Matematikte niçin geri olduğuz ortada!
Almanya'nın bir yılda yaptığı üretim 55 Müslüman ülkenin yaptığı üretime denk. 55 ülkeye Türkiye dahil. Böyle bir tablo karşısında insan üzülmeden edemiyor. Acaba nerde yanlış yapıyoruz?
Almanya neyi doğru yapıyor da, bizler eksik yapıyoruz. Bu sorunun birinci cevabı eğitim. Maalesef ilköğretimden başlayarak üniversiteye kadar eğitim sistemimiz dökülüyor. Son 10 yılda ilköğretim, lise, yüksek okul, üniversite sayımız fiziki olarak arttı, ama yetiştirdiğimiz öğrenci kalitesi hâlâ yerlerde sürünüyor.
Bunun en temel sebebi matematik ve fen bilimlerde yeteri seviyede olamamamız. Bizim matematikle problemimiz var. Öğrencilerimiz matematikte bir türlü beceri gösteremiyor ve sapır sapır dökülüyorlar. Geçmişte biz de gösteremedik. Sınavlarda öğrencilerin matematikte gösteremediği başarı acaba Milli Eğitim Bakanımızı endişelendiriyor mu?
Amerika'nın ünlü talk show sunucusu Jay Leno hafta içi her akşam yaptığı programda Japon öğrencilerle Amerikan öğrencilerini karşılaştırıyor. "Bizimkiler ne zaman Japonlar gibi matematikte iyi olacak da köprülerimizi, yollarımızı biz yapacağız?" esprisini neredeyse yapmadığı gün yok Jay Leno'nun. Bir de bizim ülkeyi görse haline şükrederdi herhalde.
Oyun teorisinin sahibi ünlü matematikçi John Nash Jr'ın gençlik zamanlarında bazı ilginç takıntıları varmış. Mesela kravatlara bakarak, o kravatı tasarlayanın, modelini çizenin iyi matematikçi olup olmadığını hemen anlarmış. Hatta mimariye, yapılan binalara, çevre düzenlemelerine göz atar, o ülkenin matematikle olan ilişkisini hemen çıkarırmış.
Bizde yapılan çirkin binalar, estetik yoksunu yollar, hatta büyük şehirlerde yürüyecek yolların olmaması matematikte niçin geri olduğumuzu anlatıyor da yetiyor bile. Zaten matematikte istenilen seviyede olsak bizim de bir araba modelimiz, bilgisayar markamız ya da başkaca bir şeyimiz olurdu. Ama yok.
x, y,z bizim için mahallenin iyi çocukları. Tek başlarına iyiler, ama bir araya gelince problem çıkarıyorlar. Fonksiyon, polinom kime ne ifade ediyor acaba? Bayağı kesrin sadece esprisini yapabildik.
Geometri... Aman Allahım, o da ne? Nasıl bir şey acaba? Öyle ya, iç açıları toplamı neden 180 derecedir acaba?
Matematikye iyi değiliz, çünkü sevmiyoruz. Problem çıkarmada çok iyiyiz, ama çözmede hiç maharetli değiliz. Çocuklarımız matematik dersine brokoli muamelesi yapıyor. En yararlı sebzeyi yemiyorlar yani. Tadı hoşlarına gitmiyor. Hiçbirimiz hoşlaşmıyoruz matematikle. Atalarımız, "Ağaç yaşken eğilir" demişler. Küçükken sevdirilirse belki daha iyi sonuçlar alabiliriz.
Milli Eğitim Bakanlığımız matematikle ilgili bir kampanya başlatsa ne güzel olur. Matematik bilmenin ne büyük bir erdem olduğu vurgulunsa. Büyük matematikçilerin hayatı anlatılsa. Dünyaya matematikçilerin yön verdiği örneklerle gösterilse bir nebze olsun aşama kaydedebiliriz.
Bana biri kalkıp ünlü Türk matematikçilerini say dese, aklıma hepi topu iki, üç kişi geliyor. Onlar da hep bildik isimler: Ali Kuşçu, Cahit Arf, Kerim Erim ve Ali Nesin. Belki başka isimler de vardır, ama onlar da herhalde dünya çapında değillerdir ya da çarpıcı bir buluşları yoktur.
Yabancı matematikçileri saymaya kalksam sayfalar yetmez. Sakın bana şöyle ünlü Müslüman matematikçi vardı demeyin. Ben Hıristiyan ya da Yahudi matematikçileri saymakla bitiremem. Boole, Balzone, Gabriel Cramer, Öklid, Gauss, Kurt Gödel, Leibniz, Newton, Pascal, De Fermat, Pisagor, Tales vb.
Gördüğünüz gibi Batı'yla aramızda dağlar değil uçurumlar var. Gerçi çağımızda Japonların ve tabii yeni yeni Çinlilerin matematikte iyi olduğunu da hatırlatayım.
Geçenlerde Eser Karakaş Star gazetesinde "İngilizce ve Eğitim Politikları" başlıklı harika bir yazı yazdı. Ben bu yazıda dil olayına girmedim. İngilizce ve yabancı dil konusu etraflıca incelenmesi gereken bir konu. Ona başka bir yazıda değiniriz. Karakaş yazısında şöyle bir değerlendirmede bulunuyor: "Tüm eğitim sürecinde çocuklara ideolojik olarak saçma sapan, pratikte de gelecekte hiç işlerine yaramayacak bilgiler (!) aktarmak yerine doğru dürüst ingilizce ve matematik öğretsek çok daha iyi.
Liselerimizden ise, büyük bir oranda ingilizceyi hiç öğrenmemiş, matematikten de nefret eden kuşaklar yetiştiriyoruz; 21. Yüzyılı ıskalamanın en garantili yolu da galiba bu.
Milli Eğitim Bakanı, bu konuyu daha önce de yazdığımı hatırlıyorum, Hollanda’ya kafası çalışan üç-dört tane danışman gönderse, durumu bir etüd ettirse, ilginç sonuçlar çıkabilir."
İşin özü bu: Matematikte iyi değiliz. İlköğretim okullarında ve lisede matematik derslerinin artırılması lazım. İngilizce ve fen derslerinin de. Çok değil 10 sene sonra muazzam beyinler yetiştirmeye başlarız. Sanata yatkınlığı olanlar da oraya kanalize edilsin. Böylece bir taşla birkaç kuş vurulur.
Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com
twitter.com/cemkucuk55
facebook.com/cemkucuk1
-
demir demir 14 yıl önce Şikayet EtO da birşey mi. onyıllarca atatürk ilke ve inkilapları dersini gördük. Üniversite de bile bu ders var. Eğitim sisteminin bilinçli olarak çökeltildiği kanısındayım.Beğen
-
zeynep yıldız 14 yıl önce Şikayet Etdevam 3. "Para nerde" diye soran olursa ; ona buna verilen bir sürü gereksiz paradan bütçe ayrılabilir, gıda firmalarından sponsorlar bulunabilir, veya Almanya, Fransa gibi bizden fersah fersah ilerde olan ülkeleri taklit edip 100 bin küsur aracı satarak, onlar gibi 10 bin'lere düşerek elde tasarruftan karşılanabilir.Beğen Toplam 1 beğeni
-
zeynep yıldız 14 yıl önce Şikayet Etdevam 2. 1-Sınıflar şimdiki gibi 45-50 kişi değil maksimum 25 kişilik olmalı. Çocuklar sırada 3 kişi üst üste oturmadan rahat rahat çalışabilmeli, öğretmenler de mecburen yarım yamalak ilgilenmek yerine mesleğini hakkıyla yapabilmeli. Hem böylece ataması yapılmayan binlerce öğretmene de iş vermiş olursunuz. 2-Okullar; tam gün olmalı ve çocuklar ödevlerini öğleden sonra etüd derslerinde yapmalı, eve ödev götürmemeli, sadece kitap okumalı. Kaç tane anne-baba çocuğuna hakkıyla yardımcı olabiliyor evde? Çoğu "Git annene sor veya git babana sor" diye çocuğu başından savıyor. 3-Okul çağındaki çocukların mutlaka iyi beslenmesi sağlanmalı; dengeli ve yeterli bir sabah kahvaltısı ve öğle yemeği okulda verilmeli. (En azından ana sınıfı+ilk 5 yıl) Çoğu çocuk sabahın köründe, gözünden uyku akarken aç karnına okula gidiyor anasının eline tutuştruduğu bir poğaça ile. Bazı çocuklar ise onu bile bulamıyor. Nesillerimizi sağlıklı beslemek bizim görevimiz.Beğen Toplam 1 beğeni
-
zeynep yıldız 14 yıl önce Şikayet EtZeki ve sağlıklı nesiller için. Eminim herkes için bu dünyada kıymetlisi çocuğudur. Hepimiz onlar için çabalıyoruz, öyle değil mi? Evlatlarımızın daha sağlıklı, daha zeki yetişmeleri, yabancıların arkasından nal toplamamaları için ilk yapmamız gerekenler şunlar; .Beğen
-
cicekabbas 14 yıl önce Şikayet Etcahiller çogalttı. sözel dersler tam filimlik.piyasadaki bütün tarih coğrafya vb sorularının tek celsede çözümlüsüne ulaşan en doğru en geçerli sınavlarda alternatifi olmayan cevaba şıklarda olumlusu olumsuzuna göre tek yanıta erişmiş olur.sadece düz düm düz okumayla.kısa kes.birde öğretmen denen iki ayaklının istihdamı branşa göre oluşturulması gereken dersler vardır.sahi o işi nasıl halledeceksiniz.her branş için bir ders teşkil edilirse ister istemez kırk çeşit olacak.atanamayana ders aç.medrese eğitimi desen katmanlı şu çağda olur mu yav derler.araya din min salsak sos niyetine mezardan s.o.s vermesinler diye.daha kıyamet eğitimine varana kadar ne yollar var.ne dereler ne tepeler.öl de gel.Beğen