Hani şu Odatv'de Soner Yalçın'ın tetikçiliğini yaptığı ortaya çıkınca ve tutuklanacağını anlayınca soluğu ABD'de alan arkadaş.

Öyle ya, burası Türkiye. Oray bile rezil olamamıştı. Hâlâ gazetecilik yaptğı için hedef olduğunu düşünecek kadar zavallı durumda. Tabii hangi büyük gazetecilk başarısına imza attı, o belli değil. Akşam gazetesinin yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya'ya dümdüz küfür ettiği medyaya düştüğü an Oray Eğin'in bittiği andı. Kibarca bir notla işine son verdiler. Ama görürsünüz yakında bir yerden gene çıkar.

Odatv'nin diğer tetikçisi Ahmet Hakan Coşkun ise köşesinden martaval okumaya devam ediyor. Soner Yalçın'ın emir ve görüşleri doğrultusunda yazılar yazan, başka kanala geçmek için transfer görüşmeleri yapan, sahte isimlerle birçok kişi hakkında alavere dalavere çeviren bu şahsiyette de utanma duygusu kalmamış.

Bizim gibi türedi (!) ve yetersiz (!) yazarları adamdan saymadığı için içeri bile girse gidip paşa paşa yatarmış. Merdinin kıpt-i secaat arzederken sirkatin söylermiş misali tehlike çanlarının kendisi için çaldığını fark etmiş.

Ahmet Hakan Coşkun sana basit bir soru sorucağım: Hatırlarsan Radikal gazetesinde Ersin Tokgöz senin ergenlik yıllarına dair "Ahmet Hakan'ın Düğümü" başlıklı bir yazı yazdı. Kötü bir yazıydı ve Radikal gazetesinin o dönemki yayın yönetmeni İsmet Berkan Tokgöz'ün işine son verdi. Sen de köşende Berkan'a seslenerek köşe sahibi olduğunu, cevap verebileceğini ve Tokgöz'ü işten çıkarmamasını içeren bir yazı yazdın. Hatta yazının bir yerinde gizli, sinsice işler çevrilmesinden hoşlanmadığını yazıyordun.

Madem bu kadar duyarlıydın da, niye başka isimler kullanarak odatv'de ona buna sataştın. Başka isimler altında önüne gelene pislik attın. Aynı haltı Nuray Mert'in, Tuğçe Tatari'nin, Ezgi Başaran'ın yediğini biliyoruz. Niye Soner Yalçın'a ilahlara tapar gibi taptın? Derdin neydi? Şimdi çıkıp odatv iddianamesini küçümsüyorsun, bir numaralı sanığı Yalçın Küçük olan davaya inanmam diyorsun. Sen inanma, ama yargılama başladığında başına gelenleri göreceksin. İstersen Oray'a telefon aç, sana ABD'de bir oda ayarlasın. Ama dur, sen paşa paşa yatarım dedin. Herhalde kaçmazsın.

Dürüst değilsin, Ahmet Hakan. Bu konuda samimi hiç değilsin. Hâlâ olayın ciddiyetini anlamamışsın. Mevcut hükümeti illegal yollarla yıkmak için gözü dönmüş adamlarla birlikte hareket ettin? Nasıl olsa bu hükümet gider dedin? Zamanında CHP'yi, Deniz Baykal'a yanaştın? Şimdi iyice çark etmişsin. Et bakalım. Sonun nereye varacak, hep birlikte göreceğiz.

Medyada bir de Fatih Altaylı vakası var. Dün yönettiği gazetenin üst manşetine koyduğu o resimden bahsetmek bile istemiyorum, ama bir yerinden değinmek lazım. Fatih Altaylı, Hıncal Uluç ekolündendir. Yani onun için önemli olan konuşulmaktır. Ondan bahsetsinler de nasıl bahsederlerse bahsetsinler.

Bu yöntem belki eskiden işe yarardı ama artık yaramıyor. Çünkü Türkiye değişti. Eskiden böyle hareketler, yapanın yanına kâr kalırdı. Hıncal Uluç, Defne Joy Foster hakkında yazdığı o iğrenç yazıdan sonra havasını kaybetti.

Artık dünkü o izansız fotoğraftan sonra Fatih Altaylı için de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Başörtülü kızlarımıza, affınıza sığınarak yazıyorum "fahişe" diyen, Ruhat Mengi'ye "başyazarla yatarak yazar olan kadın" diye yazabilen Altaylı artık yırtamayacak.

Başbakan'ın uçağına binmek için kırk takla atan, eskiden dümdüz gittiği Turgay Ciner'in yanında çalışmaktan hicap duymayan yanar döner Altaylı için geri sayım başladı. Eğer Altaylı bu son hareketinden de yırtarsa, bilin ki size, bize, hepimize yazık. İnsanlık onuru ölmediyse, şeref hâlâ etkili bir kelimeyse Fatih Altaylı'nın istifa etmesi şart.

Eder mi? Sanmıyorum. Zeytinyağı gibi üste çıkmaya, yaptığına kılıf bulmaya çalışacaktır. O gazetede yazan yazarlar da buna tepki göstermezse onların da gühahları boyunlarına. Özellikle Umur Talu ve Elif Şafak'ın tepkilerini dört gözle bekliyorum.

Eğer Türkiye başta aşağı dönüşecekse, her yerde temizlik olacaksa, bundan medya da nasibini almalı. Bu böyle gitmez. Gizli işler çeviren, darbe teşebbüslerine bulaşan, omurgasızların bu diyarı terk etmelerinin zamanı geldi de geçiyor bile.

Cem Küçük - Haber 7

twitter.com/cemkucuk55

facebook.com/cemkucuk1