Türkiye çelişkilerle dolu bir ülke! Bu çelişkilerini kendi içinde yaşıyor. Herkes kendine demokrat olduğu için kimin hangi konuda ne düşündüğünü, kim adına ne istediğini tam olarak bilemiyoruz.

Topluma örnek olması gereken, en azından yazdıklarıyla mesaj vermesi beklenen aydın kadrosu da bu toplumun dışında tutulamaz. Bizim aydınımız kendi çelişkisiyle yaşamaktan ve bu durumdan utanmamaktan zerre imtina etmez.

Mesela bundan bir sene önce hükümetin açılım çalışmalarına karşın bu ülkede "Türk sorunu" vardır diye ortaya çıkanlar, ne olduysa şimdi PKK'yla aynı safta yer almaktan hiç hicap duymamaktadırlar.

Terörün, şiddetin her türlüsüne karşı çıktığını iddia edenler PKK'nın vahşi cinayetlerini örtbas etmekte bir beis görmemektedirler. Hatta bu durumu meşru görmekteler. Birinci grupta yer alanların temel sorunu AK Parti karşıtlığıdır. Buna diğer adıyla Tayyip Erdoğan düşmanlığı diyebiliriz. İkinci gruptakilerin sorunu ise demokrasiyi içselleştirememeleridir. Sadece kendilerine demokrattırlar.

Son bir ayda PKK askerlerimizi şehit ediyor. Kaymakam adaylarımızı kaçırıyor. Pusu kuruyor, vahşice adam öldürüyor. Bu tür eylemlere karşı devlet elbette güç kullanacak ve gerekeni yapacaktır. Dünyanın her yerinde bu böyle olur. Aksi durumda devletin varlığına ne gerek vardır.

İngiltere'de geçen hafta meydana gelen olayları hep birlikte izledik. Bir göstericinin polis tarafından öldürülmesiyle patlak veren olaylar birkaç gün sürdü. Tabii bizim medyamızda bazı sesler bunun bir halk hareketi ya da isyanı olduğunu söyledi, yazdı ama işin aslı öyle değildi. Kamu malına zarar veren ve gösteri yapanları polis hemen buldu ve savcılar onları mahkemeye çıkardı. İngiliz hakimler bir hafta içinde bu göstericileri  4'er yıl hapse mahkum etti. Eğer gösterilerine devam etseler, şiddetin dozajını artırsalar İngiliz hükümeti gerekeni yapacaktı. Güç kullanacaktı. Buna şüphe yok. Olması gereken de budur.

Şimdi bizde bir grup aydın müsveddesi çıkıyor, "Devlet silah bıraksın diyor". Ama terör örgütü silah bıraksın diyemiyor. Niçin? Çünkü onlar aydın (!) Öyle ya, aydınsan devlete karşı çıkacaksın, isyan edeceksin. Devlet haksız, hukuksuz işler yaparsa eleştirilebilir. Hem de en sert bir şekilde...

1990'larda dış yedirilme, köy yakılma, yargısız infazlar, JİTEM'in kafasına göre yaptığı pis işler yanlıştı. Bunların hepsi halen eleştiriliyor. Asit kuyularına gömülenlerin, nereye defnedildiği bilinmeyenlerin yerleri tespit ediliyor. Bu olayların sonuna kadar hep beraber üstüne gidelim. Zaten yanlış yola sapanlardan bugün hesap soruluyor.

Ancak geçmişte yapılanlar PKK'yı temize çıkarmaz. Aydın duyarlılığı olayı her boyutundan görür. Terör örgütüne sahip çıkıp, devleti suçlamak işin basitine kaçmaktır. Hele hele PKK'ya "terör örgütüdür" diyememek işin en vahim kısmı. Hem ABD hem de Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olduğu kabul edilen bir yapıya sırf aydın duyarlılığıyla hareket ediyorum diye iki çift laf edememek, ürkmek çok acı.

Aydın olmak sorumlu olmak demektir. Olaylara objektif yaklaşıp eğriye eğri, doğruya doğru demektir. Bizde kendini PKK'nın yanında konuşlandıran aydın sınıfı bunu diyememektedir. Ama unutulmasın ki, PKK'yı övmenin, terör örgütünün yanında yer almanın bir bedeli vardır. Ve bu bedeli ödemesi gerekenler en ağır şekilde ödeyecektir.

Kürt kökenli vatandaşlarımızın birçok sorunu var. Devletten bekledikleri haklı talepleri var. Kimsenin bunlara bir itirazı yok. Kürt kökenliyle PKK'lıyı ayırt etmek lazım. Kürtlerin talepleri onların haklarını savunduğunu iddia edenler tarafından Mecliste dile getirilebilir. Zaten Kürtler sizi bunun için seçti. Gelin Mecliste isteklerinizi dile getirin.

Ama asker, polis şehit etmeyi meşru görmek kusura bakmayın suça ortak olmaktır. Devletle boy ölçüşmenin kimseye bir faydası yok. Sakın ola arkanızı AB ya da Amerika'ya dayamaya kalkmayın. Bu ülkeler koskoca Türk devleti için yorgan yakmaz. Kimse PKK'nın safında yer alarak kendine toplumda meşruiyet de kazandıramaz.

PKK bir terör örgütüdür. PKK bir terör örgütüdür diyememenin hiçbir açıklaması yok. Bu ülkeyle Kürdüyle, Türküyle kalkınıyor ve zenginleşiyor. Yine Kürdiyle Türküyle yepyeni bir anayasa yapacak ve kervan yürümeye devam edecektir.

Namertlerin, temel kuramayanların, önder olamayanların bu ülkede yeri yok.

Cem Küçük - Haber 7
facebook.com/cemkucuk1
twitter.com/cemkucuk55