Sadece başörtüsü olsa bir nebze olsun anlarız. Ama bu ülkede kim bir hizmet de bulunmak istese karşısında CHP zihniyetini bulur. Tansu Çiler 1995 yılında Türk Telekom’u aşağı yukarı 20 milyar dolara özelleştirecekken Mümtaz Soysal’ın Anayasa Mahkemesi’ne açtığı dava sonucu bu satış gerçekleşmedi. Türk Telekom satılsa hem Türkiye’nin borçları kapanacak hem de ekonomik olarak çok hızla kalkınacaktı.

Böyle bir ilerlemeyi engellemek başlı başına bir hainliktir. Zamanında Menderes de Özal da CHP uzantısı bürokrasinin bu tür engellemelerinden çok çekti. Şu anda aynı sıkıntıyı Ak Parti de çekiyor. Daha da çekecektir.

Tekrar başörtüsü sorununa gelirsek… Başörtüsü yasağı bir insan hakları ihlalidir. Dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinde böyle bir yasak olmaz. Ama bizde CHP ve onun uzantıları bu sorunun çözümünü engellemeye çalışıyor.

28 Şubat’ta ikna odaları kuranlar, zulüm uygulayanlar, insanların inançlarını hiçe sayanlar bunlardı. Biz bu zihniyeti iyi biliyoruz. Değil başörtüsü herhangi bir sorunu çözmeyi becerdikleri henüz görülmemiştir. Birisi gelsin de bana CHP’nin bu ülkede şu sorunları çözdüğünü söylesin. Bir tarafımla çok pis gülerim.

CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu başörtüsü sorununu güya çözmek istiyor. Gerçi Önder Sav’dan izin aldı mı bilmiyoruz. Çözmeye kararlı gibi görünen CHP’nin aslında böyle bir niyeti yok. Öyle olsa hiçbir şart ileri sürmeden önerisini getirip bu iş çok kısa zamanda halledilebilirdi. Ne var ki böyle yapmak yerine başka şartlar ileri sürüyor.

CHP’nin bu anlayışının altında laikliği farklı şekilde yorumlamak ve bu yorumu olabildiğince marjinalleştirmek var. Laiklik sadece din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması değil, inanan ve inanmayan bütün insanların haklarını sonuna kadar korumaktır. Fransa ve Avusturya laikliğe zorlama yorumlar getiriyorlar. Bizdeki CHP zihniyeti de özellikle Fransa’nın yorumuna bayılıyor.

Peki başörtüsü sorunu çözülür mü? Çözülür. Anayasa Mahkemesi üyelerine yapılacak yeni atamalarla ve daha özgürlükçü bir anayasayla çözülür. Türkiye artık bu sorunu taşıyamaz. 18 yaşına gelmiş bir bayanın nasıl giyineceğine karışmak kimsenin haddi değildir.

Ayrıca yok bu sıkmabaş, şu başörtüsü, öteki türban gibi basit ifadelerle meseleyi bayağılaştırmanın kimseye bir faydası yok. Zaten böyle diyenler meseleyi kördüğüm haline getirenlerdir. İşine gelince, “Benim babaannem de örtülüydü” diyeceksin, sonra da başörtüsü özgürlüğüne karşı çıkacaksın. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

Yani CHP’yle bir arpa boyu yol almak imkansızdır. Yakın zamanda bir valimiz, “Demokrat Parti iktidara geldiğinde CHP’yi kapatsa Türkiye’nin sorunları hallolurdu” anlamında bir şeyler söylemişti. Bu tabii biraz ağır ve haksız bir yorum. Ama şunun da altını çizmek lazım: Eğer CHP daha özgürlükçü olsa ve zorba siyaset anlayışını bıraksa, Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisi yerine 7. büyük ekonomisi olurdu.

Gerçi tarihi her türlü hukuksuzluk ve zorbalıkla dolu olan bir zihniyetten başka ne bekleyebilirsiniz ki? Allah bizi ve ülkemizi CHP’nin kötülüklerinden korusun.

Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com