Dr. Mansoor Malik
Dr. Mansoor Malik
KONUK YAZAR
TÜM YAZILARI

Yeni Bölgesel Ufuk — Türkiye’nin Liderliği, İslam Dünyasının Güveni ve Ortak Kalkınmanın Aydınlık Geleceği ve Türkiye’nin Batı ile İslam Dünyası Arasında Açtığı Yeni Diplomatik Dönem

GİRİŞ 15.11.2025 GÜNCELLEME 16.11.2025 YAZARLAR

Son yıllarda bölgemizin karşı karşıya kaldığı sınamalar, belirsizlikler ve insani trajediler yalnızca acıyı artırmakla kalmadı; aynı zamanda İslam dünyasında yeni bir bilinç, yeni bir dayanışma ve ortak sorumluluk duygusu doğurdu.

Gazze’de yaşanan insani dram, dünya kamuoyuna insanlığın, adaletin ve barışın herkes için geçerli evrensel değerler olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Bu atmosferde İslam dünyası — özellikle Türkiye, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, İran ve Endonezya — daha yapıcı, daha olumlu ve ortak fayda odaklı bir gelecek inşa etme yönünde önemli adımlar atmaktadır.

Değişen Dünya Düzeni — Yeni Bir Denge Arayışı

Küresel siyaset, son yüzyılın en derin dönüşümlerinden birini yaşamaktadır.

Tek kutuplu yapı yerini giderek daha dengeli, çok aktörlü bir sisteme bırakmaktadır.

Bu yeni dönemde:

• Bölgesel istikrar,

• Ortak güvenlik,
• Ekonomik bütünleşme,
• Ve karşılıklı güven,

devletlerin en değerli stratejik sermayesi hâline gelmiştir.

Bu doğrultuda, İslam dünyasının önde gelen ülkeleri —

Türkiye, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, İran, Endonezya —

sorumluluk bilinciyle daha etkin ve yapıcı roller üstlenmeye başlamıştır.

Türkiye — Stratejik Vizyon, Dengeli Diplomasi ve Yükselen Küresel Etki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye:

• Doğu ile Batı arasında köprü olma misyonunu güçlendirmiş,

• Küresel insani meselelerde kararlı ve ahlaki bir duruş sergilemiş,
• Kriz dönemlerinde aktif diplomatik kanallar işletmiş,
• Ekonomik ve siyasi işbirliği zeminlerini genişletmiş,
• Ve İslam dünyasıyla ilişkileri daha derin, daha güvenilir bir düzeye taşımıştır.

Bugün Türkiye:

• Barışın,

• İstikrarın,
• Bölgesel uyumun,
• Ortak kalkınmanın ve
• Çok yönlü diplomasinin

öne çıkan merkezlerinden biri hâline gelmiştir.

Bu sürecin en önemli destekçileri arasında

Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, İran ve Endonezya yer almaktadır.

İslam Dünyasında Oluşan Yeni Uyum — Yumuşak Güç, Diyalog ve Güven

Son yıllarda İslam ülkeleri arasındaki ilişkiler olumlu yönde önemli bir ivme kazanmıştır:

• Suudi Arabistan–İran uzlaşısı,

• Türkiye–Mısır ilişkilerinde yeni sayfa,
• Pakistan–Türkiye arasında savunma, teknoloji ve ekonomi alanlarında artan işbirliği,
• Katar’ın diplomatik girişimleri,
• BAE, Umman ve Kuveyt’in istikrarı önceleyen politikaları,
• Endonezya, Malezya ve Bangladeş’in ekonomik uyum perspektifi…

Tüm bu gelişmeler, İslam dünyasının artık rekabetten ziyade birlik, işbirliği ve karşılıklı saygı eksenine yöneldiğini göstermektedir.

Pakistan — Stratejik Gücü, Diplomatik Ağırlığı ve Bölgesel Bağlayıcılığıyla Öne Çıkıyor

Pakistan, bu yeni bölgesel mimaride son derece önemli bir konuma sahiptir.

Pakistan:

• Dünyanın tek Müslüman nükleer gücü,

• Güçlü ve disiplinli bir savunma kapasitesi,
• Türkiye, Suudi Arabistan, İran, Mısır ve Endonezya ile köklü ilişkileri,
• Ve üç kritik coğrafyanın birleştiği noktadaki stratejik konumuyla

bölgesel istikrarın yükselen merkezlerinden biri olarak görülmektedir.

Pakistan’ın ortak kalkınma ve barış vizyonu,

İslam dünyasının geleceğine istikrar ve öngörülebilirlik kazandırmaktadır.

Ortak Savunma — Ortak Barış — Ortak Vizyon

İslam dünyasının öncü ülkeleri —

Türkiye, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, İran, Endonezya —

ortak geleceği şu temel ilkeler üzerine inşa etmektedir:

• Egemenliğe karşılıklı saygı,

• Ortak güvenlik anlayışı,
• Ekonomik dayanışma,
• Bilgi, teknoloji ve kaynak paylaşımı,
• Diplomatik uyum ve güven artırıcı adımlar.

Bu oluşum, herhangi bir ülkeye karşı bir blok değildir.

Tam aksine, barışı, istikrarı ve ortak refahı önceleyen kapsayıcı bir vizyondur.

Bu yaklaşım Türkiye’nin yıllardır savunduğu temel diplomatik prensibi yansıtmaktadır:

“Eşitlik, işbirliği ve barış — herkes için.”

Bir Asır Sonra — Ortak Bir Ufka Doğru

Osmanlı’nın ardından geçen yüzyıllık dağınıklık döneminden sonra,

İslam dünyası — özellikle Türkiye, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, İran ve Endonezya —

ilk kez ortak bir gelecek tasavvuru etrafında yeniden birleşmektedir.

Bu yeni birlik:

• Dengeli,

• Karşılıklı güvene dayalı,
• Diyalog ve uzlaşıyı öne çıkaran,
• Ve bölgesel istikrarı güçlendirme kapasitesine sahip

bir yapıdır.

Bu yalnızca geçmişin bir devamı değil;

aynı zamanda daha olumlu, daha barışçıl bir geleceğin başlangıcıdır.

Sonuç — Huzur, Kalkınma ve Ortak Umuda Doğru Yeni Bir Dönem

Bugün dünya, İslam dünyasının başlıca ülkelerinin —

Türkiye, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, İran, Endonezya —

el ele vererek:

• Barışı,

• İşbirliğini,
• Ekonomik kalkınmayı,
• Ortak çıkarları
• Ve aydınlık bir yarını

inşa etme yönünde ilerlediğini görmektedir.

Bu yeni yolculuk,

ümidin ışığını büyüten bir adımdır;

geleceğin haritası da işte bu ışıkla çizilecektir.

Dr. Mansoor Malik — Aşk Krallığı, Londra

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL