Aman Kanbersiz düğün asla olmasın.

Ne süreçti, başlamadan birileri içine limon sıkmayı becerdi.

Sürecin en çok baltalayacağı kesim ‘DTP’ yaşananlar sonrasında sürecin ‘başrol aktörü’ oldu.

Olmaz olaydı… Aymazlıkları, sorumsuzlukları yine, yeniden dedirtti herkese.

Akan kanın karşısındaki demokrasi mücadelesi, nasılda siyasi ihtiraslara yenik düştü?

On yılların sorunu kolay çözülmeyecek elbette ama ‘kan emicilerin’ de sahneye çıkmasına müsaade edilmemeliydi.

DTP, sürece PKK’yı top yekün dahil etmek için elinden gelen tüm çabayı sarf ederken ülkenin de gerilimli günler yaşamasına nasıl bir katkı sağladığını göremedi.

Tebrik etmek lazım onları ‘gerilim sahnelerindeki rollerinden’ dolayı.

Artık aynı sahneleri izlemek istemiyorum. Sahnelerdeki oyuncuların değişmesine müsaade etmek zamanı çoktan geçti bile.

Demokrasi adına yapılan bir açılım başlamadan zorlu bir viraja sokuldu.

Yol haritasının zorluğunu görmeden hükümetin gereken tedbirleri tam anlamı ile almaması işin farklı bir boyutu.

Habur sınır kapısında ‘PKK üniformaları’ ile şova soyunanlar ‘Milli Kürt’ kahramanı gibi karşılanırken aslında ülkeye de DTP tarafından şu mesaj verildi: ‘Bu topraklarda istediğimiz gibi şov yaparız.’

BU ne cüret değil mi?

Orası onların değil hepimizin… Biz DTP, PKK olmadan da birlikte ve beraber yaşarız. Ama o topraklarda yaptığınız o şovun on yıllara, barışa kardeşliğe nasıl darbe vurduğunu birgün bölgede yaşayan Kürtler sormaz mı size?

O Kürtler hesaplamış olsaydı sürecin başlamadan bir ‘fasıla’ yaşamasına müsaade eder miydi sanıyorsunuz?

DTP’nin yaptıklarının sonrasında bugün ülkenin birçok yerinde gösteri ve tepkiler meydana geliyor.

Unutulan en önemli boyut ise birileri şov yaparak karşılalanırken ötekiler ’şehit çocuklarına’ feryat ediyordu.

Böylesine hassas konularda siyasi kararların ciddi riskler oluşturduğu ülkemizde şimdi yeniden yapılandırılacak bir süreç tartışması bakalım hangi mekan ve zeminde oluşacak?

Sürece karşı protestoları ile sokağa taşan ‘Şehit yakınları’ tarafından başlatılan protestolara ne kadar daha kulaklar tıkanacak?

Demokratik açılım şimdi ‘Protestolu tepki’ olarak kendini gösteriyorsa bunun tek sorumlusunun DTP’nin süreci yönetme hırsından başka bir şey olamaz.

Umarım süreç daha planlı ve gerçekten kardeşlik için tam olarak yürütülür. Bir daha böyle fırsat yakalamak mümkün olmayabilir.

DTP ve MHP’ye sempati artıyor

Açılım sürecinde insiyatifi kendi lehinde kullanan DTP’ye Kürtler arasında sempatiyle bakanların sayısında artış olduğu alenen ortada. DTP’ye tepki gösterenler ise MHP ile arasında bir organik yapılaşma içerisine girmiş durumda.

Sürecin en karlı iki partisi bana göre MHP ve DTP’den başkası olamaz. Her iki parti de 2011 seçimlerine bu havada girerse oylarında ciddi bir artış elde edecek gözüküyor.

Ak Parti Erdoğan’dan ciddi bir atılım bekliyor

Davos’ta seçim kurtaran Erdoğan’ın sürece ciddi müdahalede bulunacağını ise Ak Parti kulislerinin daimi isimleri dillendiriyor. Sadece Başbakan Erdoğan’ın yapacağı çalışmaların yeniden süreci hızlandıracağını belirten parti içi kurmayların endişeleri de dikkate alınmalı.

Partide ‘açılım’ sonrası kan kaybı olduğunu belirtenlerin sayısında da ciddi bir artış olduğunu görüyorum. Kan kaybının önüne geçecek tek kişi ise yine Başbakan Erdoğan.

‘Açılım’ Başbakan Erdoğan’ın yine cesur adımlarına kaldı. Açıkçası nasıl bir hamle yapacağı da herkes tarafından merak konusu.

2011’e bu havada girilirse kan kaybı kaçınılmaz ancak Başbakan Erdoğan’ın siyasi hamle konusunda ne kadar tecrübeli olduğu ve neler yağacağının belirsizliği de yabana atılmamalı.

CHP her zamanki gibi

CHP’nin muhalif olmak için başlattığı muhalefetin ise bir sonuç getirmeyeceği alenen ortada. Ana Muhalefet partisinden gelecek ciddi bir adımın aslında açılıma sağlayacağı katkıdan ziyade kendilerine getireceği oyu da konuşuyor olurduk burada ama şaşırmadan yine Deniz Baykal’ın sadece muhalefetini yazmış oldum. Süreci ‘ne kar nede zarar’ olmadan kapatan tek parti oldu CHP.

Yakın zamanda bu kayıp olmaması aslında Sarıgül’ün oluşumunun şekillenmesi ile onlara kayıp olacak gibi gözüküyor.

Ayhan Kıskaç
ayhan.kiskac@hotmail.com