D. Ali Taşçı
D. Ali Taşçı
HABER7 YAZARI

Köyümün toprağında

GİRİŞ 18.05.2020 GÜNCELLEME 19.05.2020 YAZARLAR

                Yetkililerden izin alarak köyüme geldim. Köyümün toprağına ayak basarak bir “ohh” çekebilmenin ne denli bir nimet olduğunu korona vasıtasıyla öğrenmiş olduk.

 

            Yeşille mavinin bu kadar alımlı bir şekilde imtizaç ettiği / uyum sağladığı dünyada başka bir yer pek var mı bilemiyorum. Denizin mavisinden ayrılıyor ve hemen yeşilliklere dalıyorsunuz; alabildiğine yeşil çay bahçeleri karşılıyor sizi. Ruhunuz alevleniyor, hayallere dalıyorsunuz.

            Ne hayaller ama? Çocukluğunuz, ilk gençlik yıllarınız zihninize bir ateş gibi düşüyor. Çocukluk aşklarınız sıraya giriyor; tebessümle birlikte içiniz kaynamaya başlıyor. Etrafınıza baktıkça her ağacın altında bir anınız, her tümseğin dibinde bir yaramazlığınız fışkırarak yüzünüze çarpıyor.

 

            Ya çocukluk arkadaşlarınız, arkadaşlıklarınız?

            Birçoğu yok şimdi, asıl vatanlarına kavuşmuş. Tanıdığınız nice insanlar dünyayı terk eylemiş. Zihninizi zorlayarak onları hatırlamaya çalışıyorsunuz, gidenler kalanlardan çok.

            Hele de birlikte büyüdüğünüz, yaramazlıklarınızı beraberce yaptığınız arkadaşlarınızdan bazıları bugün yoksa garip bir duygu içinize oturuyor. Birlikte misket oynadığınız arkadaşlarınız nerdeler? Çelik-çomak oyununa katılmak için evden dışarıya bir ok gibi fırlamanız ve ardından kan ter içinde eve gelişiniz, annenizin marizleriyle karşılaşama korkusunu yaşamanız… Komşuların meyve ağaçlarından meyveleri gece yarılarında aşırıp, sonra da kemençeler eşliğinde mükellef bir meyve sofrasında onları yemeniz!… İnsan/ yaşlılık, anılar adası mıdır?

            Çocukluk işte, yaşlandıkça daha bir üste çıkan hatıralar… Fani dünya, kimler gelip kimler geçti, kimleri yutup toprağa gark eyledi bugüne dek.

            Seksenli yıllara kadar köyler pek göç vermemişti. Seksenlerden sonra adeta köyler boşaldı. Geçimlerini köyde sağlamakta zorlananlar şehirlere koştu. Gidenler, arkalarından yakınlarını götürdüler ve köyler terk edildi.

            Şimdilerde ise gidenler geri dönmeye başladı; daha birikimli, daha zengin. Herkes kendine uygun evler yapıyor ve tatilini geçirmek için köyünü tercih ediyor. Anlayışlar değişti, değişiyor. Zamanında köyde inanç ve yaşayış bakımından parmakla gösterilen bazı mazbut/ dindar ailelerin çocukları çok farklılaşmış; zamanın döngüsüne ayak uydurmuş. Bunun tam tersi de olabiliyor; kimsenin değer vermediği bazı ailelerin çocukları ise daha düzgün yolda ilerleyebiliyor. Hiç kimse geleceğinden emin olmasın.

            Köy eski köy değil; birkaç sene uğramasanız köyü tanımakta zorlanırsınız. Şehirden daha lüks evlere, yaşam tarzlarına rastlayabilirsiniz. Hayatınızı paranın ve iletişimin egemenliğine devrederseniz, artık zamanın gidişatı sizi başka yerlere sürüklemekte zorlanmaz.

            Ya, derinlere dalmaya ne gerek var? Nerede Koşa İsmail, nerede Edu Ahmet ve diğer arkadaşlarım, can dostlarım? “Toprağa gark olmuş nazik tenleri/ Ne söylerler, ne bir haber verirler.” Bu koronavirüs bize ölümü hatırlattı ve dünyanın geçiciliğini hissettirdiyse, inanınız hayırlara vesile olacaktır.

            Köye geldik, ama evimizde yine yalnızız. Korona dolayısıyla karantinadayız. Nerde o eski gelişler, hoş gelişler? Akşam tüm mahalle ile düzenlenen çay partileri şimdi hatıralarda geziniyor.

            Ramazandır, fakat teravih yok, cuma yok. Ben köye gelince tüm köylümle görüşebilmek için cumayı beklerdim. Teravihler bambaşka olurdu. Teravihten sonra bir evde toplanır, çay sohbetleriyle sahuru beklerdik.

            Bir nimetin nimet olduğu, onu kaybedince anlaşılıyor. Gençlik nimeti de yaşlanınca idrak ediliyor. Genç, Farsça bir kelime olup anlamı “hazine” demektir. Hazineler boş yere heba edilirse, yaşlılık “vah vah”larla geçer.

            Köy güzel. Dingin bir hayat ve hayatın muhasebesini yapabilmek için de bolca zamanınız var. Muhasebesi yapılmayan bir hayatın iflası kaçınılmazdır. Rabbim, bizleri müflislerden eylemesin.

D. Ali TAŞÇI

(dalitasci@hotmail.com)

Twitter:@DAliTasci

YORUMLAR 4
  • Ahmet kozanoğlu 3 yıl önce Şikayet Et
    Hocam selam olsun anlattıklarına gerçekten yazını okurken biran çocukluğuma gittim geldim insanoğlu daldaki yaprak misali önce tomurcuk sonrası yaprak sonrası solmak sonrası ölüm Allah'sağlık huzur afiyet versin inşallah güzel insan.
    Cevapla
  • M.POLAT 3 yıl önce Şikayet Et
    Hocam selamlar . memleketinizde sağlıklı günler dilerim.duygusal bir yazı olmuş.özlemler hatıralar .İnşallah bu zamanlar bizlerde olumlu değişikliklere vesile olur. memleketi memleket yapan çocukluk hatıralarıymış.saygılar dularınızı bekleriz
    Cevapla
  • Mustafa Bölükbaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Saygıdeğer hocam,köyümüz ancak bukadr guzel anlatilir yüreğinize sağlik. Baba dostu olan size ve tüm büyüklerime saygılar sunuyorum.Allah cc hepinizden razı olsun. Saygılarimla
    Cevapla
  • Edu Ahmetin oğlu 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah cc bütün gecmislerimize rahmet etsin.Baba dostu olan size ve tüm büyüklerime saygılarimi sunuyorum.Mevlam sizlere hayırlı uzun ömürler versin Saygılarımla
    Cevapla