Medya, siyaset ve sivil toplum kuruluşları,

Sanat camiası, devlet adamları ve son MGK.

Kısacası tüm Türkiye…

Olmazsa olmazların mı yoksa bir olurun peşinde koşanların mı kazanacağı bir denklemi çözmekle meşgul şu anda ülkenin tüm dinamikleri.

Aslına bakılırsa taşın altına konulan ellerin riskleri de yok değil.

Ya başarılamazsa diyerek ellerini ovuşturanlar ile birlikte muhalefetin her türlüsünü yapan Bahçeli.

CHP’nin ne yapacağı ise zaten belli. Olmazların cephesinden ayrılmayacaklarını herkes biliyor.

Oysaki bugün reddettiklerini meclise taşıyan kafa yapısının kendileri olduklarını da çok çabuk unutmuşa benziyorlar.

‘Kürt Açılımı’ olmazların cephesindeki ismi ile bakarsak ‘Kürt Açmazı’…

Açılım ve açmaz etrafında dolaşanlar.

‘Kim kazanacak?’ sorusunun bugünden yanıtının olmadığı bir mücadeleden bahsediyoruz bir anlamda.

MHP ciddi direnç gösteriyor. Bahçeli’nin gösterdiği direncin aslında partisi açısından belki de ilk kez önemli olduğunu görüyorum.

Yıllardır siyaset arenasında O’nu ciddi muhalefet etmemekle suçlayanlar şimdilik suskun.

Aslına bakılırsa Devlet Bahçeli’nin bu kadar sert muhalefet etmesinin altında yaklaşan MHP kongresinin de etkili olduğu gerçeği  var.

Bahçeli karşısına çıkan iki rakibi Koray Aydın ve Ahmet Reyiz Yılmaz’ı biraz da palazlandırmadan yok etme çabası içerisinde.

Tüm bunlara rağmen parti içerisinde bir aykırı hareketin oluştuğu ve parti kurmaylarının da bu durumdan ciddi ciddi rahatsız olduğunun kulislerde dolaşan önemli iddialar arasında olduğunu söyleyebilirim.

Bu durumda Bahçeli’nin sert tepkilerinin parti içi muhalefete de bir mesaj olduğunu altını çizmek gerekiyor.

Ahmet Reyiz Yılmaz’ın Diyarbakır’da adaylığımızı açıklayalım tepkisine cevap dahi vermeyen Bahçeli bugün ‘Kürt açılımı’ noktasında ise en şiddetli tepkileri vermeye de devam ediyor.

Açılıma tepki vermesine anlam verebilirim ama hiçbir alternatif sunmamasına ne demeli...

CHP Zülfü Livaneli gibi aydın isimleri de tek tek kaybediyor. Açılıma destek veren herkesi bir anlamda aforoz ediyor.

Engizisyon Mahkemesi kurarak Türkiye’nin açılımlarının önünü tıkıyor bir anlamda CHP ve MHP.

Bir kez daha Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın siyasi zekasının tartışılmayacağı gerçeği gündemde de damgasını vuruyor bu pencereden bakınca.

AK Parti’nin inişe geçtiği bir dönemde Türkiye’nin en önemli konusunun çözümü için bir süreç başlatıyor olması O’nun siyaseten yaptığı önemli bir olayında altını çizmemizi gerektiriyor.

Aslında büyük bir riski de alıyor Erdoğan. Bu açılım istenen noktalara gelmezse partisini sandıkta önemli zorluklarla baş başa bırakacak.

Siyaseten cesur bir karar.

Başarılı olursa da bir kez daha partisinin iktidar olma garantisini de alacak milletten.

Önemli bir süreç şimdi tartışılıyor.

Ülke neredeyse tüm enerjisini bu açılıma yönlendirmiş durumda.

İdrak ettiğimiz Ramazan Ayı da gündemi yumuşatamadı.

'Ergenekon ile başlayan ve Kürt Açılımı' ile süren bu yol haritasında başarılı olunması bir anlamda Güneydoğu’ya İmralı’nın hükmünün de sona ermesi olacak.

Açılım için DTP’nin henüz uykudan uyanmadığını, uyandıklarında ise Engizisyon Mahkemesi içerisinde onlarında bir saf tutacağının altını çizmek istiyorum.

Umarım bu son düşüncemde yanılırım.

Yoksa ülkenin menfaati ile partilerinin menfaatlerini karıştıranların aynı safta olmalarından daha doğal ne olabilir ki…

Ayhan Kıskaç
Ayhan.kiskac@hotmail.com