktiflerine bağlı gidecek diye düşünülürken aksayan ve aksamaya neden olan adaylar birer ikişer patlak vermeye başladı.

En önemlisi İstanbul Kongresindeki sıkıntı parça parça yurt genelinde de etkisini gösterdi bile.

Metin Külünk’ün İstanbul kongresinde aday olması ve sürecin çekilmeme ile sonuna kadar devam etmesi aslında Ak Parti içerisinde genel merkezin sıkıntılar yaşayacağının da sinyalini o zamandan vermişti.

Tepkinin şeklinden ziyade parti içerisinde lokalizasyonda başlayan sıkıntıların tepede de habis bir ur gibi yayıldığını görmek Ak Parti’nin geleceği adına kaygı verici bir durum.

Milletvekilleri arasında da bir siyasi husumete dönecek rekabet şimdiden başladı bile il kongrelerinde.

Partinin ayakta durmasına neden olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “partinin bekası için” vazgeçilmez varlığı ise tüm bu yükü üzerine atmakla sağlık sorunlarına dönüştürdü kendini.

Düşünün Türkiye’nin tamamını kucaklayan iktidar partisinin hem de iki kişiden birisinin oyunu alan Ak Parti’nin Recep Tayyip Erdoğan’sız hareket etme gibi bir şansı ve lüksü yok.

Artık siyaseti bırakacağım diyen Başbakan’ın Cumhurbaşkanı koltuğuna oturması halinde ise sanırım sürecin yönetilmesi için uzun soluklu bir sıkıntılar süreci başlayacak gibi.

Partinin içerisinde kimse her geçen gün enerjisini parti için tüketen genel başkanlarının bu çabasını tam anlamıyla görüp yüke ortak olmuyor ve olamıyor.

Erdoğan'a birilerinin artık yardımcı olup üzerindeki yükü alması gerekli. Ömrünü siyasete adayan adamı siyasi hırs uğruna öldürecekler bir anlamda.

Gelelim asıl konumuza İstanbul’la başlayan sürecin Ankara’da kongreyi erteletmesi de aslında yabana atılmaması gerekli bir durum.

Ankara’da hangi grupların adayını öne çıkarmak için yapmış oldukları kulis çalışmalarının sonunda kimsenin geri çekilmeyeceğine istinaden kongre 19 Temmuz’a ertelendi.

Aslında demokrasinin güzel yanları bunlar.

Bu güzellikler partinin 2011 için A Takımını belirleyecek bir anlamda.

Takımın en önemli oyuncularıdır büyükşehirler. Buralarda yapılacak yanlış tercihlerin telafisi ancak 2011’de sandıkta hesap verme ile giderilebilir.

Başbakan Erdoğan ise bol adaylı ve siyasi husumetlere varan bu süreçlerden ciddi anlamda rahatsız.

Ama tüm bunlara rağmen Ankara’da milletvekillerinin çağrılarak toplantıda mutabakata varamaması ve tek aday üzerinde uzlaşamaması ise yeni bir sürecin de başlamasına neden oldu bir anlamda.

İkna sürecinin uzun sürmesi en az 3 adaylı bir Ankara İl kongresinin sebebi olacak gibi.

Ankara Milletvekili ve Başbakan’ın hem komşusu, ev sahibi Faruk Koca’nın Murat Köse için sıkı kulis yaptığı ve O’nun için çaba harcadığı ortada.

Öte yandan İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın ve Devlet Bakanı ve Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek’in ise mevcut başkan Halis Bilge’yi desteklediği kanaati şimdiden Ankara’da dilden dile konuşulur hale geldi bile.

Aslında siyaset için 19 Temmuz’a çok var. Uzun bir maraton aslında yeni başlıyor. Ankara’lı dostlarımızla görüşmelerde karşımıza bir başka ismin daha çıktığını görüyoruz.

Hüseyin Gökalp…

Gökalp ise teşkilat nezdinde metropolün çevre ilçelerinde güçlü isimler arasında anılıyor. Teşkilatın desteğini alabileceği güçlü iddialar arasında.

Ankara’da anılan daha birkaç isim var ama seçimin trendine pek etkili olamayacak gibi gözüküyorlar.

Tüm bu meseleleri neden kamuoyuna aktarmak istediğime gelince.

İl kongrelerinde sıkıntılı bir süreç yaşanıyor.

İstanbul’da genel merkezin desteklediği Aziz Babuşçu’ya karşı Metin Külünk…

Mersin’de Fatih Kısa’ya karşı Abdullah Altın.

Nitekim Sivas’ta genel merkezin desteklediği Burhanettin Kuru’ya karşı Fahri Bahadır’ın yarışa katılması…

Bu örnekler artıyor…

Konya’da yapılan son hamle de aslında sıkıntının bir başka yönü.

Daha önce adaylığını açıklayan Faruk Düğen’in çekilmesi ve Mustafa Çevik’i destekleme kararı almasına rağmen Selçuk Öztürk’ün yarışa devam edecek olması.

Adına ister demokrasi deyin ister yarış, bence bir siyasi parti için temel anlamda ciddi sıkıntıdan ibarettir bu durum.

İllerde başlayan bu süreç 2011 için ciddi sıkıntıları da peşinde getirecek elbette.

Ankara, Uşak kongre ertelenmesi ile gündeme oturdu.

Partinin kurmayları tek aday ve tek liste çabası içerisinde ama bazı yerlerde genel merkeze rağmen adaylar çıkıyor.

Tüm bunlardan sonra Ankara içerisinde bu saatten sonra tek adayla seçime gidilirse ki zor gözüküyor AK Parti genel merkezi çok önemli bir hamle yapmış olacak.

Aksi durumda ise karşımıza Murat Köse, Halis Bilge, Hüseyin Gökalp triosunun isimlerinin ciddi anlamda önemsendiği ve İsmail Safi ve Mehmet Tellioğlu’nun da yer aldığı bir kongre yarışı görecek gibiyiz.

Tabi bunların dışında bazı isimlerin henüz ortaya çıkmadığını da düşünürsek ortam tam anlamı ile şenleneceğe benziyor.

Ankara’da yapılacak olan tek hamle İl Başkanlığı'nda olmayacaktabiî ki.

Birde genel merkezde yapılacak değişiklikler var ki bunları da en azından partinin genel kongresine yakın bir zaman içerisinde yazacağımı söyleyerek  bitireyim.

Ayhan kıskaç

ayhan.kiskac@hotmail.com