Bu yüzden birçok kanalda “Başbuğ’un şifreleri” başlıklı açıkoturumlar yapıldı.

Hem, ordunun en tepesindeki isim, niçin şifreli konuşur?

Eğer “ima”lı veya “kina”yeli konuşacaksa, ekranın hemen alt kısmında “işaret dili”yle haber sunan spiker yayına girebilirdi. Böylelikle ona bakarak ne söylemek istediğini daha net anlamaya çalışırdık.

*
CNN Türk’te söyleşi sonrası hemen bir değerlendirme yapıldı. Gazeteci Mahmut Övür (Sabah) Başbuğ için, “Başbuğ’un ‘Türk kanı taşımadığı’ yönündeki eleştirisini ‘Bu sözler kafatascı Nihal Atsız’ların döneminde kaldı diye biliyorduk’ diyerek dokundurdu.

*

Orgeneral İlker Başbuğ neden Uğur Dündar’ı seçti?

Kanal D’nin anchormanı M. Ali Birand ne güne duruyor?

Yahut, Ali Kırca’yı (Show TV) tercih etmemesinin sebeb-i hikmeti nedir?

Edebilirdi. Aslında yok birbirinden farkı… Al birini vur öbürüne. Neticede ekranın üç silahşorü aynı amaca hizmet etmiyor mu?

*

Eğer Başbuğ “akredite” olmayan bir gazeteciyle röportaj gerçekleştirseydi, daha “yürekli”ce olmaz mıydı? Bana göre, böyle bir tavır Orgeneral Başbuğ’a saygınlık kazandırırdı.

*

Peki Dündar’ın diğerlerinden “fazla”sı ne?

Bir kere “araştırmacı/televizyoncu.”

Dahası “soruşturmacı/gazeteci.” Ki, bu ünvanları bizzat kendisi vermiştir.

Bu “soruşturmacı-araştırmacı-gazeteci-televizyoncu” Dündar ilginç haberlere de imza attı.

Mesela: Türbanlı Doktor… Lisede namaz!

Hatırlayın: Kılıçdaroğlu siyasetteki ilk hamlesini Dündar’ın programıyla gerçekleştirdi.

CHP Genel Başkanı değişir değişmez, hamen anketörleri canlı yayına getirterek CHP’nin oylarının nasıl arttığını “soruşturmacı/araştırmacı/gazeteci/televizyoncu” kimliğiyle kamuoyuyla paylaştı!

Dolayısıyla Orgeneral İlker Başbuğ kendine daha yakın hissettiği bir programcıyla söyleşi yapmayacaktı da kiminle yapacaktı?

Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com