Sinema salonları tıklım tıklımdı. Salon sahiplerinin ilk kez yüzü gülüyordu, çünkü Minyeli Abdullah iyi bir hasılat bırakmıştı.

Berhan Şimşek Minyeli Abdullah filminde gösterdiği başarıdan çok rahatsız oldu. Çünkü bu karakterin üzerine yapışmasından korktu.

Bu “muhafazakar” görünümü kırmak için az çaba sarfetmedi.

Hemen akabinde “Uzlaşma” ile Mehmet Ali Ağca’yı canlandırdı. “Işıklar Sönmesin” de bir teröristi, ardından “Hoşçakal Yarın”da Deniz Gezmiş’i…

Şimşek daha sonra CHP sıralarında saf tuttu. Bir nefer gibi çalıştı. 2002’de CHP’den Milletvekili seçildi ve parlamentoya girdi.

Şimdi de çiçeği burnunda CHP İstanbul İl Başkanı…

Ancak Berhan Şimşek, yıllar sonra üstelik onca mücadeleden(!) sonra yine “Minyeli Abdullah” karakterini hatırlatan gazete başlıklarını görünce kimbilir nasıl bozulmuştur.

HİLAL-İ AHMER 60 YILDIR GAZZE’DE

Hilal-i Ahmer… Yani Türk Kızılay’ı 142. yıl önce kurulmuş. Dile kolay.

TRT Türk, Türk Kızılay birinci Vekili Ahmet Lütfü Akar’ı konuşturdu. Kızılay’ın uluslar arası yardım örgütleri arasında ilk sırada yer aldığını anlattı. Gönüllülük esasının “Allah rızası” için olduğunu hatırlattı (Detay).

Kızılay, Mavi Marmara gemisinde yaşanan arbededen sonra görünmeyen kahraman kuruluş…

Özellikle yolcuların uçağa sevketmelerinde ve aktarımında yardımcı olduklarını ve psikolojik destek verdiklerini anlattı..

Bir önemli detay: “60 yıldır Gazze’deyiz” diyor Akar.

Kızılay 11 yıl önce şaibeli bir kurumdu. Şimdi iftihar edilcek bir kuruluş haline geldi.

Darısı diğer gönüllü teşekküllerin başına!

RÜZGAR “GÜL”Ü

Tuğrul Tülek’i “Rüzgar Gülü” isimli programda çok başarılı buluyordum. Sunumu, diksiyonu ve sevimli yapısıyla TRT Çocuk’a yakışıyordu. Eminim çocuklar da Tülek ağbilerini çok seviyordu.

Ancak önceki hafta yayına 5 kala TRT’den ayrıldığına dair bir yazı almış. İşine son verilmiş (Vatan).

Gerekçesi: “Mükemmel Çift” (Kanal D) dizisinde “gay” bir karakteri canlandırmış olması.

Çocuklara örnek olması gereken bir kişinin “rol”de olsa sapkın bir karakteri canlandırması hoş olmadı.

Evet “sapkın” diyorum. Çünkü bu tür roller öylesine “kanıksandı” ki, neredeyse birçok dizide “eşcinsel” tema, mizahi bir üslupla veriliyor. Dahası “sevdiriliyor.”

Eşcinselliğin hastalık sayıldığı dönemlerden ne günlere geldik. Toplumun dışladığı karakterlerin topluma kazandırılması gibi masalları bir kenara bırakıp, bu hastalığa nasıl çözüm bulunacağı noktasında bir tartışma başlatılmalı bence.

Erkek adam “gay” rolü oynamaz!

TÜRK’ÜN TÜRKE YAPTIĞI

Yürek burkan dramlar haber bültenlerini kaplıyor: Kırgız Türkleri, Özbek Türklerini kıtır kıtır doğramış, cesetlerini yakmış. Etnik katliamda, bilanço belirsiz.

ABD, Rusya ve Çin’in kuklaları olan “milleyetçi akım” öylesine vahşileşmiş ki, yıllardır birlikte yaşadığı misafir ettiği karındaşlarını kesiyor, yakıyor... Aslında cayır cayır yanan yürekler.

Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com