Türkiye Ergenekon, Balyoz, Kafes Eylem planı gibi yakın tarihte son derece korkunç olaylar yaşadı. Bu karanlık olayların yargı aşaması hâlâ devam ediyor.

Kendisini seçilmişlerden daha üstün gören ve ülkenin sahibi sanan zihniyet birçok provokasyon planlamıştı. Danıştay Baskını, Hrant Dink’in öldürülmesi, dönemin YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’e yönelik suikast girişimi, 27 Nisan e-muhtırası, AK Parti’ye açılan kapatma davası bu provokasyonlardan sadece birkaçıydı.

Yaşı 30’un altındakiler yukarıda saydığımız olayları gördüler, ama bunlara benzeyen bazı olayları sadece okudular. Türkiye’nin yakın tarihine baktığımızda tıpkı çizgi çekilmiş gibi benzer olayların yaşandığını, sadece aktörlerin değiştiğini hemen göreceklerdir.

1992-93 yılları arası Türkiye’nin karanlık en dönemlerinden biridir. Hâlâ bu dönemde vuku bulmuş olaylar tam olarak aydınlatılamamıştır. İşte bu dönemin önemli satırbaşları:

-18 Ağustos 1992 tarihinde 300 kadar PKK’lı Şırnak kent merkezini bastı ve Şırnak harabeye döndü. Çatışmalar tam üç gün sürdü. Onlarca kişi hayatını kaybetti.

-5 Eylül 1992’de Bingöl –Genç karayolunda araçlardan indirilen yedi kişi otomatik silahlar tarandı ve hayatlarını kaybettiler.

-17 Aralık 1992’de Çekiç Güç’e bağlı ABD uçakları Irak’ın Selahaddin şehrine giden Eşref Bitlis’in uçağını kendilerine bildirildiği halde taciz ateşiyle inmeye zorladılar.

-24 Ocak 1993’de Ankara’da Uğur Mumcu aracının bombayla havaya uçurulması sonucu hayatını kaybetti.

-5 Şubat 1993’de Ankara-İstanbul karayolunun Gerede mevkiinde dönemin Maliye Bakanı Adnan Kahveci şüpheli bir trafik kazası sonucu eşi ve çocuğuyla hayatını kaybetti.

-17 Şubat 1993’de Ankara Güvercinlik’ten havalanan Eşref Bitlis’in uçağı kalkıştan 10 dakika sonra yere düştü ve Bitlis olay yerinde hayatını kaybetti.

-22 Mart 1993’de JİTEM komutanlarından Ahmet Cem Ersever’in cesedi Ankara-Elmadağ yakınlarında bulundu. Cem Ersever sırlarıyla beraber mezara gitti.

-17 Nisan 1993’de 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Özal’ın ölümü hâlâ şüphelidir.

Bu cinayet ve provokasyonlara Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesi, 33 erin ölümü, Madımak ve Başbağlar Katliamı ve sayısız fail-i meçhulü eklediğinizde ortaya korkunç bir tablo çıkıyor.

Acaba o dönem ne planlamıştı? Bu işleri tezgâhlayanların temel amacı neydi? Askeri vesayetin sürmesi için planlanan kanlı oyunlar mıydı? Kürt meselesinin çözümünü engelleyen derin güçler mi? Yabancı istihbarat servislerinin cirit atması mı?

Her ne idiyse bu olayların perde arkasının mutlaka aydınlatılması gerekiyor. Yoksa tarihler, aktörler değişse de, oynanan oyunlar değişmiyor.

Cem Küçük - Haber 7
twitter.com/cemkucuk55
facebook.com/cemkucuk1