D. Ali Taşçı
D. Ali Taşçı
HABER7 YAZARI

Gözyaşlarıyla açılan devlete doğru

GİRİŞ 16.11.2023 GÜNCELLEME 17.11.2023 YAZARLAR

                Yirminci yüzyıla yeryüzü Müslümanları devletsiz girdiler. İnançlarını yeryüzünde yaşayabilecek bir devletleri artık yoktu. Gerçek anlamda bir müslümanın dünyada nefes alıp verebilmesi için Medine’ye ihtiyacı vardı. Medineler darmadağın olmuştu.

            İnançlarını, değerlerini; kültür ve medeniyetini yaşayamadığın, toprağa ve gönlüne kazıyamadığın yerler yaban yerlerdi. Yaban yerlerde ehil insanlar yetişmezdi. Ehil insanların yetişmediği yerlerde karanlık insanlar hayata hâkim olurdu. Hayat karanlığa boğulmuştu. İman ışığı sönmüş, ümitler pörsümüş, sinmiş ve dağılma süreci başlamıştı.

            Bir yüzyıl güneşsiz, nursuz yaşamanın getirdiği yabancılaşma, İslam kardeşliğini yok etmiş; bunun getirdiği dağılma yer yer düşmanlığa bürünmüştü. Zaten düşmanların da istediği buydu: Tefrika ve güçten düşürme. Artık ne gözyaşlarıyla bir devlet açılıyor ne de bahtlar gülebiliyordu.

            Kardeşliğin getirdiği sevgiden akıtılan gözyaşları kaybolunca, düşman kılıcı boynumuza saplandı ve kanlı gözyaşlarına boğulduk. Bu kanlı gözyaşları son zamanlarda Balkanlardı, Çanakkale idi.. ve şimdi Gazze olarak karşımıza çıkıyordu.

            Düşmanın kılıcı her zaman kanlıdır; ama dostun, kardeşin düşmanlığı, nifakı kandan da öte çok acıydı. Ya “dost” diyerek, “gözyaşlarıyla kurulan devlet”imizi kalbinden hançerleyerek “kurtuluş masalları”yla narkozlanan beyinlerimiz? Dış yüzü bize benzeyen, fakat iç yüzü kapkara ziftlere bulanmış “dostlar!”

            Gönüllerinden gerçek anlamda şehadeti çalınmış insanların kurdukları devletler, Müslümanların kanlı gözyaşlarına büründüğü topraklardır. Kendi toprağında esaret hayatı yaşamanın karşılığını henüz hiçbir sözlük yazmamıştır. Toprağın “vatan” olabilmesi için ruhunu toprağa kazımak gerekirdi. Ruhla ilişkisi olmayanların “devlet” dedikleri, “barış” dedikleri, “demokrasi” dedikleri, “insan hakları” dedikleri saçmalıkları anlamak için bir Gazze gerekiyordu; Elhamdülillah o da ufuktan göründü.

            Yoksa siz, Gazze’yi “yenilgi merkezi “ mi sandınız? Gazze, yüz yılın yetimliğini, öksüzlüğünü, kimsesizliğini yeryüzü Müslümanlarına haykıran, hatırlatan bir kutlu merkezdir; bu çağın Medine’sidir adeta.

            Gözyaşlarıyla kurulan, açılan devlet güçlü olur, kolay kolay yıkılmaz. Yüz yıllık öksüzlüğümüz Gazze’de filiz vermektedir. Ve bu bir hamaset yazısı değildir. İnanarak, gönlün derinliklerinden gelen tarihi Tevhid çizgisinin Sünnetullah ışığında iz iz yürüyüşüdür. Bu yürüyüş inşallah zaferle sonuçlanacaktır!

D. Ali TAŞÇI

(dalitasci@hotmail.com)

Twitter: @DAliTasci
 

YORUMLAR 19 TÜMÜ
  • seaceddin emre 5 ay önce Şikayet Et
    abd ve ingiliz desteğiyle mekke ve medinemizi işgal eden kral ve taffası adına konuşan hoca kılıklı şeytan haması suçluyor ve fitne çıkarmakla suçluyor.doğum sancılı ama ümmet uyanıyor ağabey uygar batının barbar olduğunu bizim kuşak biliyordu ama genç kuşak yaşayarak öğreniyor.bedeli gazzeli canlarımız ödüyor.bereketli toprakların anlamı tecelli ediyor ağabey.selam ve hürmetler.
    Cevapla
  • Metin Güner 5 ay önce Şikayet Et
    Yarabbim , Filistinli Kardeşlerimizin Mücadelesini, Gazzedeki Sarsılmaz İmanın İnsanlığın Uyanışına Vesile Kılsın İNŞALLAH.. Küfür Tek Millet... Rabbimin Hükmünde Değişiklik ,sapma olmaz , Yeterki Müslümanlar ve Müslüman Ülkeler İmanlı Dursunlar... Rabbim Müslümanlara Uyanmayı Nasip etsin... La Galibe İLLALLAH..
    Cevapla
  • YUSUF YILDIZ 5 ay önce Şikayet Et
    Değerli yazarımız gönlümüzden geçen ne varsa yazıya dökmüşsün, Allah senden razı olsun.
    Cevapla
  • hayrettin alemdağ 5 ay önce Şikayet Et
    herşey iyi güzelde asıl sorulması gereken soru şu. ümmet neden hala kıbrısta rum tezini desteklemekte ısrar ediyor ?
    Cevapla
  • O BİR OTTOMAN 5 ay önce Şikayet Et
    Sancılı bir sabahın şafağı atmak üzere dünya adalet neymiş görecek; Müslüman sarığını, patrik serpuşuna tercih edecekler
    Cevapla