Menderes döneminden bu yana Atatürk’ü korumanın kanun haline getirildiği ve 12 Eylül sonrasında ise Kemalizm diyerek tabulaştırdığımız düşüncelerin ülkemiz için ne derece önemli sorunlar oluşturduğunu yaşayarak tecrübe ettik.

Doğru ya da yanlış…Geçmişimizde Atatürk var. Bugün O’na sahip çıkanlar için değil tüm Türk Milleti için Kurtuluş Savaşı’nı yapmış bir lider.

Herkesin eteklerindeki Atatürk'ü dökme zamanı…

Meclisi karıştırmak, yıllardır unutmaya çalıştığımız o kavga ortamını geri getirmek için sığınılacak bir meta haline getirilen Atatürk’e herkes karşı çıkmalı.

Bu olsa olsa Canan Arıtman’ın  kendi siyasi hırsını yayma politikası haline getirdiği Atatürk'ten başkası olamaz. Atatürk, Arıtman'ın başörtüsüne saldırganlaşıp hırladığı zamanların malzemesi, dokunulmazı hiç olmamalı.

Cumhuriyet Bayramı’nda eğlenceye gidip, 10 Kasım’da ‘açılım konuşulmaz’ diyen zihniyetin asla yaveri de etmemek gerek.

Merak ediyorum 10 Kasım'da meclisin açılmasını protesto edenlerin kaçı o akşam alkol sofrasını kurmadı, eğlencesini bir günlük de olsa kesti?

Yıllardır klişeleşmiş statükolarını korumak için ülkeyi önce sağ-sol kamplarına bölen daha sonra ‘laik-antilaik’ ikilemini yaşatmaya çalışan, bir gecede ‘kanı durdurduk’ diyen 12 Eylül zihniyetinin elinde sadece oyuncak oldu Atatürk.

Bir lideri koruma adına bu kadar basite indirgeyen zihniyetin tek savunma noktası 'korku imparatorluğu'.

Size mi kaldı Atatürk?

Korumaya ve savunmaya çalıştıkları, sadece maskeledikleri kendi statükoları…

Mecliste pankart açan CHP milletvekilleri Atatürk’ün kurduğu demokrasi çatısını keni elleri ile zayıflatmıyor muydu dersiniz? 

Canan Arıtman elinde pankart protestosunu yaparken kendi acizliğini gösteriyordu?

Aslına herkesin bir Atatürk’ü var…

Askerin darbe zamanlarından 'demokrasiye balans ayarı çekmek' için kullandığı,

CHP’nin ‘mecliste açılıma engel’ olduğu,

Kimilerinin düşman olup, 'heykellerini kırdığı',

Bazılarının 'makam elde etmek' için arkasına sığındığı,

Makamdakilere koltuk kaybettiren,

Birde doğrusu ve yanlışı ile hafızalarda kalan Atatürk.

Aslında 10 Kasım’da mecliste CHP’nin her şeye ‘istemezük’ diyen kirli tezgahını açtıkları pankartlar bir kez daha ortaya serdi.

Tüm bunlardan sonra Türkiye için atılan her adımın önüne ‘Yeniçeri Ocağı’nın son dönemlerini anlatan ‘kelle avcılarının’ benzerliğini hatırlatan tablo.

Birde her gelişmede Atatürk'ü  bir kalkan olup önümüze koyan 'elitler safsatası'  ile birlikte kullanılmadan nemalananların önü kesilmeli.

CHP herkesin görmeye alışık olduğu metoduyla memleketin açılımlarını engellemek ve sadece muhalefet yapmak için milletin önüne ‘Atatürk engelini’ koymaya devam ediyor.

Onların 'Atatürk’ü tehdit unsuru olarak' sahiplenen çıkışları aslında bir anlamda CHP'nin Türk demokrasi hayatına yenilmişlik göstergesi haline geldi.

Ülkenin gelişmişliğini bile Atatürk düşmanlığı ile özdeşleştiren bu günkü CHP yönetiminin Türkiye için yaptığı önemli bir yatırımı hatırlayan birileri varsa bunu kamuoyu ile paylaşsın.

Ben araştırdım ‘Menderes’in yakasını tutan Baykal’  dışında önemli bir hadise bulamadım..

 Atacakları temelleri, yapacakları hizmetleri belki yarın göreceğiz.

Aynı zihniyet on yıllardır Atatürk’ün de yakasından tutup memlekete ihanet etmekle meşgül oluyorlar. Oysaki projeler ve hizmete ne çok ihtiyacı var Türkiye'nin.

Açılımların önüne sürekli takoz koymak yerine varsa bir öneriniz getirin birlikte tartışalım. Kamu vicdanını rahatlatın herkes sizi desteklesin.

Ama artık ‘düşün Atatürk’ün yakasından.

Faydanız yok bair zararınız olmasın...

Ayhan Kıskaç /Haber7
ayhan.kiskac@hotmail.com