Cem Küçük
Cem Küçük
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

'Asılacak oğlunu babaya seçtirdiler'

GİRİŞ 28.06.2011 GÜNCELLEME 28.06.2011 YAZARLAR

İnsanların hayatlarını yalan üzerine kurması hoş bir şey değil. Neticede o yalan kişiyi bağlar. Ama kurumların ya da devletlerin hayatlarını yalan üzerine kurmasının çok acı sonuçları oluyor. Maalesef bu acı sonuçların faturasını millet ödüyor.

Bir nevi hastalıklı bünye gibi yalan her yeri sarıyor ve iyiyle kötü arasında bir ayrım yapamıyorsunuz.  Bizim devlet böyle işte. Yakın tarihimizde ne olduğunu ancak daha yeni yeni öğrenebiliyoruz. Bunu da uzman ve her türlü olumsuzluğa göğüs germiş tarihçilere borçluyuz.

Röportaj sanatının ülkemizdeki kuşkusuz en iyi ismi Neşe Düzel Taraf gazetesinde tarihçilerle yaptığı röportajları Korkusuz Tarih adıyla kitaplaştırdı. Düzel’in Cemil Koçak, Kemal Karpat, Mete Tunçay, Selim Deringil, Zafer Toprak, Hakan Erdem ve gazeteci Taha Akyol’la yaptığı söyleşileri herkesin mutlaka okuması gerekiyor. Taha Akyol tarihçi değil ama en az tarihçiler kadar etkin ve yetkin bir kalem.

Bu flaş isimlerin ortak özelliği yakın tarihimize dair bildiğini sandığımız birçok gerçeği faş ediyorlar.  Bu da böylemiymiş, diye aklımızda, beynimizde ne kadar ezber varsa hepsini bozuyorlar. Bu kitabı hatmettiğinizde ders kitaplarında hepimize okutulan yalan dolu bilgiler ve bu bilgilerin hangi saiklerle ortaya çıktığını anlıyorsunuz.

Mesela Mustafa Kemal’in ordunun siyasete karışmamasını istediği hep yazıldı, çizildi. Peki bu doğru muydu? Cemil Koçak bu soruya şöyle cevap veriyor:

Atatürk, ‘Ordu politikaya karışmasın’ diye bir şey hiç söylemedi. Bu tamamen uydurmadır. Atatürk bunu söyleyemez, çünkü bunu diyebilmesi için kendisinin de üniformasını çıkarması gerekiyor. O dönemde ise üniformayı kimse çıkaramazdı. Çünkü bütün iktidar mücadelesi, ordu içinde ve ordu aracılığıyla yapıyordu. Hepsi de muvazzaf askerdi onların. İsterlerse karargâhlarında oturuyorlar, isterlerse Meclis’e geliyorlar.

…Mustafa Kemal, Kazım Karabekir’in, Ali Fuat Cebesoy’un komuta yetkilerini bırakmalarını istiyordu. Bu yüzden de ‘Meclis’e kimse komutan olarak gelmesin’ diyor. Mustafa Kemal’in amacı, askeri siyasetin dışına çıkarmak değil. Amaç karşı grubun etkinliğini azaltmak”.

Görüldüğü üzere bugüne kadar hangi anlamda söylendiğini bilmediğimiz bir sözün ne amaçla ifa edildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. İdeolojik olarak insanlar her türlü uydurmayı yapabiliyorlar.

Tabii yakın tarihimizde esas üzerinde durulması gereken ve zabıtları hâlâ açıklanmayan İstiklal Mahkemeleri gerçeği var. Milli Mücadele’de asker kaçağını önlemek için milletvekillerinden kurulan bu mahkemeler Mete Tunçay’ın deyimiyle İttihat ve Terakki’nin hesabını görme süreci haline geliyor. Atatürk’ e muhalif kim varsa hepsi İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanıyor. Halk bu mahkemelerden öyle ürküyor ki, Mete Tunçay bu durumu şöyle izah ediyor:

“İstiklal Mahkemeleri’nin İskilipli Atıf Hoca örneğinde olduğu gibi ‘zulüm’ denecek icraatları var. Hoca, Frenk Taklitçiliği ve Şapka isimli bir kitap yazıyor ve bir sene sonra şapka devrimi yapılıyor. Adamı bir sene sonra kitabından ötürü asıyorlar. Mesela… Bir adamın iki çocuğu asker kaçaklığından yargılanıyor. İstiklal Mahkemesi, adama, ‘oğullarından birini idam edeceğiz, birini de askere göndereceğiz. Hangisini asalım, seç’ diyor. Adamın bayıldığı anlatılıyor.”

Gördünüz mü, İstiklal Mahkemeleri’nde ne haltlar yenmiş. Demokrasi böyle bir şey herhalde(!) Sorgusuz sualsiz, istenmeyen herkes harcanmış. Yakın dönemin ifşaatları bunlarla bitmiyor. Neşe Düzel, Mete Tunçay’a Atatürk’ün muhalefeti niçin sert bir şekilde tasfiye ettiğini soruyor. Tunçay Atatürk’ün Karabekir ve Orbay’ın arkasındaki halk desteğinden korktuğunu ileri sürüyor. Tunçay Ali Fuat Cebesoy’un da Nutuk’ta kendisiyle ilgili anlatılanların yalan olduğunu söylediğini anlatıyor.

Bu kitaptaki en çarpıcı yorumlardan birini de yine Mete Tunçay dile getiriyor: “Kazım Karabekir kendi anılarında Atatürk için ‘Onu Sakarya’da mareşal yaptılar. Aslında o, Sakarya’da ‘çekilme’ emri vermişti. Fevzi Paşa çekilmeyi erteletti ve sabaha Yunanlılar çekildi. Bizimki marelaş oldu’ diyor.”

 Korkusuz Tarih tamamen ezber bozan, fevkalade önemli bir çalışma. Ders kitaplarında neredeyse hepsi uydurulmuş tarihi gerçekler gözler önüne seriliyor. Neşe Düzel’in yalın, basit ve net sorularına ünlü tarihçiler dürüst ve cesur cevaplar veriyorlar.

Rusların, “Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır” demişler. Cesur ve dürüst aydınlar sayesinde bizim de yakın tarihimiz olduğu aydınlanacak. Çünkü kimse yalanlarla yaşayamaz.

Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com

YORUMLAR 8 TÜMÜ
  • NİYAZİ KARACA 14 yıl önce Şikayet Et
    BİRİSİ ÇIKIP ADAM GİBİ YAKIN TARİHİMİZİ YAZSA OLMAZ MI.. Ben bugüne kadar yazılan tarihimize inanmıyorum. Mesela Osmanlı padişahlarına atılan çamurlar. Vay efendim adam harem kurmuş, vay ülkeden kaçmış, vay ülkeye hainlik yapmış, insanları asmış kesmiş. Falan cephede düşmanı darmadağın etmişiz, anlaşma masasında düşmanları dize getirmişiz. Yapılan anlaşmalarla kıbrısı, oniki adaları, egeyi, musul kerkükü, batı trakyayı vermişiz. 1071 Yılından beri ülkeye yerleşen, 600 yıl Osmanlı İmparatorluğunu devan ettiren Türkler nereye gitti. Ülkemizin her tarafında hak iddia edenler var. Rum, ermeni, kürt vb. Bu vatanın asıl sahipleri nerede, benim kafam karıştı. Tarihimiz yeniden ve tüm gerçekliği ile yeniden yazılmalı.
    Cevapla
  • maymunlar cehellnemi 14 yıl önce Şikayet Et
    birini seç ha!. keşke idam cezası kalkmasaydıda şu ergeneokoncuların assaydık. Demirele mi sorardık birini seç diğerlerini asacağız diye, yok yok hepsini asmak lazım. Bir ülkenin bir milletin 89 senesini çalanları neresinden asarsanız azdır. Hiç çıkamazlar inşallah.
    Cevapla
  • teoman oraloglu 14 yıl önce Şikayet Et
    okutulan tarih yanlış. okutulan tarih yanlış. ve çok yönetici ve idareci yüzünden çok müslüman evladının başı yanacak ahirette. ve halada yanmakta devam ediyor.Şirk i ve gizli şirk konusunu dini islam da çok iyi öğrenin.şirk üzere değilim diyen lakin şirk üzere hala yaşamını sürdüren bu ülkede hala pekçok insan var,hatta bende müslümanım diyen lakin müslüman olmayan ve bunuda kendisinin bilmediği pek çok insan var.göz perdesi ölüm anında açılınca bunun böyle olduğunu anlayacak, lakin çok geç,, bu bir nasihattir.
    Cevapla
  • Mustafa Karaca 14 yıl önce Şikayet Et
    Asıl bombalar ne zaman patlar???. İngiliz arşivlerinin TC ile ilgili belgelerinin şimdiye kadar açılmayanları açılırsa asıl bombalar patlar diyor bazı akil adamlar!! hatta küçük dilinizi yutarsınız bile diyenler var!! Sızan bazı kırıntıların kırıntılarını okuma fırsatı veren kitaplar var, onlar bile adamı dumura uğratıyor ki, düşünün tamamı sere serpe açılırsa neler olur neler!!! ama açmıyorlar işte, var demek bir bildikleri!!! acaba çakma kahramanlar mezarlarında dört döner diye mi korkuyorlar:)))
    Cevapla
  • İlker Ali Vural 14 yıl önce Şikayet Et
    YARARSIZ. Sayın Küçük, Evet bende defalarca istiklal mahkemelerinin hatalarını mahkeme başkanlarının Atatürk e dolayısıyla yönetime yaranmak adına suçsuz canları katlettiğini okudum. Ama bunları şimdi kurcalamanın hiç ama hiç yararı yok. Bu yol bu toplumu kutuplaşmaya götürür. Olanlar olmuş yanlışlar yapılmış ama doğrularda yapılmış ki bu vatan bu bayrak hala hür. Bu memleketin Cami (kilise,havra,cem evi..) ye saygıya ihtiyacı var. Bayrak,istiklal marşı,dili,örfü... kutsal ve bizi bir arada tutuyor.Atatürk de bu Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu ve saygıyı hak ediyor ve bizi birleştiren diğer değerlerimiz gibi sahip çıkmamız gerekiyor, hatasıyla,günahıyla bu vatan bizim sadece fiziken değil fikrende bölmemeliyiz
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle