Açıklamalara bakılırsa, 100 kiloluk TNT kalıpları yerleştirildiği anlaşılan araçlar, maksada uygun olduğu düşünülen yerlere park edilmiş ve daha sonra uzaktan kumandayla patlatılmış. Bilerek ve isteyerek, kalabalığın en yoğun olduğu mekan ve zaman tercih edilmiş.

İhtimaller ve rivayetler muhtelif. Patlamaların Barış Süreci'ni baltalamaya çalışan birilerinin işi olduğunu düşünenler olsa da, işin arkasında Suriye rejiminin olduğu yönündeki kanaat daha ağır basıyor.

Hangisi olursa olsun, patlamalar aslında bir mesaj; normal mesajlardan farkı, kanla yazılmış olması.

Suriye'deki rejim, halkıyla arasına giren kana rağmen devam etmek arzusunda ve bu konuda en ciddi engellerden birisi olduğunu düşündüğü Türkiye'yi karıştırabileceğini umduğu girişimlerde bulunuyor muhtemelen.

Bu işi yapan ve yaptıranlar, suçsuz yere bir insanı öldürmenin, bütün insanlığı öldürmek gibi olduğunu biliyorlardır muhakkak. Ancak, her ne düşünüyorlarsa, kendi insanlarına karşı bile ağır silahları kullanmaktan çekinmedikleri gibi, komşu bir ülkede masum insanları hedef alan operasyonlar yapmaktan da geri kalmıyorlar.

Patlamaların bir başka hedefi de, iç savaş dolayısıyla ülkemize sığınmış Suriyeli mültecileri rahatsız edebilecek gelişmelere zemin hazırlamak olmalı. Patlamalar sonrası yaşandığı haber verilen bazı olaylar, önceden bazı hazırlıklar yapıldığını ortaya koyar nitelikte.

Reyhanlı'daki patlamalar ve daha evvel sınır hattımızda yaşanan diğer bazı olaylar, söyleyebilecek makul herhangi bir sözü olmayanlar tarafından gönderilen kanlı birer mesaj aslında.

Bir zamanlar aralarında var olup da görüşerek çözüme kavuşturamadıkları birtakım meseleleri, on binler, yüz binler ve hatta milyonlarca insanın hayatına mal olan savaşlarla halletmeye çalışan devletler vardı.

Soğuk Savaş döneminin iki süper gücü ABD ve SSCB'nin liderleri,  Beyaz Saray ve Kremli arasına çekilmiş özel hatla çalışan Kırmızı Telefon aracılığıyla görüşüyor olsalar da, bağlı ülkelerdeki operasyonlar üzerinden karşılıklı güç gösterisinde bulunmayı da ihmal etmiyorlardı.

Devran değişti. Bazı coğrafyalarda halen savaş metodu kullanılıyor olsa da, şimdilerde halledilmesi gerektiği düşünülen meseleler için daha sofistike metodların kullanılması daha yaygın. Ve maalesef daha çok masum insanları hedef alan terör olayları, bu metodların en başta geleni.

Yakın geçmişte yaşanan birçok olay; mesela 11 Eylül olayı da böylesine bir mesaj vermek için yapılmıştı herhalde. Tıpkı daha sonra Madrid, Londra, İstanbul ve başka yerlerde yaşanan ve onlarca suçsuz insanların ölümüne sebep olan patlamalar gibi.

Patlamaların ardından birtakım örgüt isimleri zikredilmiş olsa da, bunların sadece adres göstermek için kullanıldığı; esas meselenin başka olduğu ve bunun mesajın muhatabı olanlar tarafından bilindiği ve cevabın da mutlaka uygun bir şekilde verildiği, bu konularda uzman olan kişilerin ağırlıklı kanaati.

Başta istihbarat örgütleri olmak üzere güvenlik güçlerinin ciddi şekilde dikkatli olması gereken bir zamanda olduğumuz açık. Bölgede yaşayanlar başta olmak üzere insanımıza düşen de, provokasyonlar konusunda dikkatli olmak…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com