Davut ŞAHİN
Davut ŞAHİN
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Hoollywood'da 'Terörist Müslüman'

GİRİŞ 30.06.2010 GÜNCELLEME 30.06.2010 YAZARLAR

Nitekim, dizide Rashid adlı Müslüman, bir ihbar sonucu FBI tarafından tutuklanır ve “terörist” muamalesi görür. Rashid, Müslüman Amerikan vatandaşıdır, dizinin finalinde, niçin “işkence” gördüğünü anlamaz bile. Dizi, “islamofobi” üzerine mizahi bir eleştiri getiriyordu.

Her yapım, ne yazık ki Müslümanları böylesine “tarafsız” ele almaz.

*
Aslında Hollywood 11 Eylül öncesi “Müslümanları” düşman ilan etmişti bile.

Hatırlayın, Bruce Willis ve Denzel Washington’un başrollerini paylaştığı “Kuşatma” (The Siege, 1998) filmi “İslam karşıtı” ögeler taşıyordu.

Arnold Schwarzenegger’in “Gerçek Yalanlar” (True Lies, 1994) filmi de benzer düşmanlık üzerine kurulmuştu. Her iki film tepki çekti. Ama dinleyen kim?

Demek, o zamandan beri strateji belirlenmiş yavaş yavaş zihinlere “islamofobi” düşüncesi yerleştirilmeye başlanmış.

Ne zamana kadar; “11 Eylül provokasyonu”na kadar.

*
11 Eylül’de görkemli binalar patır patır yıkılırken, Hollywood yapımcıları çektikleri filmleri bir bir piyasaya sürmeye başlamıştı bile.

ABD askerleri Afganistan ve Irak’ı işgal ettikten sonra, Hollywood yapımcıları bayatlamış Vietnam konularını bir kenara bıraktı. Amerikan askeri bir kahraman(!), o ülkenin insanları ise kurtarıcısın bekleyen zavallı insanlardan oluşuyordu. Onları yöneten Müslümanlar ise senaryoya göre birer diktatör!

*

Sırası gelmişken, geçen hafta izlediğim bir filmi sizlerle paylaşmak istiyorum:

Düşünülemeyen (Unthinkable, 2010)

Baş rollerini zenci aktör Samuel L.Jackson canlandırdı.

Güya bir terörist (ki bu Müslüman) elinde bulundurduğu nükleer bombayı (her nasıl ele geçirmişse) ABD’nin en işlek caddelerine yerleştirir (hem de tek başına… nasıl becermişse?). Bu adam aynı anda bombaları patlatarak Amerika’yı cezalandıracaktır!

Ancak bu bombaların yerlerini bu adamdan başkası bilememektedir (teknolojik donanıma sahip olan ABD’liler teröristi buluyor, ama her nasılsa bombayı bulmakta aciz).

Bir sorgu yargıcı (Samuel L. Jackson) ile FBI ajanı (Care An Mosse) bu bombaların yerini bulmak için ele geçirdikleri “teröristi” aşama aşama işkenceden geçirir.

Müslüman terörist(!) dayanıklıdır. Çünkü kendini güya diğer Müslümanlara ispat etmeye çalışmaktadır. Ancak işkenceye devam ederler. Tırnaklar sökülür. Parmaklar kesilir, vücuduna elektrik verilir. Yetmez, işkenceci, bazı organlarını patates gibi doğrar. Buna rağmen konuşturamaz.

İşte tam bu sırada, “düşünülemeyen” şeyi gerçekleştirir. Yani Müslüman teröristin(!) karısını getirip gözlerinin önünde boğazını keser (nüansa dikkat: öldürülen kadın başörtülüdür. Burada mesaj açık; her başörtülü kadın potansiyel teröristtir). Daha da ileri gider işkenceci: mahkumun çocuklarını işkence odasına getirir. Tam orada işkence yapacakken, adam bülbül gibi ötmeye başlar. İşkenceci tatmin olmaz. Ama işkence yanlısı olmayan “barışsever” polisler sorgulamanın yeterli olduğuna hükmeder.

Yine de bombaların yerini eksik söylemiştir. İşkenceci, “Eğer düşünelemeyen şeyi gerçekleştirseydim, bombaların yerini söylerdi” diyor. Yani çocuklarına işkence edebilmeyi “vazife” sayabilecek kadar görevine bağlı kişidir.

Film, teröriste(!) karşı işkenceyi meşru gösteriyor.

Tıpkı “Guatanamo”da olduğu gibi.

Hiçbir gerçeğe dayanmayan, aslı astarı olmayan “hayali” filmler zihinlere maalesef “Terörist Müslüman” çamuru sıçratıyor.

*

Konumuza dönelim: Amerika Birleşik Devletleri’nin en güçlü propaganda silahı, Hollywood’dur. Amerika, dünyaya söylemek istediklerini kısmen diplomatik yolla dillendirir. Net söylemek istediğini de Hollywood diliyle ifade eder.

*

Bu durumda biz oturup seyrine mi bakacağız?

Hayır…. Genç nesil sinema sektöründa adını kalın harflerle yazdırıyor, ödüller alıyor. Bu yalanlara karşı panzehir oluşturabiliriz. Doğruları kamera diliyle aktarıp dünyaya ayna tutabiliriz.

Bu yüzden film sektöründe bizim de anlatacak çok şeyimiz olmalı ve bir an önce hazırlıklara başlamalıyız.

Demedi demeyin.

Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com

YORUMLAR 10 TÜMÜ
  • astress astress 15 yıl önce Şikayet Et
    katılmıyorum. (unthinkable) isimli filmi ben de seyrettim. bir film bu kadar mı yanlış yorumlanır?benim bugüne kadar seyrettiğim islama karşı tarafsız duran ender filmlerden biridir.ayrıca (carri anne moss,baştan beri işkenceye karşıdır ve samuel l jacksının günahına ortak olmaz.nitekim filmin sonunda nükleer bomba patlarsa patlasın,ben bu bu çocuklara işkence etmem dernitekim çocukları alır gider.)ya,sizin gibi yazarları görünce iyi ki bizim de okuryazarlığımız var diyorum.bir insan ancak bu kadar yalan söyler.
    Cevapla
  • Tuvad Nıdya 15 yıl önce Şikayet Et
    hah ha.... senaryo ilginç de..Bu abd lilerin yaptıkları acayip dengesizlikler o kadar çok ki...yetenekli bir yazar bunlardan yüzlerce filmlik malzeme çıkarabilir...fakat sinema abd de bir endüstri haline gelmiş rekabet zor..hem para lazım hem de görsel zekası yüksek yönetmenler...konusu kuvvetli bir film bile sinema dili çok iyi kullanılmadan çevrilirse gerekli tesiri yapamaz...unthınkable filmi masrafsız ve basit bir film ama çekimler başarılı,sinema dili çok iyi kullanılmış...mesajını çok rahatlıkla verebiliyor...
    Cevapla
  • Sabit Kal 15 yıl önce Şikayet Et
    Senaryonun başlangıcını beğendiyseniz. bir not düşün çekime başlayalım...ha devamı nasılmı??? Onuda filmi gördükten sonra öğreneceksiniz ve asıl heyecan aslında bundan sonra başlıyor :)))
    Cevapla
  • Sabit Kal 15 yıl önce Şikayet Et
    5. senaryo benden:Babası suçsuz yere polisler tarafından kıyasıya dövülüp. sonunda bizim normal üniveristede nükleer uzmanı arab kafayı bozar. Tabii Amerikalıda şeytan ya, hem araba hemde FBI,CIAe oyun oynayıp, onlarıda kullanarak planını tatbik etmek ister, yani: CIA, ajanlarıyla sahte bomba düzeneğini teslim ettirdiği araba o, düzeneği gizlice hakikisiyle değiştirir ve plan işlemeye başlar...Arabın arabasına Kuran ve kaçacak diye Pakistanın sahte pasaportu yerleştirilir (halbuki Amerika vatandaşı), ailesini zaten korkudan Amerika dışına çıkartmıştı...her şey tamam...
    Cevapla
  • Sabit Kal 15 yıl önce Şikayet Et
    4. senaryo benden:Babası suçsuz yere polisler tarafından kıyasıya dövülüp. ...ele verir. Fakat FBI ve CIA deşifre ettiği planı o kadar beğenirki, planın sonuna kadar devam etmesi için Amerikalıyı henüz yakalanmadığına ve planını devam ettirmesine ikna etmeye çalışır ve peşine güzel bir kadın takarlar...o da Amerikadan intikam peşindedir ve onunda annesini polisler iğfal etmişlermiş. Tabi artık arab bütün gizli teşkilatlarin hedefindedir ve terörist olması için ne gerekliyse yapılır: Ajanlar onu radikalleştirmeye çalışır, ailesine işkence yapılır, çocuğu kaçırılır ve ...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle